Uygulamalarımız appstore googleplay

#Sağlık

gazeteci63.com - Sağlık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Altılı Aşı Uygulaması Başladı Haber

Altılı Aşı Uygulaması Başladı

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Bugün aşılar sayesinde insanlık bulaşıcı hastalıklarla çok daha rahat mücadele ediyor. Yaşam sürelerimiz arttı." dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Bugün aşılar sayesinde insanlık bulaşıcı hastalıklarla çok daha rahat mücadele ediyor. Yaşam sürelerimiz arttı. Bugün etrafımızda çocuk felci, difteri görmememizin, çiçek hastalığının dünyada artık olmamasının en önemli sebebi aşılar." dedi. Bakan Memişoğlu, Çankaya Çayyolu Eğitim Aile Sağlığı Merkezinde altı bileşenli karma aşının ilk uygulaması dolayısıyla düzenlenen programa katıldı. Geçen hafta Sağlıklı Hayat Akademisi programını başlattıklarını anımsatan Memişoğlu, insanların nasıl besleneceklerini, egzersizlerini ve sağlıklı kalmanın yollarını bu program sayesinde öğrenebileceklerini aktardı. Memişoğlu, gençlere sağlıklı hayat merkezlerine başvurmaları çağrısı yaparak, "Gençler lütfen, sağlıklı hayat merkezlerini ziyaret etsinler. Orada onlara koşu bandından, egzersiz salonlarına, beslenme, diyet uzmanlarından, psikologlara kadar her türlü desteği veriyoruz. Gençlerden özellikle istirhamım Sağlıklı Hayat Merkezlerini ziyaret etmeleridir." diye konuştu. "Altı hastalığa karşı tek bir aşı uygulanacak" Bakan Memişoğlu, "difteri", "boğmaca", "tetanos", "çocuk felci" ve "hemofilus influenza tip B"ye karşı koruma sağlayan beşli karma aşıya "Hepatit B" aşısının da eklediğini belirterek, şöyle devam etti: "Böylece karma aşımız, danışma kurulumuzun önerisi doğrultusunda altı hastalığı koruyacak şekilde programa dahil edildi. Özellikle aşı ile ilgili insanlarımıza şunu ifade etmek istiyorum. Bugün aşılar sayesinde insanlık bulaşıcı hastalıklarla çok daha rahat mücadele ediyor. Yaşam sürelerimiz arttı. Bugün etrafımızda çocuk felci, difteri görmememizin, çiçek hastalığının dünyada artık olmamasının en önemli sebebi aşılar. Nasıl diyet yapıyorsak, beslenmemize dikkat ediyorsak, koruyuculuğu ön planda tutuyorsak aşılar da bizi bulaşıcı, salgın hastalıklardan koruyan en önemli silahlarımız. Aşılar, çocuklarımızın hastalanmamasını, bulaşıcı hastalıktan etkilenmemesini sağlıyor. Onun için toplumumuzun özellikle aşı programlarına uymalarını, hekimlerimizin, sağlık çalışanlarımızın önerileri doğrultusunda hareket etmelerini bekliyoruz. Sağlık her şeydir. İnsanın mutluluğunun en önemli kaynağı sağlıktır. Sağlığımızı kaybetmeden, sağlığımızı korumayı bilmemiz lazım." "Hastalık değil Sağlık Bakanlığıyız" Türkiye'nin tedavi hizmetleri konusunda dünyaya örnek olabilecek bir hizmet verdiğini vurgulayan Memişoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Özellikle son 22 yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye sağlık hizmetleri konusunda dünyaya örnek olabilen bir ülke. Bizim sağlığımızı koruyacak şekilde artık toplumsal olarak da bu işin üstesinden gelmemiz lazım. Sadece sağlıkçılar değil, tüm toplumun sağlıklı kalması için destek vermesi ve çaba harcaması gerekir. Maalesef hala üç insanımızdan biri sigara kullanıyor. Dört insanımızdan birisi de aşırı kilolu. Bunlar hepsi bir süre sonra hastalık olarak, sağlıksızlık olarak bize dönüyor. O nedenle sağlığımızın değerini bilelim. Biz, hastalık bakanlığı değiliz, Sağlık Bakanlığız. Öncelikle insanlarımızın sağlıklı kalmasını ve kendilerini korumasını istiyoruz. Aşı da bunların en önemlisi. Bebeklerimize aşılarının zamanında yaptırılmasını, aşı programlarına uyulmasını istiyoruz." Bakan Memişoğlu'nun konuşmasının ardından altı bileşenli karma aşının uygulamasına geçildi. Aşı yapılan bebeklerle ilgilenen Memişoğlu, aileleriyle de bir süre sohbet etti. Memişoğlu, Sivasspor ile Fenerbahçe arasındaki futbol müsabakası öncesinde futbolcuların sahaya "Doğal olan normal doğum" yazılı pankartla çıkmalarının anımsatılması üzerine, "Futbol maçlarına sadece erkekler mi geliyor?" karşılığını verdi.

