Uygulamalarımız appstore googleplay

#Aile

gazeteci63.com - Aile haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Aile haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Eşi ve Kardeşiyle Aynı Sahnede Haber

Eşi ve Kardeşiyle Aynı Sahnede

Santuri Sedat Anar, eşi Damla ve kardeşi Selahattin Anar ile yıllardır yurt içinde ve dışında verdikleri konserlerde aynı sahneyi paylaşıyor. Yaklaşık 15 yıldır santur çalan Sedat Anar, önce kardeşi Selahattin'i, sonra eşi Damla Gürkan Anar'ı sahneye teşvik etti. Birlikte müzik yapmaya başlayan Anar ailesinden Sedat santur (kanuna benzeyen, tokmakla çalınan bir tür telli çalgı), Selahattin hang drum (metal bir diskten oluşan ve çok katmanlı yapıya sahip müzik aleti) Damla ise erbane (tef benzeri vurmalı çalgı) çalarken TRT Müzik kanalında da "Santurun Sesi" adlı programı icra ediyor. Santuri Sedat Anar, AA muhabirine, küçük yaşlardan itibaren müziğe ilgi duyduğunu ve saz çaldığını söyledi. Üniversite yıllarında tanıştığı İranlı bir arkadaşı aracılığıyla tarihi çok eskilere dayanan santura merak duymaya başladığını ifade eden Anar, tokmakla çalınan ve marjinal ses çıkaran santurun kısa sürede dinleyeni ritmine kaptırdığını dile getirdi. Birçok uluslararası festivale katıldıklarını ve 30 ülkede konser verdiklerini dile getiren Anar, şöyle konuştu: "Türkiye'de de konserler vermeye devam ediyoruz. İlk önce ben müzikle haşir neşir oldum. Sokak müzisyenliği yaptıktan sonra kendim sahneye çıkmaya başladım. Sonra çok yetenekli olan kardeşim Selahattin'e erbane öğrettim, şimdi hang drum diye bir çalgı çalıyor, hatta Türkiye'de en iyi icra edenlerden birisidir. Birlikte sahne çalışmalarımızın yanı sıra birlikte albüm çalışmalarımız da var. Selahattin, 2015'ten beri yanımda birlikte müzik yapıyoruz. Eşimin müzisyen olma hikayesi ise bizim biraz onu zorlamamızla oldu. Boğaziçi Üniversitesinde doktora yapıyordu, o süreçte 'sen de gelsen bizle olsan' dedik doğal olarak aynı evde yaşıyoruz o dönem Selahattin de bizimle yaşıyordu. Boş zamanlarımızda prova yaptık, birlikte konser yapalım niyetiyle yola çıktık." "Abim benim aynı zamanda hocam" Selahattin Anar (30), 10 yıldır ağabeyiyle birlikte müzik yaptığını söyledi. Birlikte müzik yapmalarının kendilerine avantaj sağladığını anlatan Anar, "Birbirimizi iyi hissettiğimiz için ortaya çıkardığımız müziğin de daha iyi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bu bize bir konfor alanı oluşturuyor, birbirimizi çok iyi tanıyoruz, sahnede neler yapabileceğimizi biliyoruz. Bu yüzden birlikte geliştirip birlikte görülmeye çalışıyoruz. Abim benim aynı zamanda hocam birçok şeyi ondan öğrendim. Bu yüzden onunla müzik yapmak onur ve mutlu edici bir şey." diye konuştu. "Aileyiz konuşmadan bile birbirimizi daha iyi anlıyoruz" Damla Gürkan Anar (36) da hiç aklından geçmediği müziğe eşi sayesinde atıldığını söyledi. Ailece müzik yapmalarının kendilerine büyük avantaj sağladığını anlatan Anar, şöyle devam etti: "Sedat ile 8,5 yıldır evliyiz. 7 yıldır da birlikte sahneye çıkıyoruz. Normalde ben akademisyenim, eşimle doktora yaparken tanıştım. Müzisyen olmak aklımda yoktu, bunu planlamamıştım. Sedat'ın ve Selahattin'in teşvikiyle müziğe başladım, bana evde erbane öğrettiler, sonra yavaş yavaş sahneye çıkmaya başladım. Asıl işi sahnede öğrendim diyebilirim, çalmayı, eşlik etmeyi. Birlikte çaldığımız için ailece sahneye çıktığımız için mutluyum, kendimi rahat hissediyorum çünkü biz aileyiz birbirimizin dilinden mimiklerimizden konuşmadan bile birbirimizi anlayabiliyoruz. Bunun çok avantajları var ama benim için en büyük avantajı mesela hiç prova yapmadan sahneye çıkabiliyoruz ve hiç prova yapmadığımız bir şarkıyı bile sadece bakışarak veya mimiklerimizle işaret yaparak çalabiliyoruz. Bu bizim için çok büyük bir rahatlık, büyük bir konfor." Anne Türkan Anar (63) ise çocuklarının hepsini aynı sahnede görmekten gurur duyduğunu dile getirdi.

