#Sağlık

gazeteci63.com - Sağlık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sağlık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

160 Bin Kişi Hizmet Aldı Haber

160 Bin Kişi Hizmet Aldı

Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat’ın direktifleriyle Sağlık Bakanlığına devredilen ve Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesine dönüştürülen bina, bölgenin sağlık ihtiyaçlarına yanıt oldu. Yaklaşık 1 yıldır hizmet veren hastaneden 160 bin kişi hizmet alırken, vatandaşlar Başkan Canpolat’a teşekkür etti. Haliliye Belediyesi’nin Sağlık Bakanlığına devretmesiyle Devteyşti bölgesine kazandırılan Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesinden 160 bin hasta hizmet aldı. Şanlıurfa Valiliği, Haliliye Belediyesi ve İl Sağlık Müdürlüğü arasında imzalanan protokolün ardından Devteyşti Mahallesi’ndeki 15 bin metrekarelik kapalı alana sahip bina,  Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi ile Çocuk Acil Poliklinik olarak hizmet vermesi için Sağlık Bakanlığına devredildi. Belediye Başkanı Mehmet Canpolat’ın girişimleriyle hastaneye dönüştürülmesine ilişkin projelendirme çalışmalarının ardından iç tefrişatı Haliliye Belediyesi tarafından tamamlanan Haliliye Semt Polikliniği; 50 ünit ve 5 yatak kapasiteli Diş Poliklinikleri, 2 adet Dahiliye Servisi, 2 adet 7/24 Çocuk Acil Polikliniği ve Çocuk Acil Servisiyle vatandaşların hizmetine sunuldu. Bölge halkının talebi olan hastane projesinin hizmet vermesiyle vatandaşların sağlık noktasında yaşadığı sorunlar minimum düzeye indirilirken, yaklaşık 1 yıl içerisinde 160 bin hastaya ağız ve diş sağlığı hizmeti verildi. Şanlıurfa’daki en büyük diş protez laboratuvarıyla vatandaşlara hizmet verildiğini ifade eden Haliliye Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Başhekimi Dt. Mustafa Ferhat Demir, “Hastanemiz 2023 Ağustos ayından bu yana hizmet vermektedir. Hastanemizde o tarihten bu yana yaklaşık 160 bin hastamız ağız ve diş sağlığı hizmeti almıştır. Yaklaşık 50 tane diş üniti, 44 tane diş hekimimiz çalışmaktadır. Hastanemizin içerisinde 1 adet ameliyathanemiz mevcuttur, 5 adet servis polikliniğimiz mevcut. Bölgedeki, Şanlıurfa’daki en büyük diş protez laboratuvarı şu anda 18 tane diş protez teknisyeniyle vatandaşlarımıza hizmet vermektedir” dedi. Son 1 ay içerisinde 25 bin hastaya hizmet veren Şanlıurfa’nın en büyük Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi olan poliklinik, tam teşekküllü hizmeti ile vatandaşlardan ise tam not aldı. Hastaneden hizmet alan vatandaşlar, Başkan Mehmet Canpolat’a teşekkür ederek, bölgenin sağlık sorununa merhem olduğunu ifade etti. Öte yandan; Şanlıurfa’nın en büyük Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi olan Devteyşti Polikliniği ile Şanlıurfa, Türkiye’de iki ve üzeri Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi olan 4. İl oldu. 

