Uygulamalarımız appstore googleplay

#Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen

gazeteci63.com - Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Şanlıurfa’da Su Tasarrufu Uyarısı Haber

Şanlıurfa’da Su Tasarrufu Uyarısı

Uzmanlar, küresel iklim değişikliğine bağlı gelişen kuraklıkta tarımsal faaliyetlerde suyun daha etkin ve randımanlı kullanımını sağlayacak yöntemlere başvurulması gerektiğini önerdi. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, AA muhabirine, iklim değişikliğine bağlı kuraklığın tarımsal üretimi olumsuz etkilediğini söyledi. Kuraklığın devam edeceğini ve suyun daha etkin kullanımının yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Öztürkmen, tarımda kullanılan suyun tasarruf ve tarımsal sulama yöntemlerinin hızlı şekilde yaygınlaştırılması gerektiğini anlattı. Öztürkmen, şöyle devam etti: "Kuru tarım arazileri için kuraklığa dayanıklı ya da suyu depolayıcı yöntemleri kullanarak tarımsal üretimimizi artırmak zorundayız. Gelecek su dünyasında mutlaka ve mutlaka bu tür kuraklıklar yaşanacaktır. Yapmamız gereken şey bir an önce sulama randımanının yanı sıra suyun daha etkin kullanımını sağlamak. Kuru tarım arazisinde suyu depolayıcı, suyu toprakta tutucu yöntemleri kullanarak suya sahip çıkmamız şart." Önümüzdeki dönemlerde su için daha çok önlem alınması gerektiğini ifade eden Öztürkmen, "Ülkemizde kullanılan suyun ancak yüzde 50'si tarımda randımanlı şekilde kullanılmaktadır. Hatta bugün Harran Ovası'na baktığımızda sulama randımanının yüzde 40 civarında olması oldukça düşündürücü." dedi. Dijitalleşmeyi tarım sistemlerinde de kullanmak gerektiğine dikkati çeken Öztürkmen, "Sulu tarım yapılan arazilerdeki kullanılan modern sulama sistemleriyle verimlilik yüzde 300 civarında artırılabiliyor. Önümüzdeki günlerde suyun daha etkin kullanılabilmesi için modern sulama sistemlerini kullanarak suda tasarruf yapalım. Dünyada şu anda dijital verilerle, uydularla ya da elektronik sistemlerle suyun kullanımı etkinleştiriliyor. Kuraklık olduğu dönemlerde bile daha etkin su kullanımı sağlayarak verimi artırıcı çalışmalar yapılmakta. Dijital elektronik sistemlerin yaygınlaştırılmasını ve suyun en modern sulama yöntemleriyle kullanılmasını tavsiye ediyorum." diye konuştu. Birçok bölgede bitki ihtiyacının neredeyse iki katı kadar su kullanılıyor Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu da Türkiye'de yaklaşık 6,5 milyon hektar alanın sulandığını ifade etti. Doğru sulama yapılmadığını aktaran Çullu, birçok bölgede bitki ihtiyacının neredeyse iki katı kadar su kullanıldığını kaydetti. Yaptıkları araştırmalarda özellikle basınçlı yağmurlama sulama teknikleri dışında dijital sulama teknikleriyle verim kaybı olmadan ortalama yüzde 30 su tasarrufu yaptıklarına dikkati çeken Çullu, şunları söyledi: "Dijital sulama tekniklerinde çiftçinin arazisine birtakım sulama, akıllı sulama sistemleri yerleştiriliyor. Nem, sıcaklık sensörleri ayrıca bu sulama teknolojisini internet üzerinden cep telefonuna bağlayıp toprağın ne zaman suya geleceğini, bitkinin su ihtiyacına göre rahatlıkla kontrol edebiliyorsunuz. Böylelikle hem kolaylık hem de ciddi miktarda su tasarrufu sağlanıyor. Yaptığımız çalışmalarda verim artışı bile var." Hassas tarım teknolojilerini GAP alanına yaygınlaştırmaya çalıştıklarını ifade eden Çullu, suyun ve toprağın hassas şekilde korunarak yönetilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Şanlıurfa'da Kuraklık Tehlikesi Haber

