Uygulamalarımız appstore googleplay

#Karahantepe

gazeteci63.com - Karahantepe haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Karahantepe haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Karahantepe Ziyarete Açılacak Haber

Karahantepe Ziyarete Açılacak

Neolitik Çağ'ın önemli yerleşimleri arasında yer alan Şanlıurfa'daki Karahantepe, "sistematik gezi güzergahı" ile bu yıl ziyaretçilerini ağırlamaya başlayacak. Kent merkezine 46 kilometre uzaklıktaki Tek Tek Dağları Milli Parkı'nda yer alan Kargalı Mahallesi yakınlarında 2017 yılında yapılan yüzey araştırmaları sırasında, Karahantepe'de Neolitik Çağ'a (Cilalı Taş Devri / Milattan önce 10000-6000 yılları arası) ait "T" biçiminde dikili taşlar tespit edildi. Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul'un başkanlığında 2019'da başlayan kazılarda Göbeklitepe ile aynı döneme tarihlenen "T" şeklinde dikili taşlar, yapılar, heykeller ve birçok obje bulundu. Arkeoloji dünyasında ve tarih çevrelerinde yankı uyandıran bu kazılar, dikkatleri yeniden bölgeye çekti. Kazılarda gün yüzüne çıkarılan ve yerinde sergilenen eserlerin korunabilmesi için hazırlanan çatı projesinin yapımı devam ediyor. Neolitik Çağ'a ait önemli izler barındıran ören yerini görmek isteyen ziyaretçilerin alanı sistematik bir gezi güzergahıyla incelemeleri için çalışma başlatıldı. "2025 yılında bunları tamamlayabileceğimizi düşünüyoruz" Göbeklitepe ile Karahantepe kazılarının Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, geçen yıl Göbeklitepe'yi görmek için bölgeye 800 bin civarında kişinin geldiğini ve bunların yaklaşık yüzde 30'unun Karahantepe'yi de ziyaret etmek istediğini belirtti. Taştepeler Projesi kapsamında bölgede 2019 yılından bu yana kazıların yapıldığını anımsatan Karul, "Bu kadar insanın ilgi duyduğu, görmek istediği, buraya kadar gelmişken mutlaka uğramak istediği bir yerde insanları geri çevirmemiz söz konusu değil ama diğer taraftan da gelenlerin güvenliğini, ihtiyaçlarını karşılayan tesislerin de yapılması lazım. Bunlar çatıyla birlikte tamamlanacak gibi duruyor. Aynı zamanda yürüyüş yolları ve bilgilendirme panoları gibi birkaç ek de söz konusu. Dolayısıyla 2025 yılında bunları tamamlayabileceğimizi düşünüyoruz. Geleni geri çevirmiyoruz ama daha güvenli, sistematik bir gezi güzergahına yıl sonunda kavuşmuş oluruz diye planlıyoruz." diye konuştu. Karul, Karahantepe'de 2019 yılından bu yana devam eden kazıların çok verimli geçtiğini ve önemli eserlerin gün yüzüne çıkarıldığını ifade etti. Her kazının kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Karul, şunları kaydetti: "Taş Tepeler Projesi'nde şunu öğrendik; beklentilerimizin çok daha ötesinde verilerle karşılaşıyoruz. Diğer güzel bir tarafı da bu 5 yıllık süreçte elde edilen verinin bilgiye dönüştürülmesine ilişkin de laboratuvar çalışmalarında epey yol katedildi. Bu konuda birkaç yayın çıkacak. Yani gelecekte neyle karşılaşacağımızı bilmesek de şu ana kadar açığa çıkarılanların yayına dönüştürülmesi ve umduğumuzun çok ötesinde sonuçlar elde etmemiz gelecek yıl da gerçekleşecektir diyebiliriz."