2 Bakanın Ataması Yapıldı Haber

2 Bakanın Ataması Yapıldı

Cumhurbaşkanı kararı ile Sağlık Bakanlığına Kemal Memişoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına ise Murat Kurum atandı. Konuya ilişkin atama kararları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, görevden affını isteyen ve talebi kabul edilen Fahrettin Koca'dan boşalan Sağlık Bakanlığına, İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, sağlık sorunları nedeniyle görevden affını isteyen ve talebi kabul edilen Mehmet Özhaseki'den boşalan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına Murat Kurum getirildi. Atamalar, Anayasa'nın 104 ve 106'ncı maddeleri gereğince yapıldı. Yeni Bakan Memişoğlu'nun öz geçmişi Yeni Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, aslen Rizeli olup, 1966'da Trabzon'da dünyaya geldi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini 1990 yılında bitiren, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinden 1995'te Genel Cerrahi Uzmanlığını alan Memişoğlu, 1996-1998 yılları arasında SSK Konya Ereğli Hastanesi, PTT Hastanesi ve Bursa Askeri Hastanesinde Genel Cerrahi Uzmanı olarak görev yaptı. 1999-2000 yıllarında Miami Üniversitesi Karaciğer ve Gastrointestinal Transplantasyon ünitesinde bulunan Memişoğlu, 2000-2002 yıllarında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalında Başasistanlık yaptı. Memişoğlu, 2002 yılı sonunda PTT Hastanesine Başhekim olarak atandı, 2008'de Genel Cerrahi Doçenti oldu. Beykent Üniversitesinde 2007'da başladığı Sağlık Yönetimi Yüksek Lisans eğitimini 2009'da bitiren Memişoğlu, 2002-2012 yılları arasında İstanbul Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi olarak görev yaptı. Kasım 2012'de İstanbul Anadolu Kuzey Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine Tıbbi Hizmetler Başkanı olarak atanan Prof. Dr. Memişoğlu, Mayıs 2014'te aynı Birliğin Genel Sekreteri oldu. Prof. Dr. Memişoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet Sağlık Uygulama Araştırma Merkezine 2016'da Genel Cerrahi Öğretim Üyesi olarak Profesör kadrosuna atandı. Ekim 2016'dan bu yana İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevini yürüten Memişoğlu, evli ve 3 çocuk babası. Yeni Bakan Murat Kurum'un öz geçmişi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum 1976'da Ankara'da doğdu. Selçuk Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden 1999'da mezun olan Kurum, 1999-2005 arasında çeşitli özel kuruluşlarda çalıştı. 2005-2006 arasında TOKİ Ankara Uygulama Daire Başkanlığında uzman olarak görev yapan Kurum, 2006-2009 arasında TOKİ İstanbul Uygulama Daire Başkanlığı Avrupa Yakası Uygulama Şube Müdürlüğü, 2009-2018 arasında ise TOKİ iştiraki Emlak Konut GYO AŞ Genel Müdürlük görevini yürüttü. Kurum, 2018 yılında, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk kabinesine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olarak atandı. 2023'e kadar bakanlık görevini sürdüren Kurum, 14 Mayıs 2023'te gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde 28. Dönem AK Parti İstanbul Milletvekili olarak seçildi. Kurum, 31 Mart Pazar günü yapılan mahalli idareler seçiminde Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı oldu. TBMM Çevre Komisyonu Başkanlığı görevini de yürüten Kurum, evli ve 3 çocuk babası.