Şanlıurfa'da Kuraklık Tehlikesi

Türkiye'nin önemli hububat üretim merkezlerinden Şanlıurfa'da, kuraklık nedeniyle verimliliğin düşmesi bekleniyor. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, AA muhabirine, bölgede sonbahar ve kış döneminde yeterli yağışın olmaması nedeniyle özellikle kuru tarım yapılan alanlarda hububatın olumsuz etkilediğini söyledi. Toprağın yapısı, erozyon miktarı ve verimlilikte kuraklığın etkili olduğunu anlatan Öztürkmen, Şanlıurfa'da geçen yıla göre yağış miktarının üçte biri oranında olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Şanlıurfa, ekim ayından bu yana 90 milimetre civarında yağmur aldı. 2024'e bakıldığında bu rakam 310 milimetre, 2023'te ise 280 milimetreydi. Şu ana kadar alınan yağmur miktarı, geçmiş yıllara göre üçte bir seviyesinde. Bu durum, kurak arazilerde büyük paniğe yol açtı. Çünkü hububat üretiminde, sulu tarım kadar suya ihtiyaç duyulmasa da bir miktar su, tarımsal üretim için oldukça önemlidir. Dolayısıyla ilimizde ciddi bir kuraklık söz konusu. İç Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde de kuraklık etkisini göstermeye başladı." Sulama yapılan tarım arazilerinin bu kritik dönemi atlatabileceğini belirten Öztürkmen, şunları kaydetti: "Geçen ay 40 milimetrelik bir yağış gerçekleşti. Önceki yıllarda bu tür yağışlar çok daha yüksek seviyelerdeydi. Bu 40 milimetrelik yağışın, tarım arazilerini toparlayabileceğini düşünmüştük ancak kuraklık tarım arazilerinde kendini net bir şekilde gösterdi. Kuru tarım arazilerindeki hububat rekoltesinin düşük olacağını şimdiden söyleyebiliriz. Geçen yıl Şanlıurfa'da kuru tarımda oldukça iyi bir rekolte elde edilse de bu yıl rekoltenin çok daha düşük olacağını düşünüyorum. Hububat tarımında verimin en iyi seviyeye ulaşabilmesi için yaklaşık 200 milimetre yağışa ihtiyaç var. Fakat biz bunun yarısından daha azını aldık. Bu kuraklık sadece verimde değil, kalitede de soruna neden olacak." Üretici de üzgün Çiftçi Reşat Kaplan da bu yıl yağışların yetersiz olduğunu ve kurak bir yıl geçirdiklerini belirtti. Kuraklık nedeniyle ürünlerinin yeterince yeşermediğini aktaran Kaplan, "İstediğimiz ürünü alamıyoruz. Bu yıl 100 dönüme buğday ektim. Bu yılki ürün, masrafımı kurtarsın yeter. Kurak geçtiği için gübrelemeyi de geç yaptık. Daha ilaçlamayı da yapamadık. Mart ayına geldik ancak daha tarlada kırmızı toprak görülüyor." diye konuştu.