Karahantepe’ye Çatı Yapılıyor Haber

Karahantepe’ye Çatı Yapılıyor

Neolitik dönemin önemli yerleşimlerinden biri olan Şanlıurfa'daki Karahantepe Ören Yeri'nde yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan eserler için koruma çatısı yapımına başlandı. Şanlıurfa'da 1997'de gerçekleştirilen kültür envanteri tespiti çalışmaları sırasında, Tek Tek Dağları Milli Parkı içinde bulunan Kargalı Mahallesi yakınlarında Karahantepe'deki kalıntılar fark edildi. Bölgede Prof. Dr. Necmi Karul başkanlığında 2017'de başlatılan "Göbeklitepe Kültürü ve Karahantepe Kazıları" projesi kapsamında alanda yüzey araştırması yapıldı. Bu araştırmalar sonucunda, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe'deki yapılara benzeyen ve ilk belirlemelere göre Neolitik döneme ait 250'nin üzerinde "T" biçiminde dikili taş tespit edildi. Bölgede 2019'da başlatılan kazılarda, Göbeklitepe ile aynı döneme tarihlenen "T" şeklinde dikili taşlar, yapılar, heykeller ve pek çok obje bulundu. Arkeoloji dünyasında ve tarih çevrelerinde büyük yankı uyandıran bu kazılar, bölgeye olan ilgiyi artırdı. Gün yüzüne çıkarılan ve yerinde sergilenen eserlerin korunabilmesi için hazırlanan çatı projesinin yapımına başlandı. "Yekpare değil eklemlenmeye müsait bir sistem olarak düşündük" Göbeklitepe ile Karahantepe kazılarının başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, Taştepeler Projesi kapsamında Karahantepe'deki kazı çalışmalarını 2019'dan bu yana yürüttüklerini söyledi. Yapılan çalışmalarda geniş bir kazı alanına ulaştıklarını ve çok sayıda eserin gün yüzüne çıkarıldığını belirten Karul, bölgedeki eserlerin korunabilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığının Geleceğe Miras Projesi kapsamında hazırlanan çatı projesinin yapımına başlandığını ifade etti. Çatının bölgenin arazi yapısına uygun olarak projelendiğini ifade eden Karul, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çatının ayaklarının geleceği yerlerdeki çalışmaları bitirmek üzereyiz. 2025 yılı içinde yaklaşık 3 bin 500 metrekarelik alan korunmaya alınmış olacak. Yaklaşımımız şu şekilde oldu, arkeolojik alanlar kazı ilerledikçe genişleyebilme potansiyeline sahip, biz de bu nedenle çatıyı yekpare bir sistem olarak değil de eklemlenmeye müsait bir sistem olarak düşündük. Aynı zamanda yine arazi hareketli bir arazi, topoğrafyası var. Bu topoğrafyaya uyumlu bir eğime sahip olmasına, dolayısıyla uzaktan bakıldığında peyzajı çok etkilememesine, arkeolojik alanın önüne geçmemesine özen gösterdik." Bölgeye kazı evi ve arkeolojik araştırma merkezi yapılıyor Karul, mevsim koşulları nedeniyle kazı yapmadıkları bu dönemde altyapı tesislerinin inşasına devam ettiklerini, kazı alanına yakın bir bölgeye arkeolojik araştırma merkezi ve kazı evi inşa etmek için çalışmalara başladıklarını söyledi. Bu bölümleri yaz aylarına kadar bitirmeyi planladıklarını aktaran Karul, sözlerini şöyle tamamladı: "Burayı, bir bilim merkezi ya da üs olarak düşünüyoruz. Sadece Karahantepe ekibinin değil, aynı zamanda Taştepeler'e bağlı bölgedeki diğer arkeolojik ekiplerin, yer bilimcilerinin ve doğa bilimcilerinin de faydalanabileceği bir tesis olarak planlandı. Tesisin içerisinde laboratuvarlar var, restorasyon laboratuvarı, fotoğraf laboratuvarı ve arkeometri laboratuvarı gibi birimleri barındırıyor yani konaklamanın ötesinde birimleri içeriyor."