Tarım ve Orman Bakanı Uyardı Haber

Tarım ve Orman Bakanı Uyardı

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tavuk döner nedeniyle yaşanan zehirlenme vakaları nedeniyle denetimleri sıklaştırdıklarına dikkati çekerek "Üreticileri uyarıyorum, çok ağır cezalar uygulayacağız ve kapatma işlemini gerçekleştireceğiz." dedi. Yumaklı, Türkiye Şap Enstitüsünü ziyaret ederek burada incelemelerde bulundu. Bakan Yumaklı, burada yaptığı açıklamada, enstitünün, Kovid-19 salgını döneminde TURKOVAC aşısının üretilmesi çalışmalarına destek veren tecrübeli kurumlardan biri olduğuna işaret ederek "Dünyada şap aşısı üreten 7 merkezden birinin bu enstitüsü olduğunu gururla söylemek istiyorum." diye konuştu. Yumaklı, Türkiye'nin 1967'de sadece 12 milyon doz aşı üretebildiğini, 2022'de bu sayının yaklaşık 128 milyon doza yükseldiğini aktararak "Bu yıl bu rakam 200 milyon doza ulaşacak. Dolayısıyla son derece önemli bir aşama katetmiş durumdayız." ifadelerini kullandı. Söz konusu aşıların ihracatında da önemli bir aşama katedildiğini aktaran Yumaklı, "2024'te yaklaşık 11 milyon doz aşı ihracatı yapıldı ve kademe kademe devam ediyor. Özellikle dost ve kardeş ülkelerin çok yoğun talebi var. Dolayısıyla bu enstitünün şap aşısı üretimiyle ilgili kabiliyetini de kapasitesini de arttırmak üzere çalışmalarımız devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu. Yumaklı, aşılama kampanyasını 17 Şubat'ta başlattıklarını anımsatarak "13 Nisan itibarıyla sona erecekti ancak araya bayramın girmesi ve diğer unsurlarla birlikte bunu 2 Mayıs'a kadar uzattık. Dolayısıyla bütün çiftçiler ve üreticilerimizin, aşılama kampanyasını yaptırmamış olanların mutlaka ama mutlaka bu süre içerisinde yaptırmalarını istirham ediyoruz." dedi. "Sağlığı tehlikeye düşürecek herhangi ürünü vatandaşlarımızın hizmetine sunmayın" Yumaklı, Bakanlığının önemli görevlerinden birinin de güvenilir ve kaliteli gıdaya erişim konusunda çalışmalar yapmak olduğuna işaret ederek vatandaşların güvenilir gıdaya ulaşabilmesi için denetimlerin devam ettiğini bildirdi. En iyi denetçinin vatandaşın kendisi olduğuna dikkati çeken Yumaklı, vatandaşların bu konuda tespit ettiği uygunsuzlukları Bakanlığa bildirmelerini istedi. Yumaklı, son günlerde tavuk döner başta olmak üzere, gıda zehirlenmelerinin yaşandığına dikkati çekerek bu tür hadiselerin olmaması için önden önlem alınması gerektiğini vurguladı. Denetimleri sıklaştırdıklarını ve ekiplerin sahada teyakkuzda olduğunu belirten Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer bir gün bu ürünü satışa sundunuz ve akşama kaldı, bunu ertesi gün kullanamazsınız, yasaktır. Ancak maalesef kar hırsıyla bu, bir sonraki gün