Uygulamalarımız appstore googleplay

#Tarım

gazeteci63.com - Tarım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Zeytin Ağacı Sayısı 15 Kat Arttı Haber

Zeytin Ağacı Sayısı 15 Kat Arttı

Şanlıurfa'da zeytin ağacı sayısı, Tarım ve Orman Bakanlığının destekleriyle 2005 yılından bu yana yaklaşık 15 kat artarak 3 milyona ulaştı. Tarımsal üretim noktasında Türkiye'nin önemli şehirlerinden biri olan Şanlıurfa, son yıllarda verilen sertifikalı fidan destekleriyle zeytin yetiştiriciliğinde de önemli bir ivme yakaladı. Kentte 15 bin hektar alandaki 3 milyon zeytin ağacından meyve verme dönemine ulaşan 2,3 milyonundan bu yıl hala hasadı devam eden zeytinden 16 bin ton rekolte bekleniyor. İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Aksoy, AA muhabirine, Tarım ve Orman Bakanlığının hibe destekleriyle kentte zeytin üretiminin her yıl giderek arttığını belirtti. Şanlıurfa'da 2005 yılında 188 bin adet olan zeytin ağacı sayısının 3 milyona ulaştığını ifade eden Aksoy, "Şu anda Şanlıurfa'mızda 15 bin hektar alanda 16 bin ton zeytin üretilmektedir. Bu 16 bin ton zeytinin 12 bin tonu yağlık zeytin, 4 bin ton da sofralık zeytin olmak üzere üretime devam ediyoruz." dedi. "Zeytin bizim kadim bitkimiz" İl Tarım ve Orman Müdürü Aksoy, zeytin ve zeytinyağı sanayisiyle ilgili kentte büyük tesislerin açılmaya başlandığını dile getirerek, "Anadolu 12 bin çeşit bitkinin gen merkezi. Dolayısıyla zeytin bizim kadim bitkimiz, Şanlıurfa'da şu anda binlerce yıl yaşında olan zeytin ağacımız var ve bu tescil edilmiş bir ağaç. Zeytin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, Akdeniz Havzası'nda kıyı şeridinin tamamında, Anadolu'nun soğuk olmayan, don olmayan bütün illerinde yetişiyor. Zeytin ticareti, zeytinyağıyla, zeytinin tüketimiyle ilgili bizim milletimizin de bir kültürü var. Biz bu kültürü de oluşturup bunun dünya piyasasına arzını sağlayacağız." dedi. Şanlıurfa'nın zeytin ve tahılda Türkiye'nin önemli üretim şehirlerinden biri olduğunu ifade eden Aksoy, kentte zeytini bir sanayi ürünü haline getirip dünya ve ülke piyasasına sunmayı amaçladıklarını söyledi. Aksoy, kentte üretilen zeytinyağının kalitesinin de yüksek olduğunu sözlerine ekledi. Zeytin üreticisi Serhat Akgün de yaklaşık 19 yıl önce devletten aldıkları fide desteğiyle 50 dönüm araziye zeytin diktiğini söyledi. Akgün, zeytinden 3 yıl sonra verim aldıklarını belirterek, "Devletimizden Allah razı olsun bize zeytin fidesinde destek verdi. Zeytinin işçiliği biraz yoğun. Damlama sulama ile suluyoruz. Veriminden memnunuz. Kuraklığa da dayanıklı bir ağaç." ifadelerini kullandı.

Şanlıurfa'da Gıda Fuarı Başladı Haber

Şanlıurfa'da Gıda Fuarı Başladı

Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde Şanlıurfa'da gerçekleştirilen 10. Şanlıurfa Gıda, Tarım ve Hayvancılık Fuarı, törenle açıldı. Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, Şanlıurfa Fuar Merkezi'ndeki fuarın açılışında, kentin gıda, tarım ve hayvancılık alanında sadece Türkiye'nin değil, dünyanın saygın ve kuvvetli merkezlerinden biri olduğunu söyledi. Yeni dönemde Şanlıurfa'nın tarım hazinelerinden daha fazla istifade etmesinin hedeflendiğini dile getiren Şıldak, şehrin fıstık, pamuk ve hububat başta olmak üzere çok sayıda üründe sektörün birincisi olduğunu ifade etti. Şıldak, fuarların önemli işbirliklerine vesile olduğunu belirterek şunları kaydetti: "Dünyada, toprak ve su kadar stratejik bir ürün yok. Tarım artık çok önemlidir. Toprak ve suyunuz yoksa artık hiç hükmündesiniz. O yüzden toprağımızın ve suyun kıymetini iyi bilmemiz lazım. Şanlıurfa'da çiftçilik en prestijli mesleklerin başında geliyor. Çiftçilerimiz ve üreticilerimiz çok çalışıyor ve üretiyor. Bizler de kamu olarak onlara destek olup önlerini açmaya çalışıyoruz. Devletimizin ve hükümetimizin teşviklerini iyi uygulayarak onlara örnek olmaya çalışıyoruz." Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Sait Ağan, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yetim, Ticaret Odası Başkanı Mehmet Kaya ile Ziraat Odası Başkanı Ahmet Eyyüpoğlu da fuarın önemine ilişkin konuştu. Konuşmaların ve halk oyunları ekibinin gösterisinin ardından protokol üyeleri, fuar alanını gezerek sergilenen ürünlere ilişkin firma sahiplerinden bilgi aldı. Fuar, 8 Aralık Pazar gününe kadar ziyaret edilebilecek.

