Uygulamalarımız appstore googleplay

#Doğa

gazeteci63.com - Doğa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Doğa haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

12 Yılda 4 Bin 500'e Yakın Tedavi Haber

12 Yılda 4 Bin 500'e Yakın Tedavi

Şanlıurfa'da bulunan Gölpınar Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezinde yaklaşık 12 yılda 4 bin 500 civarında yaban hayvanı tedavi edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar 3. Bölge Müdürlüğüne bağlı olarak hizmet veren merkezde, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki illerde yaralı ya da bitkin halde bulunan yaban hayvanları tedavi ediliyor. Yaklaşık 12 yıldır faaliyet gösteren merkezde yaban keçisi ile ceylan, kaya kartalı, şahin, puhu, orman baykuşu ve kerkenez gibi yırtıcı kuş türlerinin yanı sıra birçok farklı hayvan türü veterinerler tarafından özenle bakıma alınıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı 3. Bölge Müdürlüğü Doğa Koruma ve Milli Parklar Şanlıurfa Şube Müdürü Mehmet Cezayiroğlu, AA muhabirine, yıllardır yabani hayvanlara şifa dağıttıklarını söyledi. Amaçlarının tedavisi yapılan hayvanları tekrar doğal yaşam alanına bırakmak olduğunu belirten Cezayiroğlu, şunları kaydetti: "Çeşitli sebeplerle yaralanan, hasta düşen veya insan kaynaklı tehditlere maruz kalan yaban hayvanlarını koruma altına alıyor ve tedavi ediyor ve tekrar doğal yaşam alanlarına bırakıyoruz. Kuruluşumuzdan bugüne 4 bin 500'e yakın yaban hayvanını tedavi edip doğaya saldık. Şu an 25 yaban hayvanının tedavisi devam ediyor. Çeşitli türlerdeki hayvanlar merkezimize ulaştırılıyor. Bize en sık gelen hayvan türleri arasında kartallar, şahinler, leylekler, akbabalar gibi kanatlı türler ile tilki, sincap, ceylan, dağ keçisi ve yaban tavşanı gibi memeliler yer alıyor ayrıca bazen nesli tehlike altında olan türler de merkeze geliyor ve onlara özel bir bakım sağlıyoruz." Çoğunlukla 112 Acil Çağrı Merkezi üzerinden ihbar geldiğini anlatan Cezayiroğlu, ekipler tarafından merkeze getirilen hayvanlara uzmanlarca yapılan ilk müdahalenin ardından gerekli tedavi sürecini başlattıklarını söyledi. Cezayiroğlu, uçma yetisini kaybetmiş bir kuşun veya avlanma yetisini kaybetmiş bir memelinin sağlığına kavuşmadan doğaya bırakılmasının mümkün olmadığını vurguladı. Doğada türe göre uygun yaşam alanı belirleniyor Hayvanlarda rehabilitasyonun önemine değinen Cezayiroğlu, şöyle devam etti: "Öncelikle, hayvanın genel sağlık durumu değerlendirilir. Kırık, yaralanma veya herhangi bir hastalık durumunda gerekli tıbbi müdahaleler yapılır. Daha sonra rehabilitasyon sürecine geçilir. Hayvanın doğal ortamına dönmeye hazır olup olmadığı gözlemlenir. Hayvan tamamen sağlığına kavuştuğunda ve doğada kendi başına hayatta kalabilecek duruma geldiğinde, uygun bir bölgede doğaya geri salınıyor. Bu süreçte türüne uygun yaşam alanlarını seçiyoruz. Örneğin bir kartal yüksek kayalık bir bölgede, bir su kuşu ise gölet veya sulak alanlara bırakılıyor." Cezayiroğlu, doğaya bırakılan plastik atıklar ile kaçak avcılık ve doğal yaşam alanlarının tahrip edilmesi gibi faktörlerin yaban hayatına büyük zarar verdiğini sözlerine ekledi.

