Uygulamalarımız appstore googleplay

#Taş Tepeler

gazeteci63.com - Taş Tepeler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Taş Tepeler haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

10 Bin Yıl Öncenin Süs Eşyaları Haber

10 Bin Yıl Öncenin Süs Eşyaları

Şanlıurfa'da yürütülen "Taş Tepeler Projesi" kapsamında Sefertepe'de devam eden kazı çalışmalarında biri leopar, diğeri akbaba ve insan figürlü, yaklaşık 10 bin yıl öncesine tarihlenen iki süs eşyası bulundu. Kültür ve Turizm Bakanlığının "Şanlıurfa İli Neolitik Çağ Araştırmaları Taş Tepeler Projesi" çerçevesinde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Güldoğan'ın başkanlığında yürütülen Sefertepe kazıları devam ediyor. Doç. Dr. Güldoğan, AA muhabirine, bölgede 2021 yılında başladıkları kazı çalışmalarına devam ettiklerini ve bu kazılar sırasında farklı buluntularla karşılaştıklarını söyledi. Geçmiş yıllardaki kazılarda aralarında yılan biçiminde olanların da yer aldığı çeşitli tiplerde, farklı ham maddelerden üretilmiş boncukların (manevi değeri yüksek obje) görüldüğünü ancak bu yıl ilk kez leopar ile insan ve akbaba şekilli süs eşyasını bulduklarını belirten Güldoğan, şöyle konuştu: "Bu yıl iki önemli boncuk olduğunu düşündüğümüz buluntuyla karşılaştık, bunlar yeşim taşından yapılmış bölgemizdeki ham maddelerin dışından olduğunu düşündüğümüz bir örnek. Biri leopar, biri de akbaba ve bir insan ikilisi bir arada bir boncuk üzerine işlenmiş halde bulundu. Özellikle akbaba ve insan, Karahantepe'de çok benzerlerini gördüğümüz, sırtında hayvan taşıyan insan örneklerinin biraz küçültülmüş boyutunda bir betim şeklinde karşımıza çıktı. Leopar da yine Sayburç gibi, Karahantepe gibi, Göbeklitepe gibi yerleşimlerde dikili taşlar üzerinde panolar üzerinde çok net olarak temsil edilen bir hayvanı oluşturuyor. Sefertepe'nin diğer taş tepelerdeki yerleşimlerle olan ilişkilerini göstermesi açısından bu iki buluntunun da önemli olduğunu söylemek mümkün." Güldoğan, Sefertepe kazılarında şu ana kadar "Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem B Evresini" kazdıklarını anlatarak, buldukları iki süs eşyasının günümüzden yaklaşık 10 bin yıl öncesine ait olduğunu söyledi. Yıllar öncesinde bile süs eşyalarının günümüzle aynı amaçla kullanıldığını aktaran Güldoğan, "Eski dönemdeki insanlar da günümüzdeki insanlardan farklı olarak kullanmıyor boncukları. Bileklik, kolye, takı gibi aksesuar olarak kullandıklarını söylemek mümkün. Tabii ki bu özellikli ham maddelerden yapılanların farklı aktivitelerde kullanıldığı gerçeğini de unutmamak gerekiyor. Bunlarla ilgili detaylı çalışmalar yapıldıktan sonra daha kesin bir şey söylemek mümkün olacaktır." dedi. Güldoğan, bulunan süs eşyalarının ham maddesinin bölgeye ait olmadığını belirterek, "İki örnek bizim coğrafyamızın daha dışında belki daha güneyden İsrail-Filistin bölgesinden en yakın örneklerle temsil edildiğine dair yayınlarda yer almış örnekler olduğunu biliyoruz. Tabii ki bölgede bir ham madde araştırması yapılmasına ihtiyaç var." diye konuştu.