Bakan Özhaseki, İstifa Etti Haber

Bakan Özhaseki, İstifa Etti

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "Üstlendiğim kutlu görevi sağlık sorunlarım sebebiyle kendi dileğimle bırakmak istediğimi Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettim." ifadelerini kullandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “ Aziz milletimiz, Uzun zaman önce; 1994 yılında Kayserili hemşehrilerimizin yoğun talebi üzerine, belediye başkanı olarak hizmet kervanına katılmıştım. Türkiye’nin zor yıllarıydı o dönemler. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı olarak devam eden bu yolculukta doğduğum şehre hizmet etmekten, her bir köşesine emek verip iz bırakmaktan derin bir manevi haz duydum. İlerleyen yıllarda çok farklı alanlarda memleket hizmetinde görev almak kader yazgımız oldu. Önce Kayseri Milletvekili sonrasında AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı ardından da Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olarak güzel Türkiye’mize hizmet ettim. Bu hizmet süresi boyunca Sayın Cumhurbaşkanımızla yol yürümek her daim bizim için bir onur vesilesi olmuştur. Ülkemizin başına gelen en büyük doğal afette yaraları sarmak ve yıkılan şehirlerimizi imar etmek için tarihi bir sorumluk üstlendim. Hamdolsun; geldiğimiz noktada işlerin çözümünde önemli bir mesafe alınmış oldu. Yol netleşti, yapılacak inşa ve ihya faaliyetleri adım adım belirlendi. Bugün ise; üstlendiğim bu kutlu görevi sağlık sorunlarım sebebiyle kendi dileğimle bırakmak istediğimi Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettim. Aldığım görevler boyunca gece gündüz çalışarak, hiçbir dünyevi hesabın içinde olmadan Hakk’ın rızasını temin etmeyi yegane gaye edinerek çalıştım. Vicdan terazisine uygun düşmeyen bir tutum içinde olmamaya ayrı bir özen gösterdim. Ne kendimin ne de çocuklarımın boğazından haram bir lokma geçmemesine yönelik hassasiyetimi hep diri tuttum. Bundan sonraki dönemde kuracağımız aile vakfında sağlığım elverdiğince hizmet vermeye devam edeceğim. Ülkem için hayırlı olan her işe desteğim elbette sürecektir. Milletimizden haklarını helal etmelerini hususiyle dilerim. Sayın Cumhurbaşkanımıza, göstermiş olduğu güven ve teveccühleri münasebetiyle şükranlarımı arz ediyorum” ifadelerini kullandı.