Neolitik Dönem Kazıları Sürüyor Haber

Neolitik Dönem Kazıları Sürüyor

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Şanlıurfa'da Neolitik döneme ilişkin kazıların sürdüğü, aralarında Göbeklitepe ve Karahantepe'nin de bulunduğu bölgeleri kapsayan yeni bir destinasyon rotası oluşturmayı planladıklarını belirtti. Gökhan Yazgı, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği kentte, AA muhabirine, Türkiye'deki kültür turizminin en önemli noktalarının başında Şanlıurfa'nın geldiğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kentte yürütülen Taş Tepeler Projesi'nin büyük önem taşıdığını vurgulayan Yazgı, kentte eş zamanlı 12 bölgede kazı çalışmasının yapıldığını ifade etti. Hem Göbeklitepe hem Karahantepe'de şu ana kadar çok sayıda kültür varlığının gün yüzüne çıkarıldığını anlatan Yazgı, ortaya çıkan eserlere yönelik çok yönlü bilimsel çalışmaların sürdüğünü belirtti. "Taş Tepeler Projesi", şu anda dünya çapındaki multidisipliner en büyük kazı Şanlıurfa'da 12 bölgeyi kapsayan Neolitik döneme ilişkin Taş Tepeler Projesi'nin yürütüldüğünü hatırlatan Yazgı, şunları kaydetti: "Taş Tepeler Projesi, şu anda dünya çapındaki multidisipliner anlamdaki en büyük kazı çalışması. Biz Bakanlık olarak Karahantepe'nin karşılama merkezinin ihalesini yaptık. Karahantepe'yi şu an Göbeklitepe'den sonra ikinci bir destinasyon noktası haline getiriyoruz. Kazı çalışmalarında ortaya çıkan buluntulara göre daha sonra Sefertepe ve Sayburç gibi sırayla yeni destinasyon noktaları, yeni gezi güzergahları haline dönüştüreceğiz. Bu alanlarla ilgili Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy özel çalışma yürütüyor. Özel bir bütçeyle çalışıyoruz. Hem yurt dışından gelen bilim insanlarıyla ortak proje yürütüyoruz hem de proje koordinatörümüz Prof. Dr. Necmi Karul başkanlığındaki ekiple ayrıca çalışıyoruz. Göbeklitepe'deki kazıların devam etmesi süreciyle birlikte Karahantepe ve diğer noktalarda kazılarımız da büyük bir hızla devam ediyor." Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Hava Yolları arasında Taştepeler Projesi'nin tanıtımı için özel bir protokol imzalandığını hatırlatan Yazgı, "Uçaklarımızda burayla ilgili çok özel bir reklam filmi oluşturuldu. Gün geçtikçe Göbeklitepe ve Taş Tepeler Projesi'ne yoğun bir ilgi oluşuyor. Şanlıurfa'nın bu manada da önemli bir turizm merkezi olmaya aday olduğunu söyleyebiliriz." dedi. Gökhan Yazgı, projenin yürütülmesinde emeği olan tüm paydaşlara emekleri nedeniyle teşekkür etti.