Narin’in Cenazesi Teslim Edildi Haber

Narin’in Cenazesi Teslim Edildi

Diyarbakır'da ölü bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cenazesi, Adli Tıp Kurumunda yapılan otopsinin ardından yakınlarına teslim edildi. Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve dün Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor. Diyarbakır Adli Tıp Kurumundaki otopsinin ardından yakınlarına teslim edilen Narin Güran'ın cenazesinin bugün Tavşantepe Mahallesi'nde defnedileceği belirtildi. Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran için arama çalışması başlatılmış, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Tavşantepe Mahallesi Muhtarı ve aynı zamanda Narin Güran'ın amcası S.G, 2 Eylül'de çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı. Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, dün, kaybolan Narin Güran'ın kıyafetleriyle Eğertutmaz Deresi kenarında çuval içinde üzeri taşla gizlenmiş vaziyette saat 08.45 sıralarında ölü bulunduğunu açıklamıştı. Zorluoğlu, "İlk bulgulara göre kayıp Narin Güran'ın öldürüldükten sonra bir çuvalın içerisine konulup dere kenarına getirildiği, çuvalla birlikte derenin kenarında suyun içerisine yerleştirildiği, üzerinin ağaç dalları ve taşlarla şüphe uyandırmayacak şekilde ve doğal bir görüntü verilerek kapatıldığı anlaşılmıştır." ifadelerini kullanmıştı. Soruşturma kapsamında, aralarında Narin Güran'ın annesi, babası, iki ağabeyi, dört amcası ve tutuklanan amcası S.G'nin eşinin de bulunduğu 24 kişi gözaltına alınmıştı.

385 Kadın Meslek Öğrendi Haber

385 Kadın Meslek Öğrendi

Haliliye Belediyesi bünyesindeki Süleymaniye Milletevindeki el sanatları, dikiş nakış ve kuaför kursundan eğitim alan kadınlar, meslek öğrenmeye devam ediyor. Bölgedeki kadınların yoğun ilgi gösterdiği Milletevinden faydalanan 385 kursiyer, el emeklerini esere dönüştürüyor. Belediye Başkanı Mehmet Canpolat’ın talimatları ile hayatın her alanında kadınların yanında olan Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, bünyesindeki Milletevleri ile faaliyetlerini devam ettiriyor. Kadınların sosyal ve kültürel yaşamlarına katkı sağlaması için açılan meslek edindirme ve hobi kursları Ahmet Yesevi, Süleymaniye ve Sırrın Milletevlerinde yoğun ilgi görüyor. Süleymaniye Milletevinde devam eden el sanatları, dikiş nakış ve kuaför kurslarına kayıt oluşturan kursiyer kadınlara, usta öğreticiler tarafından teorik ve uygulamalı eğitim veriliyor. Kadınların yoğun ilgi gösterdiği bu kurslara çocuklarıyla katılan anneler ise çocuklarını kreşe bırakmanın rahatlığını yaşıyor. Anneler; kurslardan aldıkları eğitimlerle meslek öğrenirken, çocukları da akranlarıyla eğitici ve eğlenceli zaman geçiriyor. Meslek öğrenip, aile ekonomilerine katkı sağlamalarına olanakların sunulduğu el sanatları, dikiş nakış ve kuaför kursuna katılan kursiyerler, sağlanan imkanlardan ötürü Belediye Başkanı Mehmet Canpolat’a ve Haliliye Belediyesine teşekkür ediyor. Öte yandan; 2024 yılının ilk yarısı Süleymaniye Milletevindeki el sanatları, dikiş nakış ve kuaför kursundan faydalanan 385 kursiyere Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika verildi.