Dünya Neolitik Kongresine Hazırlık Haber

Dünya Neolitik Kongresine Hazırlık

Taştepeler Projesi kapsamında il genelinde 10 noktada devam eden kazı çalışmalarını yakından takip eden Vali Hasan Şıldak, hazırlıkları süren Dünya Neolitik Kongresi ile ilgili bir değerlendirmede bulundu. Vali Şıldak, 4-8 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek Dünya Neolitik Kongresi’nin bir ilk olacağını ve bu anlamda bir çok ülkeden akademisyen ve uzmanın Şanlıurfa’da bir araya geleceğini belirtti. Vali Şıldak, “Bu buluşma ile birlikte yine neolitik sözcüğünün gerçek değerinin Şanlıurfa’da çok daha değer kazanacağını düşünüyorum. Böylesine bir buluşmanın dünyada ilk kez olacak olması ilimiz adına mutluluk verici. İnşallah 4-8 Kasım tarihleri arasında ilimizdeki tüm arkeolojik çalışmalara ivme kazandıracak bu girişim, Valiliğimiz ile birlikte Büyükşehir Belediyemiz, Kalkınma Ajansımızın desteği ve iki güzide üniversitemiz ev sahipliğinde ilimizde yapılacaktır. Şanlıurfa adına gurur duyacağımız bir buluşma olacak. Bizler de bu organizasyona katkı sunmak için heyecanlanıyoruz. Tüm bu çerçevede Şanlıurfa, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla göz kamaştırıyor. Son yıllarda hızla ilerleyen arkeolojik kazılar şimdi Taş Tepeler Projesi ile çok daha kapsamlı bir boyutta gelişiyor. Bizler de Dünya Neolitik Kongresi öncesi tüm planlamalarımızı gözden geçirerek, ilimizi en iyi şekilde bu dev buluşmaya hazırlıyoruz” diye konuştu.

Arkeolojinin Kalbi Şanlıurfa'da Atacak Haber

Arkeolojinin Kalbi Şanlıurfa'da Atacak

Dünyanın farklı coğrafyalarında yapılan kazılarda Neolitik Çağ'a (Taş Devri'nin son çağı) ilişkin elde edilen veriler, Şanlıurfa'da gerçekleştirilecek "Dünya Neolitik Kongresi"nde ele alınacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde 4-8 Kasım tarihinde ilk kez düzenlenecek olan "Dünya Neolitik Kongresi", UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Göbeklitepe ile başlayan Taş Tepeler Projesi'yle tarihe ışık tutan Şanlıurfa'da gerçekleştirilecek. 64 ülkeden akademisyenlerin katılımıyla düzenlenecek etkinlikte, Türk ve yabancı bilim insanlarının Neolitik Çağ'a ilişkin çalışmaları görüşülecek. "Kongrenin Türkiye'de ve Şanlıurfa'da düzenlenmesi anlamlı" Taş Tepeler Projesi Koordinatörü Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, kongreyi geçen yıl düzenlemeyi planladıklarını, ancak Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremler nedeniyle ertelediklerini söyledi. Kongrenin, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde gerçekleştirileceğini aktaran Karul, şöyle konuştu: "İstanbul Üniversitesi ve Harran Üniversitesinin ortaklaşa gerçekleştireceği akademik kongre, dünyanın farklı kıtalarında, farklı coğrafyalarında, farklı neolitiklerin konuşulacağı bir kongre olacak. Katılımcıların birbirlerine öğreteceği, anlatacağı çok şey var. Şanlıurfa'da yapılacak olması da burada yürütülmekte olan Taş Tepeler Projesi babındaki neolitiğin ilk aşamalarını gelecek meslektaşlarımızla birlikte tartışma, onlarla paylaşma fırsatı verecek. Şu ana kadar 702 bildiri ve 61 poster başvurusu var. Bildirilerde katılımcı isim sayısı 1400 civarında, dolayısıyla bin civarında katılımcı bekliyoruz. Bizim için böyle bir kongrenin Türkiye'de ve Şanlıurfa'da düzenlenmesi ayrıca anlamlı, çünkü bu genel anlamda bir arkeoloji değil, çok daha spesifik konuda neolitik dönem uzmanlarını bir araya getirecek bir kongre. Yaklaşık 480 civarında bir kurumun temsilcileri burada olacak. Uzun vadede neolitik araştırmalara yön verecek birtakım ışıkların olacağını umuyoruz. Gelecekte belki bu coğrafyada, belki başka ülkelerde tekrarlanacak, potansiyeli olan bir kongre." Karul, kongre hazırlıklarının devam ettiğini, bunun yanı sıra Taş Tepeler Projesi kapsamında Şanlıurfa'da Neolitik Çağ'dan kalma alanlarda kazı çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Neolitik Çağ'a ait farklı coğrafyalardaki bulguların bu kongrede ele alınmasının dünyada bir ilk olacağını ifade eden Karul, yüksek katılımcı sayısının da bu kongrenin önemini gösterdiğini dile getirdi. Necmi Karul, kongrenin, bilim insanlarının yanı sıra arkeolojiye ilgi duyan kişilere de açık olduğunu anlatarak, sınırlı bir yerlerinin bulunmasından dolayı bu alana ilgi duyan kişilerin kayıt yaptırmaları gerektiğini vurguladı.