Anormal Sıcaklık Ölümleri Arttırabilir Haber

Anormal Sıcaklık Ölümleri Arttırabilir

Bilim dergisi Neurology'de yayımlanan "204 Ülke ve Bölgede İdeal Olmayan Sıcaklığa Atfedilebilir İnme Yükü" çalışmasına göre, 2019'da 12,2 milyon inme vakası kayıtlara geçerken bunun 6,5 milyonu ölümle sonuçlandı. Çalışmada bu ölümlerden 521 bin 34'ünün küresel düzeyde sıcaklıklara bağlı inme sonucu meydana geldiği, anormal sıcaklıkların, ölüm dışında 9,42 milyon sağlıklı geçirilebilecek yıl kaybına neden olduğu belirlendi. Anormal sıcaklıklar nedeniyle inme sonucu ölüm oranları, erkeklerde 100 binde 7,7, kadınlarda 5,89 olarak saptanırken 100 binde 18,12 kişinin hayatını kaybettiği Orta Asya en fazla ölüm vakası kaydedilen bölge, 100 binde 32,97 kişinin yaşamını yitirdiği Kuzey Makedonya ise en çok can kaybı yaşanan ülke oldu. Felç yükünün özellikle 10 yaşın üzerinde hızla arttığı ve düşük sosyo-demografik indekse sahip bölgelerde orantısız bir şekilde yoğunlaştığı kaydedilen araştırmada, karbondioksit emisyonu ve 2,5 mikron partikül maddenin neden olduğu hava kirliliğindeki her 1 birimlik artışta ölüm oranının 100 binde 0,15 yükseldiği belirlendi. Çalışmayı yapan bilim insanları, gelecekte yüksek sıcaklıklara bağlı inme vakalarının artacağı uyarısında bulundu. "35 derecenin üzerini risk kabul ediyoruz" Yüksek sıcaklıklar ve felç yükü arasındaki bağlantıya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Abdullah Özkardeş, Uzak Doğu, Afrika ve Güney Amerika başta olmak üzere az gelişmiş bölgelerde sıcaklığa bağlı inme vakalarının daha sık görüldüğünü kaydetti. Sıcaklık artışıyla birlikte insan vücudunda bazı değişimler olduğunu belirten Özkardeş, "Herkesin sıcaklığa karşı farklı bir direnci var, biz 35 derecenin üzerindeki hava sıcaklığını risk kabul ediyoruz. Vücutta aşırı sıvı ve mineral kaybı oluyor, eğer bu yeterince yerine konulamazsa kanın konsantrasyonu, pıhtılaşma eğilimi artıyor ve böylece inmelerde bir artış oluyor. Bu tamamen sıvı azalmasına bağlı kanın kıvamının artmasıyla ilgili bir şey. Hissedilen sıcaklık farkının etkisi de burada söz konusu. Aşırı bunaltıcı, terleten, bitkin düşüren çok nemli ortamda inme riski daha fazla." dedi. Sıcaklık artışı kadar olmasa da soğuk havaları da bir risk faktörü olarak nitelendiren Özkardeş, düşük sıcaklıkta sempatik sinirlerin uyarıldığını, bunların da kalp üzerinde baskı oluşturarak ritim bozukları meydana getirdiğini ve pıhtı atarak inmeye neden olabildiğini anlattı. İnme vakaları açısından risk grubunda olan 65 yaş üstündekiler, hamileler ve 16 yaşından küçüklerin, sağlıklarını korumak için özel önlemler almaları gerektiğini vurgulayan Özkardeş, bu önlemleri şöyle sıraladı: "Su çok önemli. Sıcak havalarda sıvı kaybı aşırı olduğu için bunu yerine koymak gerekiyor. Kan konsantrasyonunun yoğunluğunu tekrar normal hale getirmek için bol sıvı almak gerekiyor. Aşırı sıcağa maruz kalmamak, en azından yaşanılan, çalışılan yerlerin sıcaklık olarak makul olmasını sağlamak çok önemli. Maden suları mineral içeriklerinden dolayı tüketilebilir ama önceliği suya vererek günde en az 2 litre su tüketmek gerekiyor." İklim değişikliğinin neden olduğu diğer hastalıklar Özkardeş, iklim değişikliğinin ölümle sonuçlanmayan hastalıkları da tetiklediğine dikkati çekerek, özellikle yüz felci vakalarının görülme sıklığının arttığını, sıcaklıkların artmasıyla ilişkilendirilen diğer hastalığın da Multipl Skleroz (MS) olduğunu söyledi. MS'nin, sinir iletimlerinde problemlere yol açan ve beyinle omurilikteki sinirlerin erimesine neden olan bir hastalık olduğunu, bu hastaların aşırı sıcaklara maruz kalmalarının semptomları artırabileceğini dile getiren Özkardeş, bu kişilere güneş altında uzun süre kalmaktan kaçınmaları, serin ortamlarda bulunmaları, ılık duş almaları ve sıvı tüketimine özen göstermeleri tavsiyesinde bulundu. İklim değişikliğinin neden olduğu aşırı hava olaylarının migren krizlerini tetikleme potansiyelinden de bahseden Özkardeş, "Özellikle aşırı sıcaklıklara, güçlü esintilere veya sıcaklıkta ani düşüşlere maruz kalmak migren ataklarının sıklığını artırabilir. Bu nedenle, migren hastalarının da hava koşullarına dikkat etmeleri gerekmektedir." diye konuştu. Özkardeş, sözlerini, "Tüm sağlık riskleri göz önünde bulundurularak, iklim değişikliğinin sağlık politikalarında ve bireysel sağlık pratiğinde daha fazla dikkate alınması gerekiyor. Hastaların bilinçlendirilmesi ve uygun önlemlerin alınması, iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini minimize etmede önemli bir adım olacaktır." diyerek tamamladı.