Kelaynak Kuşları Doğaya Bırakıldı Haber

Kelaynak Kuşları Doğaya Bırakıldı

Şanlıurfa'nın Birecik ilçesindeki Kelaynak Üreme İstasyonu'nda nesli tükenme tehlikesinde olduğu için koruma altında bulunan 290 kuş, üreme dönemleri dolayısıyla doğaya salındı. Dünyada popülasyonları Fas ve Türkiye'de bulunan kelaynaklar, 1977'den bu yana ilçede Fırat Nehri kenarındaki, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Kelaynak Üreme İstasyonu'nda koruma altında tutuluyor. Kelaynak Üreme İstasyonu'nda bulunan 290 kelaynak, üremeleri ve doğal yaşamlarını sürdürebilmeleri için kafesten çıkarılarak doğaya salındı. Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan kelaynaklar, göç döneminin yaklaştığı yaz sonunda yeniden kafese alınacak. "Şubat ayı onlar için yeni aşama" Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, istasyonda düzenlenen törende AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentin yeraltı ve yer üstü zenginliklerinin yanı sıra doğal hayat ağı açısından da önemli değerlere sahip olduğunu söyledi. Kelaynak kuşlarının Türkiye'de ve Fas'ta bulunan çok özel hayvanlar olduğunu belirten Şıldak, şunları kaydetti: "Burada da Doğa Koruma ve Milli Parklar Bölge Müdürlüğümüzün üretme istasyonunda 290 kuşumuz mevcut. Bugün hep birlikte gelip burada kuşlarımızın şubat ayından itibaren her yıl artık dönemsel olarak geleneksel hale gelen üreme sezonuna başlangıç anlamında, kafesten serbest bırakılmaları suretiyle salınımlarını gerçekleştirdik. Şubat ayı onlar için yeni aşama. Hazirana kadar tabiatta bulunacaklar ancak bunlar çok özel kuşlar olduğu için Birecik'i de çok sevdikleri için Birecik'ten ayrılmıyorlar." Şıldak, hayvanların neslinin tükenmemesi için çaba sarf eden Doğa Koruma ve Milli Parklar çalışanları ile Birecik halkına teşekkür etti. Törene, Birecik Kaymakamı Mustafa Gürbüz, Birecik Belediye Başkanı Mehmet Begit, Doğa Koruma ve Milli Parklar 3. Bölge Müdürü Hakan Mumcuoğlu ve ilgililer katıldı.

