Uygulamalarımız appstore googleplay

#Tbmm

gazeteci63.com - Tbmm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tbmm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kurtulmuş'tan Hastaneye Ziyaret Haber

Kurtulmuş'tan Hastaneye Ziyaret

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Şu anda durumu ciddiyetini koruyor. Bazı ümit verici gelişmeler olduğu görülüyor; ama bu konularda açıklama yapmak bizim değil doktorların vazifesidir." ifadesini kullandı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu belirterek, ''Bazı ümit verici gelişmeler olduğu görülüyor ama bu konularda açıklama yapmak bizim değil doktorların vazifesidir." dedi. Kurtulmuş, Önder'in kalp rahatsızlığı nedeniyle geçirdiği ameliyatın ardından tedavisinin sürdürüldüğü Şişli'deki hastaneyi ziyaret etti. Önder'in ailesine "geçmiş olsun" dileklerini ileterek, yetkililerden bilgi alan Kurtulmuş, ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, hastaneye intikal ettiği andan itibaren Önder'in sağlık durumunu çok yakından takip ettiklerini söyledi. Kurtulmuş, Önder'in dostları, arkadaşları ve sevenlerinin hastanede olduğunu belirterek, "Doktorlarımız ilk andan itibaren gerekli müdahaleleri, tıbbın bütün imkanlarını en üst düzeyde kullanarak gerçekleştirdiler. Şu anda da durumu ciddiyetini koruyor. Bazı ümit verici gelişmeler olduğu görülüyor ama bu konularda açıklama yapmak bizim değil doktorların vazifesidir." ifadelerini kullandı. Dua ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, şöyle devam etti: "İnsanların bu olay duyulur duyulmaz, herkesin göstermiş olduğu iyi niyetli gösterileri, temennileri yakinen biz de müşahede ettik. Sırrı Süreyya kardeşimiz insan olarak fevkalade iyi bir insan. Bütün insanlarla iyi iletişim kurma becerisine sahip olan birisi. İyi bir siyasetçi ve vatanını memleketini seven bir insan. Onun bu insani özellikleri, bu hastalığı süresince de kısa süre içerisinde bir kere daha insanlar tarafından ortaya konuldu. Ümit ediyoruz en kısa süre içerisinde sağlıklı bir şekilde tekrar aramıza kavuşur. Bir bekleme dönemi olacağı anlaşılıyor. Her şeyin en iyi şartlar altında, kontrol altında olduğunu söylemek isterim." Kısa süre içerisinde Önder için olumlu sonuç almayı temenni ettiklerini vurgulayan Kurtulmuş, "Ailesine, sevenlerine ve milletimize 'geçmiş olsun' dileklerimi ifade ediyorum. En kısa zamanda aramızda görmeyi ümit ve temenni ediyoruz. Bunun için de dua ediyoruz." dedi. Kurtulmuş, ameliyatın son derece başarılı geçtiğini ifade ederek, bekleyip dua edeceklerini söyledi. Ziyarette Kurtulmuş'a, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul Valisi Davut Gül ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir de eşlik etti.