Şanlıurfa’da Ejder Meyvesi Üretiyor Haber

Şanlıurfa’da Ejder Meyvesi Üretiyor

Vali Hasan Şıldak, Haliliye’ye bağlı Bakımlı mahallesinde ejder meyvesi üreticisi Yavuz ailesini serasında ziyaret etti. Üretim hakkında bilgi alan Vali Şıldak, 3 çocuk annesi üretici Zeynep Yavuz’u tebrik ederek tüm üreticilere örnek gösterdi.  Vali Hasan Şıldak, tarımsal üretimin öncülerini ziyaret etmeyi sürdürüyor. Vali Şıldak bu kez Haliliye ilçesine bağlı Bakımlı mahallesinde ejder meyvesi üreten Yavuz ailesini serasında ziyaret etti. 3 yıldan bu yana 2 dekarlık alanda üretim yapan ailenin çalışmaları hakkında bilgi alan Vali Şıldak, özellikle üretimde kadınlarının rolünün önemli olduğunu söyledi.  Vali Şıldak: Üretimde Kadının Yer Alması Çok Büyük Anlam Taşıyor Ziyaretin ardından bir değerlendirme yapan Vali Şıldak, “Bugün Zeynep ve Erdal ailesinin serasında bulunuyoruz. Burası sıradan bir sera değil, Şanlıurfa’da tek örneği olan ejder meyvesinin yetiştirildiği örtü altı üretim alanındayız. Bir kadın üretici görmek bizler için ayrı bir mutluluk. Kendisi yetiştirdiği meyveleri ile tek tek ilgileniyor, budamasından sulamasına ve gübresinden hasadına kadar hepsi ile birebir ilgileniyor. Şanlıurfa’mızı ejder meyvesi ile buluşturan Zeynep hanımı tebrik ediyorum. Bu girişimler çok kıymetli. Tarımdaki çeşitlilik, topraktaki bereket ve insanımıza verilen mesaj buradaki üretim ile anlam buluyor. Ve yine Şanlıurfa’mızdaki girişimci güç iklim özellikleriyle bir araya geldiğinde her çeşit ürünün yetişmesi bu topraklarda mümkün. Yeter ki; gayret, azim ve araştırma ile yapılsın. Şimdi de reçelini ticaretleştirmişler. Kendilerini kutluyor ve tüm üreticilerimize örnek teşkil etmesini diliyorum” dedi.  Yavuz: Vali Beyin Bizleri Ziyareti Çok Önemli Üretici Zeynep Yavuz ise Vali Şıldak’ın ziyaretinin kendilerini çok mutlu ettiğini belirterek “33 yaşında 3 çocuk annesiyim. Atadan üreticiyiz. Başka neler yapabiliriz diye araştırdık ve katma değeri yüksek ürünler arasında ejder meyvesini uygun gördük. Daha sonra arabamıza atlayarak üretimin yapıldığı yerlere gittik araştırdık. Ejder meyvesi A vitamini ve antioksidan bakamından çok zengin bir meyve. Çocukların gelişiminde çok önemi bir ürün. 3 yıldır ejder meyvesi yetiştiriyoruz ve her geçen yıl bu alanda daha da iyi üretici haline geliyoruz. Sayın Valimizin bizleri ziyareti de çok önemli. Kendisine teşekkür ediyoruz” diye konuştu.  Vali Şıldak ziyaretinden sonra diğer seraları inceleyerek üretici buluşmalarını sürdürdü.