Yabancı Yazarlar Şanlıurfa’yı Sevdi Haber

Yabancı Yazarlar Şanlıurfa’yı Sevdi

ABD ve Kanada'dan gelen seyahat yazarları, insanlık tarihine ilişkin önemli bilgiler veren Göbeklitepe ve Karahantepe gibi birçok arkeolojik alanı barındıran Şanlıurfa'ya hayran kaldı. Amerikan Seyahat Yazarları Derneğinin İstanbul'da gerçekleştirilen kongresinin ardından bir grup seyahat yazarı, Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle Şanlıurfa'ya geldi. Kentteki tarihi ve turistlik alanları yerinde görüp bilgi alan seyahat yazarları, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe ve Karahantepe gibi Taş Tepeler Projesi kapsamında yapılan kazılarda çıkarılan eserleri, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nde yakından inceleme imkanı buldu. Şanlıurfa Kültür ve Turizm Müdürü Aydın Aslan, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kentin tanıtımının yapılması amacıyla sürekli olarak seyahat acenteleri, sosyal medya fenomenleri ve gazetecilerin bölgeye getirildiğini söyledi. Seyahat yazarlarının Şanlıurfa'nın tarihi alanlarını gezerek bu alanlardan çıkarılan eserleri müzede daha yakından inceleme ve ilgili kişilerden bilgi alma fırsatı bulduklarını aktaran Aslan, "ABD'den gelen seyahat yazarları kendi ülkelerindeki medya kuruluşlarında bölgeyi, özellikle Taş Tepeleri, Göbeklitepe'yi dünya neolitiğiyle alakalı olarak Şanlıurfa'da yapılan kazıları yazmaları amacıyla getirilmiş gruplardır." dedi. Aslan, arkeolojiye ilgi duyan seyahat yazarlarının Şanlıurfa'ya gelmek için sabırsızlandıklarını gözlemlediklerini belirterek, "Umuyoruz ki bu tarz seyahat yazarlarının Taş Tepeleri, Göbeklitepe'yi, Karahantepe'yi anlatmasıyla turist sayılarımızda artış olacaktır." ifadesini kullandı. Amerikan Seyahat Yazarları Derneği Başkanı Chez Chesak, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na kendilerine sağlamış olduğu imkanlardan dolayı teşekkür ederek, Şanlıurfa'da bulunmuş olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi. Üyelerinin Türkiye'nin farklı kentlerine ziyaretler yaptıklarını söyleyen Chesak, "Şanlıurfa'da ve Göbeklitepe'de bulunmaktan ve bölgeyi ziyaret etmekten çok mutluyum. Burada gördüklerim beni çok etkiledi. Bizim için en önemli şeylerden biri de kültür ve arkeolojiyle ilgilenen Amerikalı ve Kanadalı insanların buraları ziyaret edebilmeleri. Bunun için sosyal medya üzerinden, podcast yayınlarıyla tanıtım yapacağımızı düşünüyorum." diye konuştu. Seyahat yazarı Charles Cecil de neolitik döneme ilişkin Şanlıurfa'daki kazılarda bulunan eserlerin kendisini çok etkilediğini ifade etti. Şanlıurfa'ya gelmeden önce buradaki neolitik dönemlere ilişkin makaleler okuduğunu anlatan Cecil, "Şanlıurfa ve Göbeklitepe ile ilgili bilgilerim makalelerden oluşuyordu. Bunları okudum ve bunları güncellemek için Şanlıurfa'ya geldim. Buraya gelmek ve bu bilgileri burada görmüş olmaktan da çok mutluyum. Burada görmüş olduğum şeyler ve yeni buluntular beni çok heyecanlandırdı. Amerikalı ve Kanadalı seyahat yazarları olarak burayı ziyaret ediyoruz. Döndüğümüz zaman bu yeni buluntular ve buralarla ilgili duygu ve düşüncelerimizi de ülkemizdeki yayınlarda ifade edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu. "Gelip yerinde görmek farklı duygular uyandırdı" Seyahat Yazarı Jacqueline Swartz da Şanlıurfa'ya gelmeden önce heyecanının başladığını ve bölgede gördüklerinin kendisini çok mutlu ettiğini söyledi. Kültür ve arkeolojiyle ilgilenen kişilerin bölgeyi ziyaret etmesi gerektiğini vurgulayan Swartz, "Şanlıurfa'ya gelip gördüğümüz zaman çok heyecanlanacağımızı biliyorduk ama gelip yerinde görmek farklı duygular uyandırdı. Umuyorum ki kısa zamanda dünya üzerindeki neolitik döneme ilişkin bilgiler daha net bir hale gelecek. Ayrıca bu gezimizde bize arkeoloğun da eşlik etmesi mutluluk vericiydi." dedi. Seyahat Yazarı Ron D'Vari ise tarihin sıfır noktası olarak nitelendirilen Göbeklite hakkında çok önemli bilgilere sahip olduklarını belirterek, kendilerine sağlanan bu imkanlardan dolayı teşekkür etti.