Tarihe Yeni Yorumlar Getirebilir Haber

Tarihe Yeni Yorumlar Getirebilir

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Neolitik Döneme ait kazıların sürdüğü Şanlıurfa'daki Göbeklitepe ve Karahantepe'de ortaya çıkarılan eserlerin tarihe yeni yorumlar getirebileceğini kaydetti. Gökhan Yazgı, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği kentte, AA muhabirine, Türkiye'deki kültür turizminin en önemli noktalarının başında Şanlıurfa'nın geldiğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kentte yürütülen Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi'nin büyük önem taşıdığını vurgulayan Yazgı, kentte eş zamanlı 12 ayrı bölgede kazı çalışmasının yapıldığını ifade etti. Yazgı, Göbeklitepe ve Karahantepe'nin de yer aldığı Taş Tepeler Projesi'nin, adeta tarihin akışına yön verdiğini belirterek, şöyle devam etti: "Arkeolojik kazı alanlarımızda özellikle geleceğe miras projelerimizle ülkede gerçekleştirdiğimiz arkeolojik kazıların hızlandırılması ve yeniden planlaması yapıldı. Şöyle bir düsturla yola çıktık, gelecek 4 yılda son 60 yılda yapılanları yapacağız. Bunun en önemli örneklerinden bir tanesi de Karahantepe oldu. Karahantepe kazımızla birlikte şu anda bugüne kadar eşine rastlanmamış çok sayıda özel kültür varlıklarımıza ulaştık. Şu anda bilimsel çalışmalarının devam ettiği birçok yapıya ulaştık. Bu bilimsel çalışmaların akabinde Karahantepe ile birlikte Göbeklitepe ve daha sonra şu anda kazılan diğer tepelerimizle birlikte bu kültür varlıkları sayısının katlanarak artacağını düşünüyoruz." Dünya Neolitik Kongresi'nde özel ele alınacak Göbeklitepe ve Karahantepe'de ortaya çıkarılan her bir eseri dünyanın yakından takip ettiğini anlatan Yazgı, arkeolojinin doğasında, her an yeni bir bulguyla karşılaşmanın bulunduğunu dile getirdi. Türkiye'nin kültür rotasının en önemli destinasyonlarından olan tarihi alanlara ilişkin merak ve beklentilerin çok yüksek olduğunu belirten Yazgı, bilim adamlarının büyük bir titizlikle ve çabayla yeni bulguların izini sürdüğünü vurguladı. Bilimsel çalışmaların çok büyük emekle ortaya çıktığını anlatan Yazgı, şunları kaydetti: "Göbeklitepe ve Karahantepe dönemsel olarak birbirine benzer dönemler ifade ediyor. Göbeklitepe ve Karahantepe yapısal olarak çok daha farklı anlamlar yüklenmiş iki tane yapı ve bundan sonra çıkacak olan yapılar da belki hem fonksiyon anlamında hem de o dönemki kullanım amaçları anlamında, tarihimizde çok daha farklı yorumlar getirmek zorunda kalacak. Tabii bu Kasım'da Şanlıurfa'da yapacağımız Dünya Neolitik Kongresi'nde de özel olarak ele alınacak. Kongreden çıkacak bu bilimsel sonuçların da dünyada oldukça ses getireceğini düşünüyoruz."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.