25 Yıldır Urfa'da Kuşları Gözlemliyor Haber

25 Yıldır Urfa'da Kuşları Gözlemliyor

Şanlıurfa'da lise yıllarında kuş gözlemciliğine ilgi duyan ve 25 yıldır gözlem yapan su ürünleri mühendisi Yusuf Özbey, kentteki kuşları kayıt altına alıyor. Şanlıurfa'da yaşayan Özbey, lise yıllarında Birecik ilçesindeki kelaynak üretim istasyonunda çalışan babasının turistlere tanıttığı kuşlara merak duydu. Merakını geliştirip 25 yıl önce kuş gözlemciliğine adım atan Özbey, yaklaşık 14 yıl önce aldığı fotoğraf makinesiyle kuş fotoğrafçılığına yöneldi. İlk zamanlarda tek başına kuş gözlemciliği yapan Özbey, daha sonra bu alana merak duyan 4 arkadaşıyla kuş türlerini gözlemlemeye başladı. Boş zamanlarında kuş gözlemciliği yapan Özbey ve ekibi, kentte yaklaşık 300 kuş türünü gözlemledi. Yusuf Özbey, AA muhabirine, kuş gözlemciliğine 25 yıl önce başladığını söyledi. Özbey, şöyle konuştu: "Şanlıurfa'da ilk gözleme başladığımızda kayıtlı kuş türü sayısı 90 civarındayken, ben ve daha sonra ekibe dahil olan arkadaşların çalışmaları sayesinde şu anda kayıt altına alınan kuş türümüz 300'e ulaştı. Şanlıurfa tarih, müzik, gastronomi kenti ama Şanlıurfa'nın bilinmeyen bir yönü vardı. O da sahip olduğu, potansiyeli olan doğa güzellikleriydi. Biz özellikle kuş alanına yoğunlaştık çünkü Şanlıurfa'da kuş alanında doğru dürüst bir çalışma yapılmamıştı. Eksiklik hissedilen bir alandı ve bu alanı kendi çapımızda biz doldurmaya çalıştık." Farklı kuş türlerini görüntüledi Özbey, Şanlıurfa'nın kuş çeşitliliği açısından oldukça zengin bir bölge olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Şanlıurfa hem sulak alanları hem de yarı çöl dediğimiz bozkır ekosistemini bir arada bulundurması dolayısıyla kuş çeşitliliği adına oldukça zengin bir bölgedir. Biz bu bölgede çekimlere başladığımızda, gerçekten de sadece bölgemizde görülen endemik türlerin var olduğunun da farkındaydık. Bunlardan başlıcaları Çöl koşarı ve Çizgili ishak, tüm Avrupa ölçeğinde sadece Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde görülen bir baykuş türüdür. Çöl toygarı ve İbibik toygarını da 100 yıl sonra Türkiye'de ilk defa Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde görüntüledik. Sürmeli kız kuşu, yılın belli dönemlerinde Şanlıurfa'da konaklıyor. Göç yolu Kazakistan ve Arabistan çölleri arasında oluyor. Sadece Şanlıurfa'da göç döneminde 15 gün kalıyor. O da Ceylanpınar sahasında ve biz her yıl bunların sayımlarını yapıyoruz." Kuş gözlemciliğinin zorluğu Kuş fotoğrafçılığının sabır ve emek isteyen bir alan olduğuna dikkati çeken Özbey, saatlerce yere yatarak bir kuşu çekmeye çalıştıklarını anlattı. Küresel ısınmanın kuşlar üzerindeki etkisinden bahseden Özbey, "Küresel ısınma, bütün canlılara olduğu gibi kuşlara da çok büyük etkiler yapıyor maalesef. Özellikle bizim bu son dönemlerde daha güneyde görülmesi gereken Türkiye'nin sınırında görülmeyen kuşlar daha kuzeye, Türkiye'ye kadar çıkmaya başladılar. Bunlardan başlıca örneğini Türkiye'de üçüncü kaydını alarak literatüre dahil ettiğimiz Akyanaklı Arap bülbülünü söyleyebilirim. Onun dışında İbibik toygarı 100 sonra Türkiye'de gördük. O da yine küresel ısınmaya bağlı besin zincirindeki besin kaynaklı göçlerden sebep yukarıya, daha kuzeye geliyorlar. Bu kuşların küresel ısınmaya bağlı olarak göç etmesi gerçekten aslında üzüntü veriyor ama bizim için de bir mutluluk kaynağı çünkü görmediğimiz, görmemiz çok zor olan türleri görmemizi sağladı." ifadelerini kullandı. Bilinçsiz avcılık yapanlara doğadaki canlıları silahla öldürmek yerine kendileri gibi fotoğraf makinesiyle ölümsüzleştirmelerini öneren Özbey, bazı kuş türlerini çekmek için Türkiye'nin farklı bölgelerine de gittiklerini sözlerine ekledi.

