Uygulamalarımız appstore googleplay

#Beslenme

gazeteci63.com - Beslenme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Beslenme haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İftar ve Sahurda Sağlıklı Beslenme Haber

İftar ve Sahurda Sağlıklı Beslenme

Uzmanlar, ramazan ayında, sahurda ve iftarda doğru beslenmeyle oruç sürecinin daha sağlıklı ve rahat geçirilebileceğini belirtti. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hande Özportakal, AA muhabirine, ramazan ayında sağlıklı ve dengeli beslenmenin, vücudun enerji dengesini koruması ve sindirim sisteminin düzenli çalışması açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Özellikle sahurun atlanmaması gerektiğini vurgulayan Özportakal, "Sahur, gün boyu enerjimizi korumamızı sağlar. Bu öğünde süt, peynir, yumurta gibi protein kaynaklarıyla tam buğday ekmeği, yeşillik ve sağlıklı yağlar tüketilmelidir. Aşırı yağlı, baharatlı ve karbonhidrat ağırlıklı gıdalardan kaçınılmalıdır." dedi. Özportakal, iftarın su ve hurma ile açılmasının sindirim sistemini rahatlatacağını belirterek, çorba ve salata gibi hafif yiyeceklerden sonra 10-15 dakikalık bir mola verilmesi gerektiğini ifade etti. İftarda kontrollü beslenmenin önemine değinen Özportakal, uzun süre aç kalan vücutta ani insülin salınımını engellemek için yemekleri yavaş yemek ve iyi çiğnemek gerektiğini aktardı. Özportakal, ana yemeklerde et, tavuk ve balık gibi protein kaynakları ile sebze yemeklerine yer verilmesi, kızartmalardan kaçınılması gerektiğini kaydederek, "Beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmekler tercih edilmeli, porsiyon kontrolüne dikkat edilmelidir." diye konuştu. Ramazan ayında yeterli sıvı alımının ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizen Özportakal, "Sağlıklı bireyler günde en az 2-2,5 litre su tüketmelidir. Çay, kahve ve asitli içecekler suyun yerini tutmaz, aksine vücutta su kaybına neden olabilir." ifadelerini kullandı. "Aşırı yağlı ve şekerli gıdalardan kaçınılmalı" Bayrampaşa Devlet Hastanesi Diyetisyeni Emre Özen ise uzun süreli açlık ve azalan öğün sıklığının, kan şekeri, sıvı dengesi, enerji kullanımı ve sindirim sistemi üzerinde doğrudan etkisi olduğunu anlattı. İftar sofrasında besin öğelerinin yeterli miktarda alınmasının sağlık açısından büyük önem taşıdığına dikkati çeken Özen, "Orucu hurma, zeytin veya suyla açtıktan sonra çorba gibi hafif bir başlangıç yapmak sindirim sistemini rahatlatacaktır. Doygunluk hissi yaklaşık 20 dakikada oluştuğu için çorbanın ardından 5-10 dakika beklemek, ihtiyacımızdan fazla yemek tüketmemizi önleyecektir." bilgisini verdi. Özen, öğünlerde protein kaynakları, kompleks karbonhidratlar, sebzeler ve süt ürünlerine yer verilmesi gerektiğini dile getirerek, "Posa içeriği yüksek gıdalar tüketmek, mide boşalmasını geciktirerek aşırı yemek yeme isteğini azaltır ve kabızlığı önler. Aşırı yağlı ve şekerli gıdalardan kaçınılmalı, kızartmalar yerine fırın, haşlama ve buğulama yöntemleri tercih edilmelidir. Ağır tatlılar yerine meyve bazlı veya sütlü tatlılar porsiyon kontrolü sağlanarak tüketilebilir." ifadelerini kullandı. Sahurun kan şekeri dengesini koruyarak, hipoglisemi riskini azalttığını ve gün içinde dinç kalmayı sağladığın belirten Özen, bu öğünde protein içeriği yüksek besinlerin tüketilmesi gerektiğini söyledi. Özen, sahurda tüketilecek yumurta, peynir gibi protein kaynaklarının kas kütlesini korumaya yardımcı olurken, süt ve yoğurt gibi besinlerin de doygunluk süresini uzattığını ifade