13 Kişi Türkiye'ye Getirildi Haber

13 Kişi Türkiye'ye Getirildi

Hac ibadeti sırasında sağlık sorunları yaşayan 13 vatandaş Türkiye'ye getirildi. Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, "Hac ibadetini eda ederken sağlık sorunları yaşayan 13 vatandaşımız, Bakanlığımız tarafından görevlendirilen ve aralarında uzman hekimlerin de yer aldığı 10 kişilik sağlık ekibi eşliğinde bu gece ülkemize getiriliyor." ifadelerine yer verildi. Açıklamada, MSB'ye ait uçakla Türkiye'ye getirilecek vatandaşların tedavilerine Ankara'da devam edileceği kaydedildi. MSB: Mekke ve Cidde'de yoğun bakımdaki 13 Türk için uçak görevlendirildi Milli Savunma Bakanlığından (MSB) yapılan açıklamada, "Suudi Arabistan'ın Mekke ve Cidde şehirlerinde yoğun bakım servislerinde yatan 13 vatandaşımız ve beraberindeki 6 refakatçisini, Ankara'daki hastanelere nakletmek için Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza ait C-130 uçağı görevlendirildi. Vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz." ifadeleri yer aldı. Ankara'ya getirilen hastaların tedavilerine Etlik ve Bilkent Şehir hastanelerinde devam edilecek Hastaları ve refakatçilerini taşıyan Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait C-130 uçağı, saat 01.50 sularında Etimesgut Askeri Havaalanı'na iniş yaptı. Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilen ve aralarında uzman hekimlerin de yer aldığı 10 kişilik sağlık ekibi de hastalara eşlik etti. Türkiye'ye getirilen 13 hasta, alanda bekleyen ambulanslarla Etlik ve Bilkent Şehir hastanelerine nakledildi. Bazı hastalar, ambulansa taşındığı esnada el sallarken bazılarının da duygusal anlar yaşadığı görüldü.

SAHİPSİZ MEMLEKET ŞANLIURFA Haber

SAHİPSİZ MEMLEKET ŞANLIURFA

Şanlıurfa’da Sağlık sistemi her geçen gün daha da kötü olmayı sürdürüyor. Şanlıurfa’da oldukça kötü bir durumda olan sağlık sistemi her geçen gün daha da kötü olmaya devam ediyor. MHRS randevu sisteminde randevu bulamayan veya en erken 15-20 gün sonrasına randevu alabilen Şanlıurfalı vatandaşların sağlık sisteminden çektiği rezaleti duyan veya gören yetkilide yok. Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesinde (500 Yataklı) MHRS sisteminde randevusu bulunmayan KBB polikliniği için sabah erken saatte hastaneye başvuran ve kayıt yaptırmak isteyen vatandaşların burada aldıkları cevap ise, “Kusura bakmayın hastanemizde bugün tek KBB doktoru var. Oda randevusuz bakmıyor” cevabı oluyor. Koskoca bir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bir tek KBB doktorunun olması ne kadar doğru bir durum bilinmez. En iyisini yetkili büyüklerimiz bilir tabiki. Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesine (500 Yataklı) hastaneye bağlı olan Haliliye Ek Hizmet binasına (Eski OSM) hastanesine başvurulduğu zaman ise burada birçok tabelada KBB Polikliniğine gider yazısı yazılmasına rağmen burada aldığınız cevap ise ( Hastanemizde KBB polikliniği hizmeti yok cevabı alıyorsunuz)   Bu nasıl bir iştir. Koskoca bir Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ana binasında randevusuz bakmayan veya bakamayan tek doktor. Bu hastaneye bağlı olan Haliliye ek hizmet binasında ise KBB hizmeti yok cevabı. Koskoca bir Eğitim Ve Araştırma Hastanesinde bir bölümde tek doktor yeterli mi?      Bir tek doktor akşama kadar kaç hastaya bakabilir veya faydalı olabilir?      Ek hizmet binasında yazılan KBB yazılarına rağmen bu hizmet neden verilmiyor?      MHRS randevu sisteminin başarılı olduğu söylenebilir mi?      Eski usul sabah erken gidip kayıt alma dönemi daha iyi değilmiydi?      Şanlıurfa milletvekilleri, Valilik, İl Sağlık Müdürlüğü ve hastane yetkilileri bu sorunların ne kadar farkında.      Son olarak kim ne derse desin bu sorunlar artarak devam edecek. Kentin sorunları kimsenin umurunda gibi görünmüyor.      Bu haberin yapılmasındaki tek amaç bir sorunu çözüme kavuşturmak amacıdır.