Hububat Ekim Takvimi Değişti Haber

Hububat Ekim Takvimi Değişti

Türkiye'nin önemli tarım üretim merkezlerinden Şanlıurfa'da kuraklık ve yağış rejimindeki düzensizlikler hububat ekim takvimini değiştirdi. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, AA muhabirine, önceki yıllarda kentte ekim ayında hububat ekiminin yapıldığını ancak iklim değişikliği nedeniyle kasım ayının sonuna gelinmesine rağmen bazı çiftçilerin hazırlıklara yeni başladığını söyledi. Öztürkmen, ekim yapan çiftçinin az olduğunu dile getirerek, "Hububatın geç ekilmesi geç ürün alımına ve mevcut ekim nöbetinin yani kendisinden sonra gelecek olan ekilmesi planlanan ürünün de ekilmemesine ya da geç ekilmesine neden olacaktır. Bunun en büyük sebeplerinden biri, özlenen yağışların, sonbahar yağışlarının gecikmesidir. Bu anlamda geciken yağışlar, ekim zamanını ileriye doğru atmıştır. Ekim yapan çiftçi sayısı çok az. Hemen hemen bir ay etkiledi." dedi. Ürünün geç ekilmesinin verimi olumsuz etkilediğini ifade eden Öztürkmen, şöyle konuştu: "Ekim süreciyle beraber hasat süreci ya da ikinci ürünü bir nebze olsun etkileyecektir. İnşallah önümüzdeki günlerde güzel bir yağış dalgası alır, hububatın gerek çimlenmesi, gerek besin elementlerinin toprağa karışması için dua ediyoruz. Geçmiş yıllara baktığımızda kasım ayının sonuna kadar Şanlıurfa'ya nereden baksak ortalama 50-60 milimetre yağış olurdu ve bu kuru tarımla ilgilenen çiftçilerimiz için büyük bir nimetti ancak Şanlıurfa geneli için bugüne kadar 5-6 milimetre kadar bir yağış olması ve bu yağışların lokal olması kuru tarımda için beklenmeyen bir şey." "Toprağın, suyun ve doğanın kıymetini kaybedince anlıyoruz" Prof. Dr. Öztürkmen, anız yakmanın ve tarımsal arazilerin betonlaşmasının da iklim değişikliğini arttırıcı etkiler arasında yer aldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyada artık gittikçe insanlar bu iklim kriziyle mücadeleyi ferdileştirmeye başladı. Herkes kendi üzerinde sorumluluk hissediyor ama toplumsal bir bilinç yaratmıyoruz. Bugün ovalarda yapılaşma arttıkça yağış o tarafa doğru gitmiyor çünkü sıcaklık betonla beraber 6-8 derece artmış oluyor. Bir anız yakma işlemi ya da topraklardaki kötü kullanım bizim bu iklimsel değişikliği arttırıcı etkilerimiz oluyor. Bunun haricinde biz insanoğlu olarak toprağın, suyun ve doğanın kıymetini ancak kaybedince anlıyoruz. Önümüzdeki dönemler için kuraklık denilen şey öyle uzun bir zaman içerisinde kendi kendini göstermiyor. Dolayısıyla her zaman buna hazır olmalıyız. Her zaman kurak olabilecek düşüncesiyle biz akademisyenler olarak kuraklığa duyarlı çeşit araştırmaları, kuraklığa duyarlı tarımsal işletme yöntemleri uygulamaya çalışıyoruz, bunların faydasını ortaya koyuyoruz ya da nasıl yapılacağı hakkında çeşitli araştırmalar yapıyoruz." "Daha fazla tasarruf yapmamız lazım" Çiftçilerin daha duyarlı olması gerektiğinin altını çizen Öztürkmen, şunları kaydetti: "Ülkemizdeki su kullanımı maalesef Şanlıurfa özeline baktığımızda oldukça randımanı düşük. Biz modern sulama sistemleriyle bugün damlama gibi yağmurlama sistemiyle sulama yapılan alanlarda mutlaka modern sistemleri tercih edip daha fazla tasarruf yapmamız lazım. Gelecek nesillere temiz bir dünya bırakmak bizim için çok önemli. Atılan kimyasallar hem suyumuzu hem toprağımızı hem de dünyamızı kirletmektedir. O yüzden bizim hep söylediğimiz bir şey var. Lütfen bu kimyasalları kullanırken bilimsel olarak kendini yetiştirmiş mühendislerimizden iyi bilgi alarak, net olarak uygulama yapsınlar."