ederek, "Ayrıca meyve ve sebze tüketmek, vitamin, mineral ve lif ihtiyacını karşılamak açısından önemlidir. Ramazan ayında su tüketimini iftar ile sahur arasında kademeli olarak tamamlamak gerekir." diye konuştu. "Aşırı tuzlu, baharatlı gıdalar tüketmek, gün içinde susuzluk hissini artırabilir" İstanbul Aydın Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden Uzman Diyetisyen Meltem Boz da ramazanda beslenme düzeninin değişmesiyle metabolizmanın da farklı bir sürece girdiğini söyledi. Boz, ramazan ayında sindirim sisteminin zorlanmaması gerektiğini, kan şekerindeki ani dalgalanmaların önlenmesinin önemli olduğunu anlatarak, "Bunun için sahur ve iftar öğünlerinde doğru besinleri seçmek büyük önem taşır. Yanlış beslenme alışkanlıkları hem gün içinde halsizlik ve yorgunluk hissine yol açabilir hem de ramazan sonunda kilo artışı gibi istenmeyen sonuçlara neden olabilir." dedi. Ramazanda beslenme düzeninin en önemli unsurlarından birinin sahur öğünü olduğunu vurgulayan Boz, bunu atlamanın gün içinde kan şekerinin hızlı düşmesi, halsizlik, baş ağrısı ve dikkat dağınıklığı gibi sorunlara yol açabileceğini kaydetti. Boz, sahurda mutlaka uzun süre tok tutacak ve gün boyu enerji sağlayacak besinler tüketilmesi gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti: "Sahurda protein ve sağlıklı yağlar bakımından zengin besinler tercih edilmelidir. Yumurta, peynir, yoğurt, süt, ceviz, badem gibi sağlıklı yağ içeren gıdalar uzun süre tok kalmayı destekler. Tam tahıllı ekmekler, yulaf gibi kompleks karbonhidratlar ise kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olur. Bunun yanı sıra aşırı tuzlu, baharatlı veya kızartılmış gıdalar tüketmek, gün içinde susuzluk hissini artırabileceği için tercih edilmemelidir. Bol su içmek de susuzluğun önlenmesi açısından oldukça önemlidir." Ramazan ayında fiziksel aktivitenin tamamen bırakılmaması gerektiğini ifade eden Boz, hareketsiz kalmanın sindirim sisteminin yavaşlamasına ve kilo kontrolünün zorlaşmasına neden olabileceğini söyledi. Boz, oruç tutan bireylerin gün içinde aşırı efor gerektiren ağır egzersizlerden kaçınmasının önemli olduğunun altını çizerek, "Ancak hafif fiziksel aktiviteleri ihmal etmemelidir. İftar öncesinde düşük tempolu yürüyüş veya hafif egzersizler yapılabilir. İftar sonrasında ise sindirimi desteklemek için kısa yürüyüşler faydalı olacaktır. Düzenli spor yapan bireyler ise antrenmanlarını iftardan 2-2,5 saat sonrasına planlamalıdır." bilgisini verdi. Doğru beslenme alışkanlıklarıyla kilo alımı önlenebilir Ramazan ayının kilo kontrolü açısından önemli bir fırsat olabileceğini belirten Boz, doğru beslenme alışkanlıklarıyla kilo alımının önlenebileceğini ifade etti. Boz, dengeli bir iftar ve sahur öğünü ile kilo alımını önlemenin mümkün olduğunun altını çizerek, "İftar tabağının yarısı sebze ve yeşillikten, dörtte biri protein kaynaklarından, kalan dörtte biri ise sağlıklı karbonhidratlardan oluşmalıdır. Ayrıca iftar ile sahur arasında yeterli su tüketilmeli ve basit şeker içeren yiyeceklerden kaçınılmalıdır." dedi. Ramazanda en sık yapılan beslenme hatalarına da değinen Boz, şu uyarılarda bulundu: "Sahuru atlamak, iftarda aşırı porsiyon tüketmek, iftarın hemen ardından tatlı yemek, iftar ile sahur arasında yetersiz su içmek, hareketsiz kalmak ramazanda en sık yapılan beslenme hatalarıdır. Bu tür hatalar, hem kilo alımına hem de sindirim sorunlarına yol açabilir. Ramazan boyunca sağlıklı ve dengeli beslenerek bu dönemi daha enerjik ve sağlıklı geçirmek mümkündür."