Bakanlık Sıcaklara Karşı Uyardı Haber

Bakanlık Sıcaklara Karşı Uyardı

AA muhabirinin Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü yetkililerinden aldığı bilgiye göre, yaz aylarının gelmesiyle sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı da artıyor. Sıcakların etkisiyle vücutta su ve mineral kaybı yaşanabiliyor, bu da bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemlerine dönüşebiliyor. Aşırı sıcaklardan en çok 65 yaş ve üzerindekiler, küçük çocuklar, bakıma ihtiyacı olanlar, engelli bireyler, hamileler, açık alanda, ağır işlerde çalışanlar, sporcular, diyabet, kalp-damar hastalıkları, beyin-damar hastalıkları, psikolojik hastalıklar, kronik solunum sistemi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, böbrek hastalıkları gibi kronik rahatsızlığı bulunanlar ile özellikle sürekli olarak tansiyon düşürücü, idrar söktürücü, depresyon ve uyku ilaçları kullanan kişiler etkileniyor. Aşırı sıcaklardan korunmak için bol, hafif ve açık renkli giysiler giyilmesi, gün içinde serinlemek için ılık duş alınması tavsiye ediliyor. "Aşırı sıvı kaybı tehlike yaratabiliyor" Sıcak yaz aylarında her zamankinden daha fazla su içilmesi ve su tüketmek için susamanın beklenilmemesi önem taşıyor. Su, vücut için en doğal ve önemli sıvı kaynağı olduğundan aşırı sıvı kaybı tehlike yaratabiliyor. Su, besinlerin sindirimi, besin ögelerinin emilimi ve hücrelere taşınması, hücrelerdeki biyokimyasal tepkimelerin oluşması, hücre, doku, organ ve organ sistemlerinin çalışması, metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin taşınması ve atılması, vücut ısısının denetimi, eklemlerin kayganlığının sağlanması, kalsiyum, magnezyum, flor gibi mineralleri sağlaması için hayati önem taşıyor. Su gereksinimi, hava sıcaklığı, fiziksel aktivite ve tüketilen diyete göre değişebiliyor. Sıcak havada, fazla fiziksel aktivite yapıldığında, diyette, protein ve tuz miktarı fazla olduğunda, terleme ve böbrekler yoluyla, ateşli hastalıklarda solunum yoluyla, ishalde bağırsak yoluyla su atımı artıyor. Bu durumda su-sıvı gereksinmesi de artıyor. "Dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalı" Sıcak havanın olumsuz etkisinden korunmak için beslenme şekli de büyük önem taşıyor. Aşırı sıcaklarda sağlığın korunması, yeterli ve dengeli beslenilmesi, ağır yemeklerden kaçınılması öneriliyor. Kan şekerini hızla yükselten veya hızlı düşüren besinlerin tercih edilmemesi, beyaz ekmek, pirinç yerine tam buğday ekmek, bulgur gibi lifli besinlerin tüketilmesine özen gösterilmesi gerekiyor. Enerjisi yüksek basit karbonhidrat olan saf şeker ve tatlılar, pastalar, bisküvi ve çikolatalar gibi şekerli besinlerin tüketiminin azaltılması tavsiye ediliyor. Hamur tatlıları yerine sütlü veya meyveli tatlıların yenilmesi öneriliyor. Sıcak havanın etkisiyle gıdalarda bozulmaya bağlı besin zehirlenmeleri ile daha sık karşılaşılabiliyor. Bu nedenle, özellikle yaz aylarında dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılması, çabuk bozulan et, yumurta, süt, balık gibi potansiyel riskli besinlerin açıkta bekletilmemesi, besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi aşamalarında hijyen kurallarına özen gösterilmesi önem taşıyor. Yaz aylarında özellikle rota virüslerden kaynaklanan, bebek ve çocuklarda yaygın olarak görülen ishallerin önlenmesi için el temizliğine dikkat edilmesi, sebze ve meyvelerin tüketilmeden önce bol su ile iyice yıkanması ve ishali olanların en yakın sağlık kuruluşuna başvurması isteniyor. Özellikle yaz aylarında planlanan tatil programlarında açık büfe yemek sunan yerlerde gereksinimden çok daha fazla miktarda besin tüketilmemesi öneriliyor.