Özdoğan, Karahantepe'yi Yorumladı Haber

Özdoğan, Karahantepe'yi Yorumladı

Türkiye'de neolitik döneme ilişkin 60 yıl kazı yapan Türkiye Bilimler Akademisi Üyesi 81 yaşındaki Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, Şanlıurfa'daki Karahantepe'de ortaya çıkarılan eserlerin ezberleri bozduğunu ve doğru anlaşılması için de zamana ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Neolitik dönemin önemli yerleşim yerleri arasında gösterilen Karahantepe'yi ziyaret eden Özdoğan, kazı alanındaki 14 farklı noktayı ilerleyen yaşına rağmen tek tek gezip çalışmaları fotoğrafladı. Öğrencilerinden biri olan Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul'dan kazıya ilişkin bilgi alan Özdoğan, kazılara ilişkin tecrübesini paylaşıp çeşitli önerilerde bulundu. Özdoğan, AA muhabirine, Türkiye'nin birçok kentinde neolitik döneme ilişkin 60 yıl kazı çalışması yaptığını söyledi. İlk kazı deneyimini Şanlıurfa'da yaşadığını belirten Özdoğan, "Çalışmaya 1964 yılında başladım. İlk gittiğim kazı Şanlıurfa Bozova'daydı daha sonra 32 yıl Güneydoğu'nun farklı kentlerinde neolitik dönem üzerine çalıştıktan sonra Trakya'da çalışmaya başladık, 30 yıldır da Trakya'da kazıyorum, araştırıyorum." dedi. Özdoğan, neolitik döneme ait kazıların sürdüğü Karahantepe'de ortaya çıkarılan eserlerin tarihe yeni yorumlar getirebileceğini vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu. "Bizim burada düşündüğümüz yeni bir yaşam. Neolitik dediğimiz şey yerleşik yaşamın tarımın, üretimin başladığı bir dönemdir, aynı zamanda mülkiyet ve miras hakkının hukukunun başladığı dönemdir. Bizim kafamızda bazı modeller vardı o zamanlar ama son yıllarda özellikle Şanlıurfa'da Taş Tepeler Projesi'nde sadece burası değil Yukarı Fırat Dicle Havzası'nda yapılan kazılar bizim bütün bildiklerimizi yeniden düşünmeye zorluyor. Bu bölgede şu anda ben çalışmıyorum ama benim en eski öğrencilerimin bir kısmı çalışıyor. Çok yoğun bir çalışma var, hepimizi şaşırtan, ezberlerimizi bozan, bildiklerimizi yeniden düşünmemizi, yorumlamamızı gerektirecek kadar önemli bilgiler ortaya çıkıyor, bunu tam doğru anlamak için biraz daha zamana ve yeni çalışmalara ihtiyaç var." "Büyük ve iyi bir organizasyon olduğunu düşünmek lazım" Neolitik döneme ilişkin Karahantepe'nin önemli bir merkez olduğunu anlatan Özdoğan, ortaya çıkarılan eserler için erken yorum yapmanın isabetli olmayacağını dile getirdi. Bilim insanlarının ortaya çıkan eserleri sindirdikten sonra toplumla paylaşması gerektiğini aktaran Özdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Karahantepe, bunların en görkemli ve büyük olanlarından herhalde birisidir. Bu kadar görkemli bir kültürün bir avcı topluluk tarafından yapılması için burada büyük bir bolluk ve refahın olması lazım. Bunların olduğu dönemde bu kadar insanı burada barındırıp besleyecek büyük milyonlarca ceylan sürülerini düşünmek, bunların çok iyi ve büyük bir organizasyonu olduğunu düşünmek lazım. Bunların nasıl olup da bu kadar o büyük bir inşaat işini yaptıklarını da bizim önce bilim insanları olarak anlamamız, sindirmemiz lazım." Türk arkeologlara övgü Prof. Dr. Özdoğan, Türkiye'nin son dönemde önemli arkeologlar yetiştirdiğine dikkati çekti. Arkeologlardan övgüyle bahseden Özdoğan, şunları kaydetti: "Ben kuşağım son temsilcisiyim, benden iki kuşak sonrası artık çalışıyor. Bugünkü hocalarımız bizim kuşağımızdan çok daha iyi hem dünya ile yarışmaktan korkmuyorlar hem daha iyi ve doğru işler yapıyor hem de yeni kuşakların yetişmesini sağlıyor. Bu ister benim yetiştirdiğim öğrenci olsun ister başka hocaların yetiştirdiği öğrenci olsun önemli değil. Türkiye'nin bilim gücünü gösterir, ülkede oluşan yeni bilim gücünün ne kadar yeşerdiğini, bizim zamanımızda atılan tohumların nasıl yeşerdiğini, Türkiye'de yeni bir kuşağın ne kadar başarılı olduğunu gösterir, bu da çok güzel bir şey."