Alternatif Üründe Hasat Başladı Haber

Alternatif Üründe Hasat Başladı

Adıyaman'da tarımsal üretimi çeşitlendirmek ve tütüne alternatif ürünler sunmak amacıyla başlatılan çalışmalar kapsamında ekilen marulda hasat başladı. Sulama Birliği tarafından Şanlıurfa karayolunda 10 dönümlük alanda yetiştirilen yaprak marul, kıvırcık marul, göbek marulun ekimi yaklaşık 2 ay önce yapıldı. Hasat edilen marulların bir kısmı İstanbul, Diyarbakır ve Şanlıurfa gibi illere gönderilirken, kalan kısmı ise yerel marketlerdeki raflarda yerini aldı. Elde edilen yaklaşık 2 milyon liralık gelir ise bölgedeki çiftçilerin sulama maliyetlerini düşürmek için kullanılacak. Adıyaman DSI Müdürü Emin Ertürk, gazetecilere, kentte ilk kez sulama birliği olarak tütüne alternatif ürün olarak marul çeşitlerinin deneme ekimi yapıldığını ve hasat döneminin başladığını söyledi. Bu yıl 10 dönümlük alanda deneme yaptıklarını aktaran Ertürk, şöyle konuştu: "Şu anda hasat yapılıyor ve kamyonlar İstanbul'a gidiyor. Önümüzdeki yıldan itibaren çiftçilerimizin bu işe ağırlık vermesini bekliyoruz. Biz Sulama birliği olarak çiftçilerimizin hem yanındayız, hem teknik destek, hem maddi, manevi bütün desteklerle yanında olacağız. Böylelikle Adıyaman'ın daha iyi yerlere gelmesini istiyoruz. Adıyaman'ın kalkınması çiftçiden geçer. Çiftçi güçlü olsun ki Adıyaman güçlü olsun. Çünkü Adıyaman'ın gelirinin yüzde 80'inini tarım ürünleri oluşturuyor." Ekimlerin ilçe ve beldelere yayılması için çalıştıklarını aktaran, Ertürk, "2024 yılında Çamgazi, Kahta ve Besni ilçelerine bağlı Keysun Beldesi gibi bölgelerde de bu ürünlerin geniş çaplı ekiminin yapılması planlanıyor. Adıyaman'daki bu örnek çalışma, tarımsal çeşitliliğin artması ve sürdürülebilir üretim modellerinin yaygınlaşması açısından umut veriyor." diye konuştu.

