Uygulamalarımız appstore googleplay

#Sednaya Hapishanesi

gazeteci63.com - Sednaya Hapishanesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sednaya Hapishanesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Suriye'de 4 Oğlu Öldürülen Acılı Anne Haber

Suriye'de 4 Oğlu Öldürülen Acılı Anne

Suriye'nin başkenti Şam'da rejim karşıtı gösterilere katıldıkları gerekçesiyle 1 oğlu Sednaya Hapishanesi'nde işkenceyle, 3 oğlu da sokakta gözlerinin önünde silahla öldürülen 60 yaşındaki Semira Salih Ugla, Esed ve ailesinin aynı hapishanede cezalandırılmasını istiyor. Suriyeli Semira Salih Ugla'nın çocukları Hani, Eyhem ve Betül Hışman, 2012'de Sednaya Hapishanesi'ne konuldu. Hani'nin ölüm haberini alan Ugla'nın oğullarından Ahmed, Muhammed ve Eymen Hışman ise sokakta gözünün önünde silahla öldürüldü. Anne Ugla, Eyhem ve Betül'den ise bugüne kadar haber alamadı. Ülkesindeki iç savaş nedeniyle yaklaşık 12 yıl önce 2 kızıyla Türkiye'ye sığınan Ugla, Şanlıurfa'da hayırseverlerin desteğiyle yaşam mücadelesi veriyor. Acılı anne, ülkesindeki Baas rejiminin devrilmesinin mutluluğunu yaşıyor. Çocuklarının fotoğraflarına bakarak acısını dindirmeye çalışan Semira Salih Ugla, AA muhabirine, Suriye'nin doğusundaki Deyrizor'da yaşadığını, çocuklarının ölümünün ardından Türkiye'ye sığındığını söyledi. Sednaya Hapishanesi'nde insanlara işkence için asitli depolar ve pres makineleri gibi çeşitli yöntemlere başvurulduğunu öğrendiklerini anlatan Suriyeli anne, "Bu zulümdür, ne zorluklarla yetiştirdiğimiz çocuklarımıza bu işkenceler yapılıyor. Ben büyük oğlumun (Hani) hapisten çıkması ve Suriye'de onunla yaşamak için gitmeyi umut ediyordum. Hafızası gitmiş olsa da onunla yaşamayı umuyordum ancak bugüne kadar çocuklarımdan birinin ölüm haberini alırken, ikisiyle ilgili henüz bilgi alamadım." diye konuştu. Sednaya Hapishanesi'ne girenlerin ölüsünün çıktığını belirten Ugla, "Çocuklarımın kafalarına mı sıktılar, işkenceyle mi öldürdüler, asit odalarına mı attılar, preslediler mi bilmiyorum." dedi. Acılı anne, çocuklarının gözünün önünde öldürüldüğü olayı ise şöyle anlattı: "İnfaz ettikleri 3 çocuğuma gelince, evimize askerler geldi. Biri elinden sakat olan 3 çocuğumu aşağı götürdüler, sokakta diğer 6 kişiyle toplayarak gözümüzün önünde taradılar. Yaklaşmaya çalıştığımızda bizleri askeri botlarla tekmeleyerek geri ittiler. Böylece gözümüzün önünde onları katlettiler." Ugla, olayların ardından kendisinin de Esed rejimi polislerince sorguya alındığını, bunun üzerine 2 kızını alarak Türkiye'ye sığındığını ifade etti. "Dünyalar bizim oldu" Beşşar Esed'in zulmünden kaçtığının altını çizen Suriyeli anne, kendisi gibi yakınlarını kaybeden çok sayıda kadının komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldığını söyledi. Ugla, Esed'in Rusya'da kalmasının yüreklerini soğutmadığını, Esed ve ailesinin de Sednaya Hapishanesi'ne konulmasını istediklerini belirterek, şunları kaydetti: "Esed hükümeti düştüğü gibi dünyalar bizim oldu. Hepimiz Rabia Meydanı'nda (Şanlıurfa'daki meydan) toplandık, sevinç gösterilerini yaptık. Bize o kadar zulüm yaptı ki anlatılamaz. Yani sayfalardan yazsak anlatmak zor. Zaten herkes onun ne derecede zalim olduğunu biliyor. Çok sevindik. İnşallah en kısa zamanda durum daha da iyi olur memleketimize gideriz. Biz Esed'in kaçışını kabul etmiyoruz. Ailesi ve çocuklarıyla Sednaya Hapishanesi'nde görmeyi, tutuklanmasını istiyoruz. İdamını bile kabul etmiyoruz."