Kalp Damar Hastalığına Yol Açıyor Haber

Kalp Damar Hastalığına Yol Açıyor

Uzmanlar, kalp damar hastalıklarının genç yaşlarda ortaya çıkmasında sağlıksız beslenmenin önemli bir etken olduğunu belirtiyor. Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Erhan Tenekecioğlu, kalp damar hastalıklarının genç yaşlarda ortaya çıkmasında sağlıksız beslenmenin önemli bir etken olduğunu belirterek, bundan korunmak için sağlıklı beslenme ve hareketli yaşamın önemine dikkat çekti. Bursa İl Sağlık Müdürlüğünden "Dünya Kalp Günü" dolayısıyla yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Doç. Dr. Tenekecioğlu, son yıllarda kalp damar hastalıklarında ciddi artış olduğunu vurguladı. Tenekecioğlu, bunun nedenleri arasında teknolojinin gelişmesine bağlı olarak insanların hareket etmelerinde azalma, sağlıklı beslenmede ciddi şekilde bozulma, genetik faktörlerin yer aldığını söyledi. Beslenme bozukluklarının kalp damar hastalıklarının ortaya çıkmasında önemli bir faktör olduğuna işaret eden Tenekecioğlu, şu bilgileri paylaştı: "Katı yağ kullanımının artması, işlenmiş gıda tüketiminin artması ve fast food tarzı beslenmenin özelikle gençler arasında yaygınlaşması kalp damar hastalıklarının daha genç yaşlarda ortaya çıkmasında ciddi bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumumuzda yaygınlaşmış olan fast food alışkanlığının azaltılması gerekmektedir. Bunun yanında katı yağlardan da uzak durmamız gerekiyor. Beyaz et ve sebze ağırlıklı beslenmemiz önemli. Özellikle Akdeniz tipi beslenmeye iyice ağırlık vermemiz gerekiyor." "Bazen asansör yerine merdiven kullanmakta fayda var" Doç. Dr. Tenekecioğlu, hareketsiz yaşamın metabolizmayı yavaşlattığını ve vücutta yağ birikimine yol açtığını dile getirdi. Günlük yaşamda hareketlenmeyi artırmak gerektiğini kaydeden Tenekecioğlu, "Bazen asansör yerine merdiven kullanmakta fayda var. Sicilya'da yapılan bir çalışmada insanların 100 yaşını nasıl aştığını araştırmışlar. Yollar yokuş yukarı olduğu için insanlar sürekli hareket halinde ve bu onların metabolizmasının hızlanmasına ve iyi kolesterolün yükselmesine damar sağlığının daha iyi olmasına sebep olmakta." diye konuştu. Tenekecioğlu, stresin de kalp sağlığında önemli bir faktör olduğunu anlattı. Stresli ortamlardan mümkün oldukça uzak durulması gerektiğini belirten Tenekecioğlu, "Günün belli bir vaktinde evde rahatlatıcı bir aktivite bulunmakta fayda var. Bu sadece kafayı dinlendirmek için değil vücudun genel metabolizmasının düzenlenmesi konusunda çok faydalı olacaktır." dedi.

Gazze’de Yetersiz Beslenme Vakaları Haber

Gazze’de Yetersiz Beslenme Vakaları

Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alan Han Yunus kentindeki Nasır Tıp Kompleksi'nin Çocuk Bakım Bölümü Başkanı Hatem el-Hur, Gazze'deki hastanelerin yetersiz beslenme vakalarıyla dolu olduğunu belirtti. Hur, Gazze Şeridi'ndeki insani koşulların kötüleştiğini ve çoğu hastanenin hizmet dışı kaldığını ifade ederek AA muhabirine yaşadıkları zorlukları anlattı. Yetersiz beslenmeden muzdarip çok sayıda Filistinlinin, Gazze Şeridi'nde faaliyet gösteren Nasır ve sahra hastanelerine sığındığını belirten Hur, "Yetersiz beslenme Gazze Şeridi'nde büyük oranda yayıldı. Bu vakaları savaştan önce hiç görmüyorduk. Ancak şimdi çok sayıda kişide görmeye başladık. Ayrıca özellikle 5 yaşın altındaki çocuklar arasında akut yetersiz beslenme vakaları da artmaya başladı." dedi. Hur, Gazze Şeridi'nde özellikle çocuklarda yetersiz beslenme sorununun çok ciddi olduğunu vurgulayarak, başta İsrail ablukası olmak üzere gıda kıtlığı, protein eksikliği ve fiyatların aşırı yüksek olması nedeniyle halkın uygun gıdayı satın alamadığını dile getirdi. Filistinli doktor, yetersiz beslenme nedeniyle yaşanan ölümlere ilişkin şunları söyledi: "Vakaların çoğu gıda, yiyecek ve içecek desteğinden mahrum bırakılan kuzey bölgelerinde meydana geldi. Güney bölgelerinde de az da olsa yetersiz beslenme nedeniyle ölüm vakaları yaşandı. Ancak Gazze Şeridi'nin kuzey bölgelerine hiçbir destek sağlanmadığı için vakaların çoğu orada." Güney bölgelerinde kısıtlı da olsa şu anda uluslararası kuruluşların yurt dışından gelen heyetler aracılığıyla sağladığı bazı süt ürünleri gibi tamamlayıcı tedaviler olduğunu söyleyen Hur, ancak bunun çok yetersiz olduğunu ifade etti. Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya kentinde bulunan Kemal Advan Hastanesi Müdürü Hüsam Ebu Safiye 21 Haziran'da, Gazze kenti ile kuzeyde kıtlık belirtilerinin ortaya çıktığını söylemişti. Ebu Safiye, yetersiz beslenme ve sıvı kaybı nedeniyle iki hafta içinde 250 çocuğun hastaneye getirildiğini de açıklamıştı. İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 15 bin 694’ü çocuk, 10 bin 279'u kadın olmak üzere 38 bin 664 Filistinli öldü, 89 bin 97 kişi yaralandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.