Bitmeyen Gündem Kadına Şiddet Haber

Bitmeyen Gündem Kadına Şiddet

Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu, Şanlıurfa'da çalıştay gerçekleştirdi. Komisyon Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu ile komisyon üyeleri, kentte araştırma alanlarına ilişkin bilgi edinmek ve alınması gereken tedbirleri değerlendirmek amacıyla Harran Üniversitesi Rektörlük binasında çalıştay düzenledi. Cevizoğlu, AA muhabirine, komisyonun temel amacının, Türkiye'de ve bölgede kadına yönelik ayrımcılık ve şiddeti araştırmak olduğunu söyledi. Komisyonun bu konuda dünyada ve Türkiye'de alınan önlemleri, mevzuat düzenlemelerini incelediğini anlatan Cevizoğlu, 4 ay süreli komisyonun, çalışmalarını tamamladıktan sonra rapor yazacağını belirtti. Cevizoğlu, komisyonun çok hızlı ve derinlemesine inceleme yaptığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Şu anda bile henüz yazım için süremiz olmasına rağmen yaklaşık 750 sayfalık raporumuz hazır hale geldi. Buna son halini en kısa zamanda vereceğiz. Bu işi uzatmadan, sürüncemede bırakmadan, etkili ve hızlı bir çözümü toplumumuza, kamuya ve bizim görevimiz gereği Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunacağız. Komisyonumuzda kamu kuruluşlarından davet ettiğimiz çok değerli uzmanlar var. Hemen her alanda uzman var, her bakanlıktan uzmanlarımız var. Onlar da çalışma ekibimizi oluşturuyor. 22 tane milletvekilinden oluşuyordu komisyon. Ancak muhalefet partilerinden ana muhalefet partisi, bir üyeyi başından beri vermedi. Yani toplam olarak 21 üyeyle çalışmaya başladı komisyonumuz. Burada da çok sayıda milletvekiliyle birlikte çalışmayı sürdürüyoruz." Şanlıurfa'da toplantılardan aldıkları bilgilerinin sevindirici olduğunu aktaran Cevizoğlu, "Aldığımız bilgilerden biri de şu, 15 Mart 2025 yani bugün itibarıyla hiçbir kadına şiddet vakası emniyete intikal etmedi. Yani sıfır vakayla karşı karşıya olunduğu söylendi. Bu mutluluk verici bir şey, 'Nazar değmesin.' diyelim. Yılın sonuna kadar da inşallah öyle gider." dedi. AK Parti Şanlıurfa Milletvekili ve Komisyon Üyesi Cevahir Asuman Yazmacı da Elazığ ve Diyarbakır'daki temaslarının ardından Şanlıurfa'ya geldiklerini, komisyonun çalışmalarını gelecek hafta bitirdikten sonra rapor hazırlayacağını söyledi. Kentteki paydaş kurumlarla bir araya geldiklerini ve yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi aldıklarını belirten Yazmacı, hazırlayacakları raporu TBMM Genel Kuruluna taşıyacaklarını ifade etti.

Genel Sağlık Sigortasına Düzenleme Haber

Genel Sağlık Sigortasına Düzenleme

Genel Sağlık Sigortası'na ilişkin düzenlemeleri de içeren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete'de yer aldı. TBMM Genel Kurulunda 9 Ocak'ta kabul edilerek yasalaşan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, yabancılara sunulan hizmetler, sertifikası olan aile hekimlerince mesai dışında sunulan akupunktur ve fitoterapi ile özel amaçlı raporlardan Bakanlıkça belirlenenler hariç olmak üzere aile hekimliği hizmetleri ücretsiz olacak. Katılım payı, ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi için 20 lira olacak. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), sağlık hizmetlerindeki katılım payını, birinci basamak sağlık hizmeti sunucularından sevk edilenler için yarısına kadar azaltmaya yetkili olacak. Özel sektör işverenlerinin SGK'ye ödeyecekleri malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi için sağlanan 5 puanlık sigorta prim indirimi 4 puan olarak uygulanacak. Bu hüküm, kanunun yayımlandığı ayın başından itibaren uygulanacak. İmalat sektöründeki iş yerlerine yönelik malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası priminden sağlanacak 5 puanlık indirim, 31 Aralık 2026'ya kadar devam edecek. Cumhurbaşkanı, bu süreyi 31 Aralık 2027'ye kadar uzatmaya yetkili olacak. Sigortalılığı 31 Aralık 2008'den önce başlayanlardan çalışma gücü kayıp oranı yüzde 40 ila yüzde 49 olanlar 18 yıl sigortalılık süresi ve 4 bin 100 gün prim ödemeleri, yüzde 50 ila yüzde 59 olanlar 16 yıl sigortalılık süresi ve 3 bin 700 gün prim ödemeleri şartıyla yaşlılık aylığından yararlanacak.