Şanlıurfa Ceylanları Cudi Dağında Haber

Şanlıurfa Ceylanları Cudi Dağında

Şanlıurfa 75. Yıl Ceylan Üretme İstasyonundan alınan 30 ceylan Şırnak'ın Silopi ilçesinde doğaya salındı. Nesli tükenme tehlikesi altındaki "Gazella gazella" türü 30 ceylanın doğaya bırakılması dolayısıyla Cudi Dağı eteklerinde yer alan Üçağaç köyü Bestabelek mezrasında program düzenlendi. Programa katılan Şırnak Valisi Birol Ekici, bölgenin çok değerli habitatı olduğunu, birçok canlının burada, Cudi Dağı bölgesinde yaşadığını belirtti. Ekici, 30 ceylanı Cudi Dağı eteklerinde doğaya bırakmak için bir araya geldiklerini ifade ederek, "Bu hayvanları burada yaşayan vatandaşlarımıza ve geleceğimiz olan çocuklara emanet ediyorum." dedi. Şanlıurfa Doğa Koruma Milli Parklar Bölge Müdürü Hakan Mumcuoğlu da Genel Müdürlüğün katkılarıyla 2006 yılında Şanlıurfa'nın Kızılkuyu Üretme İstasyonu'nda 86 ceylan ile üretime başladıklarını söyledi. Yapılan çalışmalar neticesinde 454 hayvana ulaştıklarını anlatan Mumcuoğlu, "Son 175 doğumla birlikte ceylan üretme istasyonunda yeterli sayıya ulaşıldığından ceylanları nakletme ihtiyacı doğdu." ifadesini kullandı. 3 ceylana takip cihazı takıldı Mumcuoğlu, bu sahada 2020'de 50, 2021'de 40 ceylanı doğaya bıraktıklarını belirterek, bugün de bu programda 30 ceylanı doğaya bırakacaklarını kaydetti. Yöredeki vatandaşların daha önce bırakılan ceylanlara sahip çıktığını dile getiren Mumcuoğlu, şöyle konuştu: "Ceylanlarımız bu araziye tutundu ve adapte oldu. Keşfe geldiğimizde sürüler halinde gezdiklerini gördük. İnşallah bugün salacağımız ceylanlarla buradaki koloni daha da güçlenecek. Genel Müdürlüğümüz bu ceylanların bakımı için her türlü desteği sağlamaktadır. Bu salacağımız ceylanlardan erkek olan 3'üne takip cihazı taktık. Bunları hatlar vasıtasıyla arkadaşlarımız izleyecek. Bu hayvanlar günde ne kadar yol alıyor, nereleri dolaşıyor gibi verileri elde edeceğiz ve bunların haritalarını çıkaracağız. İnşallah bunlar bilimsel çalışmaya da konu olacak. Bu verileri bilimsel çalışmada kullanacağız." Vatandaşlar mutlu Üçağaç köyünde yaşayan vatandaşlardan Musa Padır, nesli tükenme tehlikesi bulunan ceylanların devletin desteğiyle tekrar doğada görülür hale geldiğini söyledi. Padır, şöyle dedi: "2020 yılından bu yana Cudi Dağı eteklerinde yer alan Üçağaç köyünde ceylanlar doğaya bırakılıyor. Bundan dolayı vatandaşlar olarak mutluyuz. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." Konuşmaların ardından 30 ceylan Cudi Dağı eteklerine bırakıldı. Programa, Vali Yardımcısı Talha Altuntaş, Silopi Kaymakamı Cihat Koç, İl Emniyet Müdürü Serdar Büyükleblebici, Şanlıurfa Doğa Koruma Milli Parklar Bölge Müdür Yardımcısı Mehmet Gürkaynak, Ticaret Sanayi Odası Başkanı (TSO) Osman Geliş, Doğa Koruma Milli Parklar Şırnak Şube Müdürü Orhan Kalay, kurumların temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Urfa’da 30 Ceylan Doğaya Bırakıldı Haber

Urfa’da 30 Ceylan Doğaya Bırakıldı

Şanlıurfa 75. Yıl Ceylan Üretme İstasyonunda doğan 30 ceylan doğaya bırakıldı. Nesli tükenme tehlikesi altında olan ceylanlar, Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğüne (DKMP) ait Şanlıurfa 75. Yıl Ceylan Üretme İstasyonunda koruma altına alınarak çoğaltılıyor. Vali Hasan Şıldak ile DKMP 3. Bölge Müdürü Hakan Mumcuoğlu'nun da katılımıyla burada doğan 30 ceylan, düzenlenen törenle istasyonun bulunduğu Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'na bırakıldı. Vali Şıldak, törende gazetecilere, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce bu çok nadide türün geliştirilmesi, yetiştirilmesi anlamında büyük bir gayret gösterildiğini söyledi. Bugün 30 yavru ceylanı tabiata bırakarak onları doğal hayata kavuşturacaklarını ifade eden Şıldak, şöyle konuştu: "Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası doğal olarak da ceylanın yetiştiği bir alan olması itibarıyla salınımını da burada yapıyoruz. Şu an tabiatta 434 ceylanımız bulunuyor. Üretme istasyonumuzda ise 459 ceylanımız mevcut. Bu yıl üstelik çok verimli bir sezon üretim açısından. Her yıl 50-60 civarında bir yavrulama olurken bu yıl 175 yavrumuz oldu, bu çok yüksek bir rakam. Buradaki faaliyetler 2005 yılında 86 ceylanla başlamış, şu an artık üretim istasyonumuz ve tabiattaki sayıyla 1000'e yaklaşmış durumda. Aynı zamanda Ceylanpınar TİGEM işletmemizde de 930 ceylanımız mevcut. Şırnak'ta bulunan Cudi Dağı'na da burada yetiştirilen yavrularımız her yıl salınıyor, orada da bir doğal ortam mevcut. Başta bölge müdürümüz ve bütün ekibini, böylesine ender bir türün tabiatla buluşturulması, geliştirilmesi, ırkının devamı alanındaki çalışmaları için kutluyorum." DKMP 3 Bölge Müdürü Mumcuoğlu ise istasyonda yeterli çoğunluk sağlandığı için ceylanları dönem dönem eski yaşam ortamlarına bıraktıklarını ifade etti. Mumcuoğlu, "Mevcut alanımızın hemen dışında bulunan 15 bin hektar civarındaki yaban hayatı geliştirme sahamıza 30 tanesini bırakacağız. Yine 2020 ve 2021 yıllarında Şırnak Cudi Dağı'na toplamda 90 ceylanımızı bırakmıştık. İnşallah bu seneki programımızda da 30 ceylanımızı Cudi Dağı'nda tutunduğu ve yaşama ortamlarını sevdiği alana tekrar bırakacağız. İnşallah oradaki sayımız da artarak devam edecek." ifadelerini kullandı.