Hububat Ekim Takvimi Değişti Haber

Hububat Ekim Takvimi Değişti

Türkiye'nin önemli tarım üretim merkezlerinden Şanlıurfa'da kuraklık ve yağış rejimindeki düzensizlikler hububat ekim takvimini değiştirdi. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, AA muhabirine, önceki yıllarda kentte ekim ayında hububat ekiminin yapıldığını ancak iklim değişikliği nedeniyle kasım ayının sonuna gelinmesine rağmen bazı çiftçilerin hazırlıklara yeni başladığını söyledi. Öztürkmen, ekim yapan çiftçinin az olduğunu dile getirerek, "Hububatın geç ekilmesi geç ürün alımına ve mevcut ekim nöbetinin yani kendisinden sonra gelecek olan ekilmesi planlanan ürünün de ekilmemesine ya da geç ekilmesine neden olacaktır. Bunun en büyük sebeplerinden biri, özlenen yağışların, sonbahar yağışlarının gecikmesidir. Bu anlamda geciken yağışlar, ekim zamanını ileriye doğru atmıştır. Ekim yapan çiftçi sayısı çok az. Hemen hemen bir ay etkiledi." dedi. Ürünün geç ekilmesinin verimi olumsuz etkilediğini ifade eden Öztürkmen, şöyle konuştu: "Ekim süreciyle beraber hasat süreci ya da ikinci ürünü bir nebze olsun etkileyecektir. İnşallah önümüzdeki günlerde güzel bir yağış dalgası alır, hububatın gerek çimlenmesi, gerek besin elementlerinin toprağa karışması için dua ediyoruz. Geçmiş yıllara baktığımızda kasım ayının sonuna kadar Şanlıurfa'ya nereden baksak ortalama 50-60 milimetre yağış olurdu ve bu kuru tarımla ilgilenen çiftçilerimiz için büyük bir nimetti ancak Şanlıurfa geneli için bugüne kadar 5-6 milimetre kadar bir yağış olması ve bu yağışların lokal olması kuru tarımda için beklenmeyen bir şey." "Toprağın, suyun ve doğanın kıymetini kaybedince anlıyoruz" Prof. Dr. Öztürkmen, anız yakmanın ve tarımsal arazilerin betonlaşmasının da iklim değişikliğini arttırıcı etkiler arasında yer aldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyada artık gittikçe insanlar bu iklim kriziyle mücadeleyi ferdileştirmeye başladı. Herkes kendi üzerinde sorumluluk hissediyor ama toplumsal bir bilinç yaratmıyoruz. Bugün ovalarda yapılaşma arttıkça yağış o tarafa doğru gitmiyor çünkü sıcaklık betonla beraber 6-8 derece artmış oluyor. Bir anız yakma işlemi ya da topraklardaki kötü kullanım bizim bu iklimsel değişikliği arttırıcı etkilerimiz oluyor. Bunun haricinde biz insanoğlu olarak toprağın, suyun ve doğanın kıymetini ancak kaybedince anlıyoruz. Önümüzdeki dönemler için kuraklık denilen şey öyle uzun bir zaman içerisinde kendi kendini göstermiyor. Dolayısıyla her zaman buna hazır olmalıyız. Her zaman kurak olabilecek düşüncesiyle biz akademisyenler olarak kuraklığa duyarlı çeşit araştırmaları, kuraklığa duyarlı tarımsal işletme yöntemleri uygulamaya çalışıyoruz, bunların faydasını ortaya koyuyoruz ya da nasıl yapılacağı hakkında çeşitli araştırmalar yapıyoruz." "Daha fazla tasarruf yapmamız lazım" Çiftçilerin daha duyarlı olması gerektiğinin altını çizen Öztürkmen, şunları kaydetti: "Ülkemizdeki su kullanımı maalesef Şanlıurfa özeline baktığımızda oldukça randımanı düşük. Biz modern sulama sistemleriyle bugün damlama gibi yağmurlama sistemiyle sulama yapılan alanlarda mutlaka modern sistemleri tercih edip daha fazla tasarruf yapmamız lazım. Gelecek nesillere temiz bir dünya bırakmak bizim için çok önemli. Atılan kimyasallar hem suyumuzu hem toprağımızı hem de dünyamızı kirletmektedir. O yüzden bizim hep söylediğimiz bir şey var. Lütfen bu kimyasalları kullanırken bilimsel olarak kendini yetiştirmiş mühendislerimizden iyi bilgi alarak, net olarak uygulama yapsınlar."