Ruhsatsız Silahta Yeni Ceza Dönemi Haber

Ruhsatsız Silahta Yeni Ceza Dönemi

TBMM Genel Kurulunda kabul edilen iç güvenlikle ilgili kanunla, caydırıcılığın sağlanması amacıyla yetkisiz çakar kullanımında, ruhsatsız silah bulundurmada cezalar artırılacak. Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, üç gün süren görüşmelerin ardından dün TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Kanunla caydırıcılığın sağlanması amacıyla, kamuoyunda zaman zaman tartışmalara da neden olan yetkisiz çakar kullanımında para cezaları artacak. Ayrıca ilk kez, sürücü belgelerine el konulma ve araçların trafikten menedilmesi uygulamasına geçilecek. Kanunla, ruhsatsız silah taşıyanlara verilen hapis cezalarının alt ve üst sınırları da yükseltilecek. Ateşli silahların namlu, sürgü, ateşleyici gibi parçalarını üreten, satan, taşıyan ve bulunduranlar da hapis cezasına çarptırılacak. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, kanunla hayata geçirilecek yeni düzenlemelerle ilgili 5 soru ve yanıtları şöyle: Silahını çaldıran ve kaybedenlere hangi şartlarda yeni ruhsat verilecek, yaptırımlar neler olacak? İkinci kez silahı çalınan veya silahını ikinci kez kaybedenlere, yeni silah müracaatlarında tek bir silah için taşıma veya bulundurma izni verilecek. Üçüncü kez silahı çalınan veya silahını üçüncü kez kaybedenlerin silah vesikası geri alınacak ve bu kişilere fiil tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe silah bulundurma ve taşıma izni verilmeyecek. Fiil tarihinden 5 yıl geçtikten sonra bu kişilerin yeni silah müracaatlarında tek bir silah için taşıma veya bulundurma izni verilecek. Silah parçalarının taşınması ve satılması suç sayılacak mı? Ateşli silahların namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçalarının kaçakçılığı da suç sayılacak ve hapis cezalarına hükmedilecek. Bu parçaları ülkeye sokanlara, ülkeye sokulmasına aracılık edenlere, kanun hükümleri dışında yapanlara, bir yerden bir yere taşıyanlara, satanlara 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ve 500 günden 5 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Kurusıkı silahların özelliklerini değiştirenlerle ilgili hangi yaptırımlar uygulanacak? Kurusıkı tabir edilen ses veya gaz fişeği ya da benzerlerini atabilen silahı, teknik özelliklerinde değişiklik yaparak gerçek silah haline dönüştürme eylemi suç kabul edilecek ve bunu yapanlara hapis cezası verilecek. Dönüştürülen silahın sayı ve nitelik bakımından vahim olmaması halinde verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar indirilecek. Ruhsatsız silah taşıyanlara verilecek hapis cezalarının alt ve üst sınırları ne olacak? Caydırıcılığın sağlanması amacıyla, ruhsatsız silah taşıyan, satın alan ve bulunduranlara verilen hapis cezasının 1 yıl olan alt sınırı 2 yıla, 3 yıl olan üst sınırı da 4 yıla çıkarılacak. Böylece, ruhsatsız silah taşıyan, satın alan ve bulunduranlar 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Ateşli silahların namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları ya da ses veya gaz fişeği atabilen silah iken Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülen silahları satın alan, taşıyan veya bulunduranlara da aynı oranlarda hapis cezası verilecek. Araçlarında çakar ve tepe lambası kullananlar hangi cezalarla karşılaşacak? Yetkisiz çakar ve tepe lambası kullanan sürücülere yönelik cezalar artırılacak. Işıklı ve/veya sesli uyarı işareti veren cihazların kullanımına ilişkin hükümleri ihlal edenlere 96 bin lira para cezası verilecek, sürücü belgeleri 30 gün süreyle geri alınacak ve araçlar aynı süreyle trafikten menedilecek. İhlalin tekrarı halinde sürücülere her seferinde 192 bin lira trafik idari para cezası uygulanacak. Ayrıca bu kez sürücü belgeleri 60 gün süreyle geri alınacak, araç da 60 gün süreyle trafikten menedilecek.