Şanlıurfa’da Ceylan Sayısı Artıyor Haber

Şanlıurfa’da Ceylan Sayısı Artıyor

Nesli tükenme tehlikesi altında olduğu için Şanlıurfa'daki 75'inci Yıl Ceylan Üretme İstasyonu'nda korumaya alınan ceylanların 60'ı, doğal yaşam alanlarındaki popülasyonlarının artırılması için Şanlıurfa ve Şırnak dağlarında doğaya salınacak. Geçmişte sürüler halinde yaşayan ceylanlar, sayılarının azalması nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce koruma altında tutuluyor. Bölgedeki ceylanları korumak ve sayısını artırmak amacıyla 2005 yılında kurulan 75'inci Yıl Ceylan Üretim İstasyonu'nda dünyaya gelen yavrular, Şanlıurfa'daki Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'na bırakılıyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerince yürütülen çalışmalar sonucu Şanlıurfa dağlarındaki ceylan popülasyonunun istenilen seviyeye ulaşmasının ardından bu hayvanlar, 2020'de güvenlik güçlerinin başarılı operasyonlarıyla terörün gölgesinden kurtulan Şırnak'ın Silopi ilçesindeki Cudi Dağı'na da salındı. "Bu sene yavru açısından oldukça bereketli oldu" ​Doğa Koruma ve Milli Parklar Şanlıurfa Bölge Müdürü Hakan Mumcuoğlu, AA muhabirine, ceylanların kendileri için çok değerli olduğunu ve popülasyonlarının artırılması için yoğun çaba harcadıklarını söyledi. Faaliyete 2005'te 86 ceylanla başlayan üretme istasyonunda, bu yıl sayının 460'a ulaştığını anlatan Mumcuoğlu, şöyle konuştu: "Bu yüksek rakama ulaştığımızdan dolayı bunların salım programı gerçekleşmektedir. 2020 ve 2021 yıllarında Urfa ceylanımızın, Şırnak Cudi Dağı'na 40 ve 50'li grup halinde toplamda 90 adet salımı yapıldı. Dolayısıyla oraya da ceylanlarımız yerleşti. Bugün itibarıyla sayılarının, yapılan envanterde 132 olduğunu tespit ettik. Dolayısıyla bu seneki programımızda da 30 Cudi Dağı'na, 30 da Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'na salım yaparak toplamda 60 bireyimizin salımını gerçekleştireceğiz." Mumcuoğlu, Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'nda yaptıkları sayımlarda ise ceylan sayısının 432'ye ulaştığını belirlediklerini, yeni salımlar ve buradaki yeni doğumlarla sayının kısa sürede 500'e ulaşmasını beklediklerini ifade etti. Bu yıl yeni yavru sayısının beklenenin üzerinde olmasından mutluluk duyduklarını belirten Mumcuoğlu, şunları kaydetti: "Geçen sene ve bu sene yavru sayısı ortalamanın oldukça üzerinde gerçekleşti. Normalde 50-60 birey doğumla bu topluluğa katılırken, 2023 yılında 130, 2024 yılında da 175 doğum gerçekleşti. Dolayısıyla bu sene yavru açısından oldukça bereketli oldu. Bu da salım programımızdaki sayıların biraz daha yükseltilmesine sebep oldu. Urfa ceylanı, bu yörenin ilk zamanlardan beri asli türü. Zamanla, ama doğal sebeplerle ama insan baskısıyla nesli tehlike altına düşmüş. Genel Müdürlüğümüz de bunu görev bilerek bu hayvanın neslini devam ettirmesi için gerekli tedbirleri alıp bu üretme istasyonunu kurmuş. Bu neslin devamını sağlayacak şekilde, eski yaşadıkları yerlere bırakarak buralara tekrar tutunmalarını sağlıyoruz."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.