çiğ etle beraber pişiriliyor. Bozulmayla ilgili emarelerin, tatla ilgili değişikliklerin elimine edilmesi için farklı türde sosların kullanılması gibi bir alışkanlık son günlerde ortaya çıktı. Bunlarla ilgili denetimlerimizi sıklaştırdık. Bu tür işlere tevessül eden üreticileri uyarıyorum, herhangi bir denetimde bunu tespit ettiğimizde çok ağır cezalar uygulayacağız ve kapatma işlemini gerçekleştireceğiz. Dolayısıyla lütfen bu konuda hassasiyet gösterin, sağlığı tehlikeye düşürecek herhangi ürünü vatandaşlarımızın hizmetine sunmayın." "Fuar, tanıtım günleri, panayır gibi etkinlikleri de denetleyeceğiz" Yumaklı, hem sektörel hem de bölge bazlı denetimleri devam ettirdiklerini bildirerek 1 Nisan'da lokanta ve restoran gibi toplu tüketim yerlerinde denetimlerin başladığını söyledi. Valilikler vasıtasıyla yerel yönetimlere uyarıları olacağını belirten Yumaklı, "Özellikle fuar, tanıtım günleri, panayır gibi etkinliklerde gıda satış ve tüketim yerlerinin sahip olması gereken hijyen kuralları ile o ürünlerin sunumu ve içeriğine kadar nasıl olması gerektiğiyle ilgili bildirimi kendilerine yapacağız ve ayrıca denetleyeceğiz." diye konuştu. Yumaklı, "yöresel, organik ve ekolojik" tanımlarıyla satılan ve bu şekilde olmadığı tespit edilen ürünlere yönelik de denetimlerin devam ettiğini ifade etti. Denetim sonuçlarına ilişkin de bilgi veren Yumaklı, "1 Nisan'dan itibaren 13 bin 691 gıda kontrolü gerçekleştirdik, bunlarda 224 uygunsuzluk tespit ettik ve 22 milyon lira idari para cezası uyguladık. Halkımızın güvenilir gıdaya ulaşımıyla alakalı hiçbir uygunsuzluğa toleransımız olmayacak, hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız." dedi. Üreticilere zirai don uyarısı Yumaklı, iklim değişikliğinin tarıma etkisine işaret ederek kuraklık ve zirai don olaylarıyla çok sık karşılaştıklarını bildirdi. Özellikle 5 gün boyunca ülkenin belli bölgelerinde olumsuz hava koşullarının tarımsal üretimi etkileme potansiyeline sahip olduğuna dikkati çeken Yumaklı, şunları kaydetti: "Özellikle zirai don, dolu, sel ve taşkın gibi konularda vatandaşlarımızın, üreticilerimizin arkadaşlarımız tarafından yapılan uyarılara riayet etmelerini özellikle kendilerinden istirham ediyoruz. Hem bizim il ve ilçe müdürlüklerimize hem de ALO TARSİM 172 Hattı'na ihbarda bulunmalarını özellikle rica ediyorum. Önemli başka bir husus sigorta konusu. Devletimiz, her türlü olumsuz duruma karşı tarımsal üretimi sigorta altına alacak poliçe bedelinin yüzde 70'ini ödüyor. Çiftçilerimizin, üreticilerimizin bundan sonra çok daha fazla yaşanması muhtemel doğa olaylarından etkilenmemesi için bu sigortayı yaptırmalarını özellikle kendilerinden istirham ediyoruz."