Gap’ın Başkentinde Ürün Çeşitliliği Haber

Gap’ın Başkentinde Ürün Çeşitliliği

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında yapılan sulama yatırımları sayesinde üretim çeşitliliğinin arttığı Şanlıurfa'da çiftçiler, getirisi yüksek alternatif ürünlere yöneliyor. Bölgeye hayat veren GAP ile en fazla yetiştirilen pamuk, sebze, mısır ve buğdayın yanında çiftçiler alternatif ürün olarak ayçiçeği, kimyon, soya fasulyesi ve yer fıstığını ekmeye başladı. Kentte ekim alanı her geçen gün artan ayçiçeğinde 65 bin dekar, yer fıstığında 20 bin dekar, kimyonda 45 bin dekar ve soya fasulyesinde 20 bin dekar alanda üretim yapılıyor. Bu yıl kentte ekimi yapılan ayçiçeğinde 10 bin ton, soya fasulyesinde 6 bin ton, yer fıstığında 10 bin ton, kimyonda ise 3 bin 500 ton rekolte bekleniyor. Bölgede ürün çeşitliliğiyle verimde artışın yaşanması, Türkiye ve bölge ekonomisine önemli katkı sağlıyor. Üretim alanları her geçen gün artıyor Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, AA muhabirine, Türkiye'de pamuğun yüzde 42'si, mısırın yüzde 20'si, buğdayın ise yüzde 10'nun Şanlıurfa'da üretildiğini söyledi. Çiftçileri yeni alternatif ürünlere yönlendirdiklerini ve son zamanlarda alternatif ürün alanlarının arttığını belirten Öztürkmen, şöyle devam etti: "Alternatif ürünlerin üretim alanları her geçen gün artmakta. Geçen yıllarda bu rakamların üçte birini görebiliyorduk. Çiftçi artık daha iyi üretebilmek için yeni arayışlar içerisine girdi. Ayçiçeği, kimyon, yer fıstığı gibi üretim alanlarını genişletti. Kimyon daha önce ekilen ama hüzne uğrayan bir bitki olmuştu. Ayçiçeğinde aynı problemler yaşanıyordu. Son zamanlarda birkaç büyük çiftçimizin ayçiçeği yağı üreten fabrika açması ya da kimyonla ilgili pazarı artırıcı çalışmalar bölgede bu alternatif ürünlerin gittikçe artmasına vesile oldu. Şanlıurfa'nın önümüzdeki günlerde bu bitkilerde Türkiye trendi yakalayacağına önemli bir göstergedir." Çiftçilerin maliyeti az, getirisi yüksek ürünlere yöneldiğini dile getiren Öztürkmen, "Tarımda belli bir yeri yakaladık. Üretimde aldığımız ürün çok değişmiyor, artık en üstlerdeyiz. Bununla beraber fiyatlar çok yükselmiyor. Demek bizim yapacağımız tek şey var masrafı kısmak. Bunun için de oldukça akıllıca önlemler alınıyor. Alternatif ürün arama da onun bir göstergesi. Ümit ediyorum ki önümüzdeki günlerde daha küçük alanlarda daha farklı ürünler üretilerek bölge ve ülke ekonomisine faydası olur." değerlendirmesini yaptı. Alternatif bitkilerle ilgili Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Güneydoğu Anadolu Projesi Tarımsal Araştırma Enstitüsü (GAPTAEM) ve Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından çalışmalar yapıldığını anlatan Öztürkmen, çiftçilerin çalışmalarla ilgili teknik personelden bilgi alabileceğini söyledi. Yer fıstığı üreticisi Abdullah Akkurt da alternatif ürün olarak 40 dönüme yer fıstığı ektiğini aktardı. Geçen yıl da yer fıstığı ektiğini ve memnun kaldığını dile getiren Akkurt, bu yıl da iyi bir ürün beklediklerini ifade etti.