50 Derecede Zorunlu Meslekler Haber

50 Derecede Zorunlu Meslekler

Türkiye'de sıcaklıkların en yüksek ölçüldüğü kentler arasında bulunan Şanlıurfa'da, özellikle güneş altında ve ateş karşısında mesai yapanlar zor günler geçiriyor. Termometrelerin 50 dereceye yaklaştığı Şanlıurfa'da giderek etkisini arttıran kavurucu sıcaklar günlük yaşamı zorlaştırırken, güneş altında ve ateş önünde çalışanlar tüm zorluklara rağmen mesailerini sürdürmeye devam ediyor. İşçiler, arada dinlenerek, su içerek ve yüzlerini yıkayarak sıcak havanın etkisini azaltmaya çalışıyor. Haliliye ilçesinin kırsal Mehmetçik Mahallesi'nde tarlada çalışan çiftçi Abdulhakim Cevheroğlu, sıcaklıkların 40 dereceyi aştığını belirterek, "Sabahtan akşama kadar sıcak olmasına rağmen ekmek parası için mecbur çalışıyoruz. Arada gölgelik bir alan bulup biraz dinleniyoruz, su içip yüzümüzü yıkıyoruz, sonra tekrar işimize dönüyoruz." dedi. Fırıncı ve kalaycılar ile asfalt işçilerinin zorlu mesaisi Ateş önünde kalaycılık yapan Sedat Yalvaç ise babasından kalan mesleği sürdürdüğünü ifade ederek, "Şanlıurfa sıcaklarında kalaycılık yapmak bir nevi cehennem ateşinde yanmak gibi. Bu sıcak havada bu işi yapmak çok zor. Hava 40 derece ama ateşle birlikte 80 dereceyi buluyor." diye konuştu. Fırıncı ustası İsmail Koç da fırın ateşiyle Şanlıurfa'nın sıcağının birleşmesiyle ortamın dayanılmaz hale geldiğini söyledi. Koç, "Arada dinleniyoruz, arada su içiyoruz, terimizi siliyoruz, arada çalışıyoruz. Zaten sıcaklara dayanamıyoruz, fırının ateşi de eklenince kemiklerimiz etten ayrılmış gibi oluyor. Cehennem ateşinde yanıyor gibiyiz. Zor olsa da ekmek parası için mecburen çalışıyoruz." ifadelerini kullandı. Kalaycı Mustafa Ozan da ekmek parası için ateş önünde çalışmak zorunda olduğunu söyledi. İşlerinin zor olduğunu ve zaman zaman kollarının ateşten zarar gördüğünü anlatan Ozan, "Havalar çok sıcak ama çalışmaya mecburuz. Sıcaklardan korunmak için mola verip su, çay içerek dinlenmeye çalışıyoruz." dedi. Asfalt işçilerinden Şeyhmus Ege de sıcak havada işlerinin zor olduğunu söyledi. Ailesinin geçimini sağlamak için çalışmak zorunda olduğunu belirten Ege, sıcaklardan korunmak için kep kullandığını, arada gölgede dinlenerek su ile serinlemeye çalıştığını ifade etti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.