Bayramda Şeker Tüketimine Dikkat Haber

Bayramda Şeker Tüketimine Dikkat

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülay Karagüzel, kontrolsüz şeker tüketiminin dokulara zarar verdiğini belirterek, sağlıklı beslenme için şekerli gıdalardan uzak durulması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Karagüzel, AA muhabirine, Ramazan Bayramı'nda endokrinologlar olarak fazla şeker ve tatlı tüketimi nedeniyle biraz tedirgin olduklarını söyledi. Bayram ziyaretlerinde ilk olarak tatlı, şeker ya da çikolata ikram edildiğini anlatan Karagüzel, "Tüketimi sınırlandırmazsak bu durum kan şekerinin yükselmesine sebep olabiliyor." diye konuştu. Diyabetli çocuklara ekstra dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Karagüzel, şöyle devam etti: "Özellikle çocuk diyabetliyse tüketimi daha sınırlandırmamız gerekiyor. Aslında şekerin ve tatlı gıdaların sağlıklı beslenmede yeri yok. Bu nedenle tüketim çok sınırlı olmalı. Tabii gerçekçi de olmalıyız, şekeri kısıtlamak istesek de tamamen kaldırmak ya da beslenmeden çıkarmak çok da mümkün olmuyor ama kesinlikle sınırlandırmak gerekiyor ki kan şekeri yüksekliğiyle ilişkili komplikasyonlardan kaçınalım." Karagüzel, şeker ve tatlı tüketiminde sınırlamanın önemine dikkati çekerek, "Özellikle diyabet olmayıp da diyabet için riski yüksek olan çocuklarda şeker ya da tatlı tüketimi sınırlandırılmadığında diyabet tablosu daha erken ortaya çıkabiliyor ya da diyabetli çocuklarda bu besinlerin tüketimi sınırlı olmazsa diyabetin en kötü, tehlikeli ve istemediğimiz tablolarından bir tanesi olan diyabetik ketoasidoz ortaya çıkabiliyor." dedi. Diyabetik ketoasidozun ağır bir tablo olduğu için yoğun bakım izlemi gerektirdiğinin altını çizen Karagüzel, şunları kaydetti: "Diyabetik çocuklara eğitim veriyoruz. O eğitimlerde kan şekeri yüksekliğinin nasıl yönetileceği de aslında var. Dolayısıyla Ramazan Bayramı'nda sınırlı tatlı tüketimi yapmazsak daha sık kan şekeri ölçümü ya da sensör kullanan hastalar için sensör verilerinin daha dikkatli ve özenli takibiyle önlem almak gerekiyor. Kan şekerini daha sık kontrol ettiğimizde ona göre gerekirse ek doz insülin yapmak çok önemli." "Çikolatanın şeker içeriğinin yanı sıra yağ içeriği de yüksek" Su tüketiminin de çok önemli olduğunu belirten Karagüzel, "Yeterince su tüketimini özendirmek gerekiyor. Tabii ki hareketlilik çok önemli. Bayramda aynı zamanda tatil de olduğundan parklarda, açık havada fiziksel aktivite yaparak geçirilen zaman arttırılabilir." diye konuştu. Karagüzel, sağlıklı beslenmenin her kesim için önemine işaret ederek, "Bütün çocuklar ve bireyler için aslında sağlıklı beslenmede fazla şekerli, tatlı gıda tüketiminin yeri yok. Bunlardan kaçınmalıyız, sınırlandırmalıyız. Tamamen yasaklamak ya da tamamen çıkarmak çok mümkün olmuyor, hepimiz bunun farkındayız ama sınırlandırmak sağlıklı yaşam için önemli." ifadelerini kullandı. Çikolatada şekerin yanı sıra yağ içeriğinin de yüksek olduğuna dikkati çeken Karagüzel, "O nedenle kan şekeri yükselmesi, genellikle çikolata tüketiminden 3-4 saat sonrasında oluyor. Bunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor." dedi. Karagüzel, kan şekeri yükselmesinin önemli ve çok dikkat edilmesi gereken bir durum olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu: "Şekerli gıdaları kontrolsüz tükettiğimizde kan şekeri yüksekliği, dokulara bir çeşit zehir etkisi yapıyor ve onunla ilgili hücresel düzeyde zararlı etkiler ortaya çıkıyor. O nedenle sağlıklı beslenmede mümkün olduğunca şekerli gıdalardan uzak durarak beslenme programınızı ayarlamamız gerekiyor."