Sıcak Havada Sulama Uyarısı Haber

Sıcak Havada Sulama Uyarısı

Türkiye'nin pamuk ihtiyacının yaklaşık yüzde 42'sinin karşılandığı Şanlıurfa'da uzmanlar, bitkinin su stresinden uzak tutulması için akşam saatlerinde sulanmasını önerdi. Lifiyle tekstile, çiğidiyle yağ sanayisine, küspesiyle de hayvancılık sektörüne ham madde sağlaması dolayısıyla stratejik ürünlerin başında gelen ve Şanlıurfa'da yaklaşık 2 milyon dekar alanda ekimi yapılan pamukta bu sezon 1 milyon ton rekolte bekleniyor. Şanlıurfa'da şu günlerde çiçeklenme evresinde olan "beyaz altın"da mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklıkları nedeniyle kayıp yaşanmaması için üreticilerin dikkatli olması isteniyor. "Suyu iyi veremezsek pamukta stres meydana gelir" Harran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, AA muhabirine, Türkiye'deki pamuk üretiminin yüzde 42'sinin yapıldığı Şanlıurfa'nın ülkenin pamuk deposu konumunda bulunduğunu söyledi. Bu yıl kentte yaklaşık 2 milyon dekarlık alanda pamuk ekildiğini ve sezonun çok iyi geçtiğini belirten Öztürkmen, "Bu yıl ortalama 1 milyon ton pamuk rekoltesi bekleniyor. Maliyetler yüksek olsa da önemli bir hastalık yaşanmaması çiftçinin yüzünü güldürdü. Bitkinin ihtiyacı olan suyu verdiğimiz gibi o bitkinin daha güzel çalışmasını, daha çok pamuk bağlamasını, daha çok çiçek bağlamasını sağlamış olacağız." dedi. Öztürkmen, pamuğun suyu seven bir bitki olduğunu anlatarak, şunları kaydetti: "Bir kilogram pamuğun 500 litre suya ihtiyacı var. Sulama dönemini iyi ayarlarsanız, bitkisel ürününüzü daha iyi alabilirsiniz. Bu dönemde hava sıcaklığı 45-46 derecelere ulaşıyor. Bitkilerimizin sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için mutlaka istenildiği kadar, aşırı su vermeden ve akşam saatlerinde sulama yapmalıyız. Bitkinin ihtiyacı olan suyu verdiğimiz gibi o bitkinin daha güzel çalışmasını, daha çok pamuk bağlamasını, daha çok çiçek bağlamasını sağlamış olacağız. Ağustos ayının ortasıyla eylülün ilk haftasına kadar olan taraklanma, çiçeklenme ve kozanın oluşumun büyümesi dönemi. Dolayısıyla suyun iyi verilmesi çok önemli. Eğer biz suyu iyi veremezsek pamukta stres meydana gelir. Bir çiftçi diğer çiftçiden daha az verim alabilir. Bunun sebepleri pamuktaki stresle ilgili. O yüzden suyun iyi bir şekilde verilmesi gerekiyor. Eylül ayının ortalarına doğru artık kozalar açılmaya başladığı zaman çiftçilerimiz eğer koza miktarı yüzde 15 civarında açmaya başlamışsa artık sulamayı kesmeliler." "Akşam sulaması verimi artırır" Özellikle salma sulama yapılan bölgelerde sulamanın akşam yapılmasının önemine değinen Öztürkmen, şöyle devam etti: "Özellikle Harran bölgesi salma sulamanın mecbur yapıldığı bir ova. Çünkü su kendi ayağıyla geliyor. Bu tür bölgelerde biz özellikle sulamanın akşam saatlerinde yapılmasını istiyoruz. Çünkü sulamayı öğle sıcağında yaparsak verdiğimiz suyun büyük bir miktarı buharlaşmayla kaybolacak ve verdiğimiz suyu bitki ancak havalar serinleyince almaya başlayacak. Bu sıcakta bitki çalışamaz. Yapılan çalışmalar bize gösteriyor ki akşam sulaması hem verimi artırıyor hem de bitki iyi gelişiyor. İkinci bir sulama sistemi ise damla sulama veya yağmurlama sulama. Bunlar artık modern sulama sistemleri. Damlama sulama sistemi yaptığımız takdirde yabancı otu azaltıyoruz. Bitkinin istediği suyu istediği kadar verebiliyoruz. Aşırı su vermediğimiz için bitki aşırı sudan kaynaklanan hastalık ve zararlar yaşamamış oluyor."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.