Çocuklarını ve Kardeşlerini Kaybetti Haber

Çocuklarını ve Kardeşlerini Kaybetti

Suriye'nin başkenti Şam'daki Sednaya Hapishanesi'nde iki çocuğu ve iki kardeşi işkenceyle öldürülen, burada gördüğü şiddet nedeniyle omzu sakatlanan 48 yaşındaki Nicah Dibeş, sorumluların cezalandırılmasını istiyor. Ülkesindeki iç savaş nedeniyle 3 yıl önce torunu ve oğluyla Türkiye'ye sığınan Dibeş, Şanlıurfa'da hayırseverlerin desteğiyle yaşam mücadelesi veriyor. Ülkesindeki Baas rejiminin devrilmesinin mutluluğunu yaşayan kadın, ilerleyen süreçte Suriye'ye dönüp Sednaya Hapishanesi'nde kaybettiği genç yaştaki oğulları Fehmi ve Mustafa Dibeş ile kardeşleri Muhammed ile Ömer Alkatan için hukuki mücadele başlatmak istiyor. Dibeş, çocuklarının acısını cep telefonundaki fotoğraflara bakarak dindirmeye çalışıyor. Nicah Dibeş, AA muhabirine, kardeşlerinin 2012'de Esed rejimine karşı protesto gösterisinde bulunduğunu, önce kardeşlerinin ardından ise iki oğlunun Sednaya Hapishanesi'ne götürüldüğünü anlattı. Çocuklarını ve kardeşlerini görmek için gittiği Sednaya Hapishanesi'nde kendisine hakaretler edildiğini daha sonra evinden alınıp 3 ay burada tutulduğunu aktaran Dibeş, "Bana da zulüm ettiler. Oradaki gardiyanlar bayan da değil hepsi erkek, beni dövdüler. Sırtımda halen işkence izleri var. Ellerimi tersten bağlayıp havaya kaldırdılar. Halen bir omzum sakat iyileşmedi." dedi. İki oğlunun ve iki kardeşinin Sednaya Hapishanesi'nde falaka, elektrik gibi çeşitli işkenceler sonucu hayatını kaybettiğini ifade eden Dibeş, "Şu an Türkiye'deyim. Kolay değil dört ölümüz oldu. Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çok çok teşekkür ediyoruz, bizleri bu süreçte yalnız bırakmadı, misafir etti." diye konuştu. "Etme bulma dünyasındayız" Baas rejiminin devrilmesini sevinçle karşıladığını anlatan Dibeş, "Suriye Milli Ordusu Halep'e girdiği zaman dünyalar benim oldu, sevindim. Ben bu hasta ve sakat halimle kardeşlerimin ve oğullarımın ölmesine rağmen halay çektim. Bir an cenazelerimi hüzünlerimi unuttum, çok sevindim." ifadelerini kullandı. Ülkesinde düzen ve huzur tamamen tesis edilince Suriye'ye dönmeyi planladıklarını belirten Dibeş, "Etme bulma dünyasındayız. Beşşar Esed bizi muhacir etti ama çok şükür Müslüman ülke Türkiye'ye geldik, Esed ise Rusya'ya gayrimüslim bir ülkeye gidip sığındı. Biz şimdi ülkemize döneceğiz ama kendisi ömür boyu dönüş yapamayacak, bu bize yeter." dedi. "Onların haklarını savunacağım" Kardeşlerinin ve oğullarının hakkını aramada kararlı olduğunu anlatan Dibeş, sözlerini şöyle tamamladı: "12 yıldır büyük bir hüzün yaşıyorum, hapishanede işkencelerle ölen çocuklarımın ve kardeşlerimin mezarları bile belli değil. Onların haklarını savunacağım. Engelli halimle gidip savunacağım. Suriye'de durumlar düzelince her türlü hak mücadelemi sürdüreceğim. Orada dört şehit verdim. Bir kadın, bir abla, bir anne olarak hakkımızı arayacağım. Nasıl işkence gördüklerini, nasıl öldürüldüklerini her yerde anlatacağım. Tüm dünya ülkelerinde uluslararası hukuk çerçevesinde mücadelemi sürdüreceğim inşallah."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.