Beşiz Bebeklerden Biri Öldü Haber

Beşiz Bebeklerden Biri Öldü

Şanlıurfa'da dünyaya getirdiği beşiz bebeklerden birini kaybeden anne Şemse Felhan, hastanede tedavileri devam eden 4 bebeğini sağlıklı bir şekilde evine götürmek istiyor. Haliliye ilçesinde yaşayan Şemse Felhan (27), gebeliğinin 9. haftasında gittiği Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki kontrollerinde beşiz çocuğa hamile olduğunu öğrendi. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Derya Uyan Hendem gözetiminde düzenli takipleri yapılan Şemse Felhan, hamileliğinin 27. haftasında sezaryenle 2'si kız 5 bebek dünyaya getirdi. Hastanedeki yenidoğan yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan bebeklerden erkek olan biri yaşamını kaybetti. "Tek temennim bebeklerimi sağ salim hastaneden çıkarmak" Şemse Felhan, AA muhabirine, hamileliğinin 2. ayında gittiği hastanede beşiz bebeğe hamile olduğunu öğrendiğini ve zorlu bir süreçten geçtiğini söyledi. Doktorların gebeliğin daha güvenli bir şekilde devam etmesi için bebek sayısının azaltılması yönündeki tavsiyelerini kabul etmeyerek 5 çocuğunu da doğurmak istediğini anlatan Felhan, şöyle konuştu: "Derya hoca Allah ondan razı olsun, bu süreçte bana yardımcı oldu. Hastanede her türlü imkan sağladılar. 27. haftalıkken çok şükür bebeklerim doğdu. Bir bebeğim vefat etti, inşallah kalanlar sağ salim kurtulur. Şu anda tek temennim bebeklerimi sağ salim hastaneden çıkarmak. Beşiz çocuğum olacağını duyunca çok şaşırdım ve korktum. Herkes şaşırdı, çünkü nadir bir olay, etrafımızda beşiz yok, duyduğumuz bir durum değil. Eşim de şaşırdı. Diğer çocuklarım hamile olduğumu biliyorlar ama bu kadar bebek doğuracağımı bilmiyorlardı. Biliyorum, anlıyorum zor olacağını ama her zorlukta bir hayır vardır. Allah'ın işi, Allah yardım eder inşallah bize. Şu an bir bebeğim vefat etti, dört tane bebeğim kaldı. Sağ salim onları eve götürmek, onlara bakmak için dualarınızı bekliyorum. Devletimizin desteğini bekliyorum." "İnşallah 4 bebeğimizi sağlıklı olarak taburcu edebiliriz" Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Derya Uyan Hendem de Şemse Felhan ile hamileliğinin 9. haftasında tanıştıklarını söyledi. Kontrollerde Şemse Felhan'ın 5 bebeğe hamile olduğunun anlaşıldığını ve bu durumun çok nadir görülen bir gebelik olduğunu ifade eden Hendem, şunları söyledi: "Hastaya riskleri anlattım. Erken doğum riski yüksek. Anne açısından birtakım riskleri var bu risklerin hepsini paylaştık. Hasta beşiz gebelik olarak devam etmek istedi. Kararını kesin olarak verdikten sonra biz de ona destek olduk, bu yolda birlikte devam ettik. Haftalık veya iki haftalık takiplerle 27. haftaya kadar geldik. 27. haftada acil sezaryene almak zorunda kaldık. Beş bebeğimiz de canlı olarak sezaryenle doğdu. Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde takipleri yapılıyor. Bebekler çok erken doğdu, en büyüğü 1 kilograma yakındı, bu nedenle de zaten riskleri çok yüksekti ve bir tanesini kaybettik. İnşallah 4 bebeğimizi sağlıklı olarak taburcu edebiliriz. Herkes elinden gelen her şeyi yapıyor."