Karahantepe, Profesörleri Büyüledi Haber

Karahantepe, Profesörleri Büyüledi

Yabancı akademisyenler, Neolitik dönemin önemli yerleşimleri arasında gösterilen Şanlıurfa'daki Karahantepe'ye hayran kaldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının desteklediği, İstanbul Üniversitesi ve Harran Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen Dünya Neolitik Kongresi kapsamında kente gelen yaklaşık bin akademisyen, Neolitik döneme ilişkin kazıların yapıldığı arkeolojik alanları gezdi. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe'deki yapılara benzeyen ve Neolitik döneme ait "T" biçiminde 250'nin üzerinde dikili taş tespit edilen Karahantepe'yi ziyaret eden akademisyenleri, kazılarda gün yüzüne çıkartılan eserler büyüledi. Alman tarihçi Prof. Dr. Herman Parzinger, AA muhabirine, Karahantepe'nin inanılmaz bir alan olduğunu söyledi. Yapılan kazının niteliğinden etkilendiğini belirten Parzinger, şunları kaydetti: "Karahantepe'den oldukça etkilendim. Sadece kazıdan değil, tepenin diğer tarafına giderseniz toprağın üzerindeki T şeklindeki dikili taşları görürsünüz. Bu, oldukça inanılmaz. Yapılan kazının niteliğinden ve detaylardan oldukça etkilendim. Karahantepe bu arkeolojik alanların en önemlilerinden biridir. Ayrıca Göbeklitepe de Türk arkeolojisinin başardığı iyi işler arasında yer alıyor." "Beni çok heyecanlandırdı" Japon arkeolog Prof. Dr. Junzo Uçiyama da Dünya Neolotik Kongresi için Şanlıurfa'ya geldiğini hatırlattı. Karahantepe'de ilginç buluntularla karşılaştığını aktaran Uçiyama, "Muhteşem olan Karahantepe beni çok heyecanlandırdı. Benim ülkem Japonya buraya çok uzak fakat Karahantepe oldukça farklı. Buna rağmen bazı şeylerin benzer olduğunu söyleyebilirim. Bu büyük dağları insanlar kutsal yerler olarak kabul etmiş ve farklı insanlar buraları inşa etmiş." diye konuştu. İspanyol arkeolog Prof. Dr. Feran Borel ise Karahantepe'nin önemli bir merkez olduğunu, buradaki buluntuların ve heykellerin Neolotik dönemin erken evrelerini gösteren güzel bir yerleşim yeri olduğunu ifade etti.

Urfa'da Leopar Kemiklerine Rastlandı Haber

Urfa'da Leopar Kemiklerine Rastlandı

Şanlıurfa'daki Karahantepe'de yapılan kazı alanında çok sayıda kurt çenesi, leopar, akbaba ve tilki kemiği ile ateş yeri bulundu. Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, Neolitik döneme ait "T" biçiminde 250'nin üzerinde dikilitaşın bulunduğu Karahantepe'de 2024 kazı çalışmalarının tamamlandığını söyledi. Karahantepe'de 14 ayrı bölgede kazı yapıldığını vurgulayan Karul, tarihi ören yerinde yeni bulgulara rastladıklarını ifade etti. Bu yıl Karahantepe'de özellikle kamusal yapılara yoğunlaştıklarını belirten Karul, şöyle konuştu: "Daha önce büyük ölçüde açığa çıkardığımız kamusal yapı kompleksinde çalışmalara devam ediyoruz. Burada merkezi bir yapı var ve ona eklenmemiş daha küçük boyutlarda yine kamusal amaçlarla inşa edilmiş binalar olduğunu biliyorduk. Bunlardan bir tanesinde geçtiğimiz yıl kazıya başlamıştık, bu sene de devam ettik. Yapının taban seviyesine geldiğimizde bir sekinin üzerinde dikili taşlarla ayrılmış oda gibi bir alanla karşılaştık. Bu alanın içerisinin kırmızı steril toprakla doldurulduğunu ve bu doldurma işlemine paralel olarak odanın içerisine taş kaplar ve tabaklar bırakıldığını gördük. Kaplar siyah renkli klorit taştan yapılmış ve üzerleri tümüyle geometri ve hayvan desenleriyle bezenmiş. Aynı zamanda bu kontekstin içerisinde baton adını verdiğimiz taş nesneler, boncuklar gibi farklı buluntu gruplarıyla da karşılaştık. Bu kontekstin içerisinde çok sayıda kurt çenesi, leopar, akbaba ve tilki kemikleri gördük. Tilkilerin postlarıyla kontekstin içerisine bırakıldığını anladık." Pişirmeyle ilgili fonksiyona sahip alan keşfedildi Ortaya çıkarılan her bir eserin çok kıymetli olduğunu anlatan Karul, buluntularla geçmişe dair önemli ipuçları elde ettiklerini dile getirdi. Karahantepe'nin yorumlanması için daha fazla zamana ihtiyaç duyulduğuna dikkati çeken Karul, şunları kaydetti: "Kuşkusuz buluntuları yeni açığa çıkarıyoruz, bunların değerlendirmesini yapmak için biraz zamana ihtiyacımız var. Ama binanın içinde geri kalan bölümünde çok sayıda ateş yerinin olması, büyük boğa boynuzlarının, hatta kafataslarının zemine bırakılmış olması, bu alanın pişirmeyle ilgili bir fonksiyona sahip olduğunu, kamusal yapı kompleksinin parçası olduğunu anlamış olduk. Yapı içerisinde fırınlara da rastladık. Karahantepe'de açığa çıkardığımız yapının içerisinde çok sayıda ateş yerinin olması ilk kez karşılaştığımız bir ortamı bize göstermiş oldu."