İstanbul, Türkiye'de İlk Sırada Haber

İstanbul, Türkiye'de İlk Sırada

İstanbul Koruyucu Aile Derneği Başkanı Neşe Gökalp, Türkiye'de 8 bin 554 koruyucu ailenin yanında 10 bin 269 çocuğun bulunduğunu belirterek, bu konuda İstanbul'un ilk sırada yer aldığını bildirdi. Gökalp, "30 Haziran Koruyucu Aile Günü" dolasıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de koruyucu aile sayısının, 2012 yılında başlayan Gönül Elçileri Projesi ile artmaya başladığını söyledi. Her yıl koruyucu aile sayısının yüzde 4 ile 6 arasında arttığını belirten Gökalp, artışa rağmen sayının istenilen seviyede olmadığını, hala koruyucu aile bekleyen çocukların bulunduğunu kaydetti. Gökalp, Türkiye genelinde 8 bin 554 koruyucu ailenin yanında 10 bin 269 çocuğun bulunduğunu vurgulayarak, "İstanbul'da ise 1156 ailenin yanında 1280 çocuk ve genç bulunmaktadır. İstanbul, koruyucu aile sayısında Türkiye'de ilk sırada yer alıyor." dedi. Ülkede 4 çeşit koruyucu aile modeli bulunduğu dile getiren Gökalp, "En çok uygulanan, Geçici Koruyucu Aile modelidir. Ayrıca Yakın Çevre Koruyucu Aile modeli de çok uygulanan bir modelin başında yer alıyor." diye konuştu. Gökalp, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının UNICEF ile beraber yürüttüğü ve sivil toplum örgütlerinin de katılım sağladığı farklı modeller üzerinde geliştirme çalışmalarının yürütüldüğünü ifade etti. Kimler koruyucu aile olabilir? 25-65 yaşları arasında, en az ilkokul mezunu, düzenli gelire sahip kişilerin koruyucu aile olabildiğinin altını çizen Gökalp, başvuru yapacak kişilerin adli sicil kaydının temiz olması, fiziksel veya ruhsal sağlık sorunlarının bulunmaması, çocuğun biyolojik anne-babası veya vasisi olmaması gibi şartların da bulunduğunu aktardı. Gökalp, biyolojik çocuğu olanların da kendi çocuklarıyla birlikte koruyucu aile olarak başka çocuklara bakabildiğini dile getirdi. Koruyucu aile sayısında son yıllarda artış yaşandığına dikkati çeken Gökalp, "İstanbul'da özellikle koruyucu aile sayısında son yıllarda önemli bir artış yaşanmaktadır. İstanbul'u İzmir, Ankara ve Adana gibi büyük şehirler takip ediyor. Türkiye'nin tüm illerinde koruyucu aile bulunmakla birlikte, bazı küçük illerde sayılar daha azdır." ifadelerini kullandı. Koruyucu ailelere devlet desteği olduğunu hatırlatan Gökalp, şunları kaydetti: "Koruyucu aile sözleşmesi ile bu ailelere aylık parasal destek ve çocuklar için harçlık verilmektedir. Aynı zamanda eşine veya bir yakınına bağlı olmaksızın emekliliğine esas sosyal güvencesi olmayan eşlerden birine, bir asgari ücret tutarı üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında isteğe bağlı sigortasını yaptırma imkanı da sağlanmaktadır. SGK ödeme belgesinin ibrazı halinde primleri aylık ödemelere ilave edilerek Bakanlıkça gönderilen ödenekten karşılanır. Bu destekler arasında aylık bakım ücreti, eğitim ve sağlık giderlerinin karşılanması ve çeşitli sosyal hizmetler yer almaktadır​." Neşe Gökalp, sürekli takip ve denetim ile koruyucu ailelerin ve çocukların durumlarının izlendiğini, gerekli durumlarda müdahale edildiğini sözlerine ekledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.