Ramazan’da Uyku Düzenine Dikkat Haber

Ramazan’da Uyku Düzenine Dikkat

Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Uyku Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Yılmaz Bülbül, sağlıklı uyku düzeni için uyku hijyeninin önemli olduğunu belirterek, "Kişinin aynı saatlerde yatması, aynı saatlerde kalkması çok önemli." dedi. Prof. Dr. Yılmaz Bülbül, AA muhabirine, orucun insan sağlığı açısından birçok faydası olduğunu söyledi. Orucun sindirim sistemi başta olmak üzere vücutta olumlu etkilerinin görüldüğünü dile getiren Bülbül, "Mide ve bağırsakları rahatlatır, şişkinliği azaltır. Varsa reflü gibi şikayetler kontrol altına girer ayrıca metabolizma, kan şekeri ve kilonun kontrolüne katkı sağlar. Kalp ve tansiyon üzerine, ruhsal denge üzerine olumlu etkiler yapar. Kısaca oruç vücutta genel anlamda bir dinginliğe ve rahatlamaya yol açar." diye konuştu. Bülbül, ramazanda bazı alışkanlıklarda değişiklikler oluştuğuna işaret ederek, bunların başında yemek ve uyku düzeninin geldiğini ifade etti. Her şeyin kararında yapılmasının önemli olduğunu belirten Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ramazanda insan uzun süre aç kalınca bir şekilde iftarda ve sahurda yemeğe saldırıyor. İşi abartılı yaşadığınızda sorunlar yaşamanız mümkün. Uyku düzeni de bu kapsamda düşünülebilir. Örneğin, sahura kalkıyorsunuz 'aç kalacağım' diye aşırı yemek, karnı şişirip tekrar yatmak doğru davranışlar değil ya da uzun süreli açlığın ardından iftarda abartılı, yağlı gıdalar ve tatlılar yemek. Bir kısım insan da sahura kadar bekliyor. Sahura kadar tükettiği çay, kahve ve tatlı da uykuyu bölen şeylerden." Bülbül, çay ve kahvenin yerine bitki çaylarının tercih edilebileceğini dile getirerek, "Aşırıya kaçmadan dengeli bir şekilde, özellikle yatış kalkış saatlerine dikkat ederek ramazanı geçirmekte fayda var." ifadesini kullandı. "Kişinin aynı saatlerde yatması, aynı saatlerde kalkması çok önemli" Sağlıklı uyku düzeninin ramazan ayında önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bülbül, "Sağlıklı uyku düzeni için uyku hijyeni konusu önem arz ediyor. Uyku hijyeninde kişinin aynı saatlerde yatması, aynı saatlerde kalkması çok önemli. Hafta sonu veya tatildir diye yatakta zaman geçirilmemeli. Hangi saat yatış, hangi saat kalkış o saatlere dikkat etmek lazım." dedi. Bülbül, uykuya yakın ağır aktivitelerden kaçınılması gerektiğine dikkati çekerek, "Bunun dışında özellikle cep telefonlarıyla, tabletlerle çok ilgileniyoruz. Bunlar parlak ışık, mavi ışık yayan cihazlar. Bunlar da uykuyu bölen, geciktiren ışık kaynağı oluyor. Bu tür cihazları da mümkün oldukça az kullanmaya, gerektiği kadar kullanmaya gayret göstermek lazım." diye konuştu. Bülbül, ramazanda uyku düzenini korumak için özellikle beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Aşırı dolu bir mideyle yatmak hem uykuyu bölüyor hem gastrit, reflü gibi sorunlara yol açıyor, uykunun gecikmesine, uyuyamamaya neden oluyor. Geceyi uykusuz geçirmeniz de doğal olarak ertesi gün yorgun, bitkin, isteksiz, daha verimi düşmüş olarak günü devam ettirmenize sebep oluyor. Sahura kalktınız, sahurda ağır gıdalar tükettiniz, dolu bir mideyle uyumak zor gerçekten. Dolayısıyla bir şekilde uyku zamanı kaymış oluyor." Sağlıklı uyku için uyku hijyeni konusundaki kurallara dikkat edilmesi gerektiğini belirten Bülbül, "Eskilerin tabiriyle 'her şeyin aşırısı zarar, ortası karar'. Dolayısıyla sofralardan mideyi aşırı şişirerek kalkmamak gerekir. Geç saatlerde yememeye, uyarıcı gıdalar, içecekler içmemeye gayret göstermek lazım. Onun haricinde gündüz saatlerinde kesinlikle orucu uyuyarak geçirmemeye gayret etmek lazım." değerlendirmesinde bulundu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.