Akademisyenler Sıfır Noktasında Haber

Akademisyenler Sıfır Noktasında

Şanlıurfa'da süren Dünya Neolitik Kongresi kapsamında yabancı akademisyenler, Taş Tepeler Projesi arkeolojik kazı alanlarını ziyaret etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının desteklediği, İstanbul Üniversitesi ve Harran Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen Dünya Neolitik Kongresi'nin üçüncü gününde katılımcılar, Neolitik döneme ilişkin kazıların yapıldığı arkeolojik alanları gezdi. Karahantepe Kazı Başkanı ve Taş Tepeler Projesi Koordinatörü Prof. Dr. Necmi Karul, Neolitik döneme ait "T" biçiminde 250'nin üzerinde dikilitaşın bulunduğu Karahantepe'de yürütülen çalışmalara ilişkin heyete bilgi verdi. Karul, AA muhabirine, kongre kapsamında yaklaşık bin kişiden oluşan akademisyenlerin Taş Tepeler Projesinde yer alan 7 kazı alanını ziyaret ettiğini söyledi. Gezdikleri her kazı alanında öne çıkan eserleri yabancı akademisyenlere tanıttıklarını anlatan Karul, "Bin kişiye yakın bir grubun çalıştığı alanı gezmek oldukça zor. Ciddi bir kalabalık var, kenti doğusunda ve batısı olacak şekilde katılımcıları ikiye ayırdık. Dolayısıyla eş zamanlı olarak da ortalama 150 kişiye alanları anlatıyoruz." dedi. Çoğu ilk kez görüyor Karul, ziyaretçilerin alanları çok beğendiklerini anlatarak, şunları kaydetti: "Gelen meslektaşlarımızın çoğu kuşkusuz buradan haberdar olanlar olmakla birlikte çoğu Anadolu'ya, Türkiye'ye ilk kez gelen, Şanlıurfa'ya ilk kez gelen insanlar. Gördükleri eserler karşısındaki düşüncelerini bizimle paylaşıyorlar. En azından bizim etkilendiğimiz kadar burada açığa çıkan kalıntıların onları da etkilediğini görmek, onların düşüncelerini almak, bizim için çok öğretici. Diğer taraftan da ekip olarak buradayız. Bütün öğrencilerimiz buradayız. Bunları duymakta bütün ekip olarak da hepimizin gururlandırıyor." Kongre, yarınki oturumlarla tamamlanacak.