GAP Projesinin 35. Yıl Dönümü Haber

GAP Projesinin 35. Yıl Dönümü

Güneydoğu Anadolu Projesi aracılığıyla 35 yıldır tarımdan sanayiye, enerjiden çevreye, kültürden turizme kadar uyguladığı projelerle bölge illerinin kalkınması için ayrılan 1,7 trilyon liralık kaynağın 1,4 trilyonunun yatırıma dönüştüğü bildirildi. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) aracılığıyla 35 yıldır tarımdan sanayiye, enerjiden çevreye, kültürden turizme kadar uyguladığı projelerle bölge illerinin kalkınması için ayrılan 1,7 trilyon liralık kaynağın 1,4 trilyonunun yatırıma dönüştüğü bildirildi. AA muhabirinin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının kuruluşunun 35'inci yıl dönümü dolayısıyla yaptığı derlemeye göre GAP, bölgenin kalkınıp gelişmesini sağlamak için tüm kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içerisinde çok sayıda projeyi eş zamanlı yürütüyor. Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa ve Şırnak'ın yer aldığı 9 ili kapsayan GAP Bölgesi, alan ve nüfus açısından Türkiye'nin yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor. Çok sektörlü, sürdürülebilir insani gelişmeye dayalı, bölgenin rekabet gücünü artırmayı, ekonomik büyümeyi ve sosyal bütünleşmeyi artırmayı hedefleyen GAP, entegre bir bölgesel kalkınma projesi olarak uygulanıyor. Projeyle tarım, sanayi, enerji, ulaştırma, eğitim, sağlık, kırsal ve kentsel altyapı yatırımlarıyla bölgenin ekonomik ve sosyal göstergelerinin ülke ortalamasına çıkarılması, bölge halkının yaşam kalitesi ve refah düzeyinin artırılması için çalışmalar yapılıyor. Bölgede, modern sulama tekniklerinin hayata geçirilmesi, ulaşım ve konut altyapısının tamamlanması, rekabetçi ürün türlerine geçiş, pazarlama olanaklarının genişletilmesi, insan kaynakları ve kurumsal kapasitelerin geliştirilmesi, doğal ve kültürel dokunun değerlendirilmesi gibi ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeyi kolaylaştırıcı yeni politikalar uygulanıyor. Rakamlarla yatırımlar GAP Bölge Kalkınma İdaresi (GAP BİK) verilerine göre, GAP bölgesine yapılan yatırımın oranı, Türkiye'nin toplam yatırımındaki payının yüzde 14'ünü oluşturuyor. Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamındaki yatırımlara 1990-2023 döneminde 2023 yılı fiyatlarıyla 1 trilyon 745,1 milyar lira kaynak ayrılırken, bunun 1 trilyon 429,6 milyar lirası yatırıma dönüştü. GAP Bölgesi'ne Kamu Yatırım Programı'ndan bu yıl tahsis edilen ödenek ise 74,1 milyar lira oldu. GAP Bölgesi'nde sulamaya açılan alan da arttı. 1 milyon 496 bin 265 metre ana kanal inşaatının tamamlandığı bölgedeki tarım arazilerinin yüzde 63'ü sulu tarım yapılabilir hale geldi. 663 bin 919 hektarlık alanda sulu tarımın yapılabildiği bölgede sulamaya açılan alanlarda çiftçiler yılda 2-3 ürün hasadı yaparak kazanç sağlıyor. Projeler sürüyor, yatırımlar artıyor Yapımı süren Silvan Barajı ve HES Projesi'nin tamamlanmasıyla birlikte enerjideki gerçekleşme oranının yüzde 94'e yaklaşması hedefleniyor. GAP'ta gerçekleştirilen hidroelektrik santrali projeleriyle bugüne kadar 530,3 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretildi, bunun parasal değeri ise 31,8 milyar dolara ulaştı. Bölgeden yapılan ihracat 2000 yılında 503,5 milyon dolarken 13,6 milyar doların üzerine çıktı. Gelecek yıl, devam edecek projelerin yanı sıra kültürel mirasın korunması ve turizm fiziki altyapısını güçlendirmeye yönelik yeni projelerin de hayata geçirilmesi hedefleniyor. Bütün alana dokunacak çalışmalar yapılıyor GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Hasan Maral, AA muhabirine, Türkiye'nin dünya ölçeğindeki en önemli markalarının birinin GAP olduğunu söyledi. GAP sayesinde bölgenin gelişim ve dönüşümünün hızla devam ettiğini anlatan Maral, projenin gelecek yıllara da hizmet etmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdi. GAP aracılığıyla bölgeye ciddi bir finansal destek sağlandığını belirten Maral, şöyle konuştu: "GAP 1989 yılından bu yana bölgede tarımdan turizme, sosyal konulardan, sanayine kadar birçok alanda önemli projelere imza attı. GAP Bölge Kalkınma İdaresi, Türkiye'nin en büyük kalkınma projesi olarak kabul ediliyor. Bu çerçevede de çok büyük ölçekli yatırım konularına, model, ölçeklenebilir, tekrarlanabilen yatırım konularına kadar geniş bir yelpazede hem izleme hem uygulama rolü üstleniyor. Bu yönüyle ilk etapta toprak ve su kaynaklarının yönetimini odağına alan bir master plan proje olarak başlayan GAP, daha sonraki dönemde Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin potansiyelleri de dikkate alınarak çok sektörlü entegre bir bakış açısına bürünüyor. Master planı sonrasında da gerek sosyal alanda gerek turizmde gerek sanayide birçok alanda hem bölge kalkınma programları hem de spesifik eylem planları sahada uygulanmaya başlıyor." Bu planların işaret ettiği stratejiler doğrultusunda bütün alanlara dokunabilecek şekilde çalışmalar yürütmeye özen gösterdiklerini dile getiren Maral, "1990 yılından günümüze kadar da bir değerlendirme yaptığımızda bugünkü rakamlarla yaklaşık 1,7 trilyon liralık kamu kaynağının yatırımlar için bölgeye aktarıldığı 1,4 trilyonluk kısmının da yatırıma dönüştüğünü görüyoruz. Sadece 2024 yılında GAP Bölgesi kamu yatırımlarına tahsis edilen yatırım tutarı 74 milyar lirayı aşıyor. Buna ilave olarak GAP BİK'in son 20 yıllık dönemde yürütmüş olduğu projelere aktardığı kaynak miktarı 12 milyar lirayı aştı. Uygulanan eylem planlarıyla birçok sektörde çok önemli mesafeler katedildi. Sadece sulama rakamlarında bile son 15 yıllık periyotta çok önemli gelişmeler olduğunu görüyoruz." diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.