Karahantepe'de Yeni Bulgular Haber

Karahantepe'de Yeni Bulgular

Taş Tepeler Projesi Koordinatörü Prof. Dr. Necmi Karul, tarihi 12 bin yıl öncesine kadar dayanan kazı alanlarında insanların beslenme alışkanlıklarını nasıl kazandığına yönelik önemli bulgulara rastladıklarını belirtti. Şanlıurfa Valiliğinden yapılan açıklamaya göre, Vali Hasan Şıldak öncülüğünde başlatılan Gastronomi Projesi kapsamında değerlendirmede bulunan Karul, özellikle Karahantepe'de süren çalışmalarda çok sayıda oda tarzı yapıyla karşılaştıklarını ve burada öğütme taşları, el taşları, bitki kalıntıları ve farklı hayvan türlerine ait kemik parçalarına rastladıklarını ifade etti. Bunların 12 bin yıl öncesinde insanların nasıl bir beslenme alışkanlığına sahip olduğuna dair önemli bulgular içerdiğini ve bunun araştırmalarının devam ettiğini aktaran Karul, şunları kaydetti: "Göbeklitepe'nin tarihi 12 bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Tabii ki bu süreçte orayı yapan insanlar yaşıyorlardı. Hatta uzun bir süre burası sadece bir toplanma merkezi veya kutsal bir alan mı yoksa yaşam merkezi mi diye tartışmalar vardı. Taş Tepeler Projesi'nde aslında bunun da cevabını arıyoruz. 10 kazı bölgesinde bu kazılarla hem bu bulguları ortaya çıkarıyor hem de insanların yaşamlarını sürdürdüğü konutları ortaya çıkarıyoruz. Konutları ortaya çıkarmak demek günlük yaşama ilişkin bulgulara da rastlamak demek. Özellikle Karahantepe'de onlarca kulübe tarzı yapı ortaya çıkardık. İçerisinde de öğütme taşları, el taşları, bitki kalıntıları ve yine farklı hayvan türüne ait kemik parçalarının ortaya çıktığını gördük. Biz de bu alanlarda besinin hazırlandığını ve insanların çevrelerindeki kaynaklardan etkin şekilde yararlandığını anlamış olduk. Tüm bunları yan yana getirdiğimiz zaman çevresindeki farklı kaynakları mutfakta bir araya getiren insanların varlığının kanıtladığını diyebiliriz. Çalışmalarımız devam ediyor. Daha nice analizler var. İleriki zamanlarda bu mutfak kültürünün nasıl olduğunu da kamuoyuyla paylaşmış olacağız." Göbeklitepe kazı çalışmalarında insanların yerleşik hayata geçtikten sonra buğdayın ilk kez tarım alanında kullanıldığını gördüklerini de ifade eden Prof. Dr. Karul, 12 bin yıl önce buradaki insanların nasıl bir beslenme alışkanlığının olduğunu ve bunun ileriki yıllarda nasıl geliştiğini araştırdıklarını belirtti. Bu çerçevede Şanlıurfa Valiliğinin başlattığı Gastronomi Projesi'nin çok önemli olduğuna değinen Karul, şöyle devam etti: "Bizim tüm çalışmalarımızı bir araya getireceğimiz bir fikir, bir akıl olarak ortaya çıkıyor. Proje çerçevesinde akademisyenlerimiz ve yerel kültürü içerisine katan geniş kapsamlı bir çalışma içerisindeyiz. Burası bağdayın anavatanı. Buğdayın yabani olarak yetiştiği bir coğrafya. Burada insanların yerleşik hayata geçtikten sonra buğdayın ilk kez tarım alanında kullanıldığını görüyoruz. Tahılın yabani iken işlendiğini ve zamanla bundan besin üretildiğini görüyoruz. Şanlıurfa arkeolojik alanlarla mutfak kültürünün ilk aşamalarını izleyebileceğimiz yer özelliğini taşıyor." Vali Hasan Şıldak da Karul ve ekibinin çok titiz bir şekilde önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini dile getirerek, "Şanlıurfa'da çok kapsamlı olarak uygulayacağımız Gastronomi Projesi ile günümüze kadar gelen aşamaları Neolitik Çağ dönemlerine kadar giderek temellendirmek istiyoruz. Zira bilinen en eski yapılar burada ve burada da mutfak kültürüne ait bir birikim ortaya çıkıyor. Gelişmeleri süreç içerisinde kamuoyuna duyurmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.