Büyük Önder Atatürk'ü Anıyoruz Haber

Büyük Önder Atatürk'ü Anıyoruz

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 1881'de Selanik'te dünyaya gelen Atatürk, Annesi Zübeyde Hanım'ın arzusuna uyarak ilköğrenimine Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde başladı. Daha sonra babası Ali Rıza Efendi'nin isteği üzerine geçtiği Şemsi Efendi Mektebinde ilkokulu tamamlayan Atatürk, ortaokul eğitimi için gittiği Selanik Mülkiye Rüştiyesinden kendi isteğiyle ayrılarak, öğrenimini Selanik Askeri Rüştiyesinde sürdürdü. Bu okulda, matematik öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi, Atatürk'ü sınıftaki diğer "Mustafa"lardan ayırmak için üstün yetenekli öğrencisine ikinci ad olarak "Kemal" ismini verdi. Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüştiyesini bitirdikten sonra Manastır Askeri İdadisinden ikincilikle mezun oldu. Askeri öğreniminin yanında yabancı dil eğitimi de alan Atatürk, yazları izinli döndüğü Selanik'te Fransızca öğrendi. İstanbul'a gelerek 1899'da girdiği Harp Okulunu 1902'de teğmen rütbesiyle tamamlayan Atatürk, Harp Akademisinden de 1905'te kurmay yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. Atatürk, kurmaylık stajı için 1905'te Şam'da 5. Ordu emrine atandı. Suriye bölgesindeki üstün hizmetleri dolayısıyla Beşinci Rütbe'den Mecidi Nişanı verilen Atatürk, 1907'de merkezi Makedonya'nın Manastır şehrinde bulunan 3. Ordu Karargahı'na atandı. Atatürk, 3. Ordu Karargahı'nın Selanik'teki kurmay şubesinde görevlendirildi. Mustafa Kemal Atatürk, Manastır ve Selanik'te görevliyken 1909'da İstanbul'daki 31 Mart Vakası'nı bastıran Hareket Ordusu'nda görev yaptı. 1910'da Arnavutluk'taki isyanı bastırmak için düzenlenen harekatta da görevlendirilen Atatürk, İtalya'nın 1911'de Trablusgarp'a asker çıkarması üzerine Tobruk'a gönderildi. Tobruk ve Derne'de Türk kuvvetlerini başarıyla yönettikten sonra binbaşı rütbesiyle 1912-1913 yıllarında Balkan Savaşı'na katılan Atatürk, Edirne'yi Bulgaristan'dan geri alan kolorduda görev yaptı. Vatanın müdafaasından daha yüce bir vazife olamaz Sofya'da 1913'te ataşelik görevine atanan Atatürk, Birinci Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine, Başkomutanlık Vekaleti'ne müracaat ederek cephede görev almak istedi. Kendisine, "Sizin için orduda her zaman bir görev vardır. Ancak Sofya Ataşemiliterliğini daha önemli gördüğümüzden sizi orada bırakıyoruz." cevabının verilmesi üzerine Büyük Önder, Başkomutan Vekili Enver Paşa'ya şu mektubu yazdı: "Vatanın müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce bir vazife olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben, Sofya'da ataşemiliterlik yapamam. Eğer birinci sınıf subay olmak liyakatinden mahrumsam, kanaatiniz bu ise lütfen açık söyleyiniz." Bunun üzerine Atatürk, 1915'te Esat Paşa komutasındaki 3. Kolordu'ya bağlı Tekirdağ'da oluşturulacak 19'uncu Tümen Komutanlığına atandı. Gelibolu Yarımadası'na asker çıkaran ve Conkbayırı'na ilerleyen düşman birlikleri Atatürk'ün komutasındaki 19'uncu Tümen kuvvetlerinin taarruzuyla geri çekildi. Atatürk, "Anafartalar Kahramanı" olarak ün kazandı. Cebindeki saat ölümden kurtardı Conkbayırı'nda çatışmalar büyük bir hararetle sürerken göğsüne isabet eden şarapnel parçasının cebindeki saate gelmesi Atatürk'ü ölümden kurtardı. Doğu Cephesi'nde 16'ncı Kolordu Komutanlığına atanan Atatürk, 1916'da Rus saldırılarını durdurarak Bitlis ve Muş'u düşmandan aldı ve bu cephede generalliğe terfi etti. 1917'de Filistin ve Suriye'de görevli 7'nci Ordu Komutanlığına atanan Atatürk, aynı yıl Veliaht Vahdettin ile Almanya'ya giderek Alman Genel Karargahı ve Alman savaş cephelerinde incelemelerde bulundu. 1918'de yeniden görevlendirildiği Suriye cephesinde 7'nci Ordu Komutanıyken, Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra İstanbul'a döndü. Ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak amacını gizli tutarak, Ordu Müfettişliği görevi ile İstanbul'dan ayrıldı. TBMM, Ankara'da tarihi görevine başladı Karadeniz yoluyla 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal, 22 Haziran 1919'da Amasya Genelgesi'ni yayımladı. Türk milletine, "Vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu, azim ve kararlılıkla vatanın kurtarılması için Sivas'ta bir kongre toplanacağını" bildirdi. Ayrıca Osmanlı hükümetinin verdiği görevden ve askerlikten istifa ederek, 23 Temmuz 1919'da Erzurum'da, 4 Eylül 1919'da Sivas'ta toplanan kongrelerin başkanlığını yaptı. Bu kongrelerde, "Düşman işgaline karşı milletin vatanı savunacağı, bu amaçla geçici bir hükümetin kurulacağı ve bir milli meclisin toplanacağı, manda ve himayenin kabul edilmeyeceği" kararları alındı ve açıklandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), onun çabalarıyla 23 Nisan 1920'de Ankara'da tarihi görevine başladı. Mustafa Kemal Atatürk, Meclis ve Hükümet Başkanı seçildi. Milli Mücadelenin sesi AA'yı kurdu TBMM açılmadan 17 gün önce, 6 Nisan 1920'de, Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla Anadolu Ajansı (AA) kuruldu. "Türkiye'nin sesini dünyaya duyurmak" amacıyla kurulan AA, TBMM'nin çıkardığı ilk yasaları duyurdu, Milli Mücadele'nin ve Kurtuluş Savaşı'nın her aşamasına tanıklık etti. TBMM açılarak milli bir hükümet kurulmasına rağmen Osmanlı Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması imzalandı. Büyük Önder Atatürk, United Telegraph gazetesi muhabirine yaptığı açıklamada, Sevr Antlaşması'nı tanımadıklarını vurgulayarak, "Siyasi, adli, iktisadi ve mali bağımsızlığımızı imhaya ve neticede yaşama hakkımızı inkara ve kaldırmaya yöneltilmiş Sevr Antlaşması bizce mevcut değildir." ifadelerini kullandı. TBMM tarafından Osmanlı Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması'nın kabul edilmediği dünyaya duyuruldu. Türk ordularına verdiği emir tarihin akışını değiştirdi İtilaf Devletleri'nin yardımıyla İzmir'i işgal eden Yunan kuvvetlerinin ilerlemesi, 1921'de Birinci ve İkinci İnönü savaşlarıyla durduruldu. Yunan ordusunun 23 Ağustos 1921'de yeniden taarruz etmesiyle Sakarya Meydan Muharebesi başladı. Atatürk, birliklere, "Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." emrini verdi. Yunan ordusu bozguna uğratılarak, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın yönettiği Türk ordusu, Sakarya Meydan Muharebesi'ni zaferle sonuçlandırdı. 22 gün süren bu savaşta Yunan ordusu ağır kayıplara uğratıldı. Bu zafer dolayısıyla Mustafa Kemal Atatürk'e, TBMM tarafından "Mareşal" rütbesi ve "Gazi" unvanı verildi. Sakarya Zaferi'nin ardından 13 Ekim 1921'de Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması, 20 Ekim 1921'de Fransızlarla Hatay haricinde bugünkü Türkiye sınırının çizildiği Ankara Antlaşması imzalandı. Atatürk'ün komutanlığında Türk ordusu, vatanı düşman işgalinden kurtarmak için 26 Ağustos 1922'de karşı saldırıya geçerek Büyük Taarruz'u başlattı. Mustafa Kemal Paşa'nın yönettiği 30 Ağustos 1922'deki Dumlupınar (Başkomutan) Meydan Muharebesi'nde Türk ordusu, Yunan ordusunun büyük kısmını yok etti. Bozguna uğrayarak kaçan düşman kuvvetlerini izleyen Türk ordusu, 9 Eylül 1922'de İzmir'e girdi. Anadolu'yu düşman istilasından kurtaran büyük askeri zaferlerin ardından 11 Ekim 1922'de Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı ve İtilaf Devletleri işgal ettikleri Türk topraklarından çekildi. Türkiye'nin bağımsızlık belgesi Lozan Barış Antlaşması imzalandı İsmet İnönü başkanlığındaki Türkiye heyeti ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile Türkiye, bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanındı. Büyük Önder, Lozan Antlaşması'na ilişkin, "Bu antlaşma, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması'yla tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade eder bir vesikadır." değerlendirmesinde bulundu. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı Kurtuluş Savaşı'nın ardından TBMM tarafından 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edilirken, Mustafa Kemal Atatürk de Cumhurbaşkanı seçildi. 1938'de ölümüne dek arka arkaya 4 kez Cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e 14 Haziran 1926'da İzmir'de yapılması planlanan suikast girişimi engellendi. Elebaşları İzmir'de tutuklandı. Büyük Önder, suikast girişimine ilişkin Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, "Alçak girişimin benim şahsımdan ziyade mukaddes Cumhuriyetimize ve onun dayandığı yüksek ilkelerimize yönelmiş bulunduğuna şüphe yoktur. Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." değerlendirmesinde bulundu. Gazi Mustafa Kemal'e, 24 Kasım 1934'te 2587 sayılı Kanunla "Atatürk" soyadı verildi ve bu soyadının başkaları tarafından kullanılması yasaklandı. Tarihe adını altın harflerle yazdırdı Mustafa Kemal Atatürk, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı'nın etkilerini hafifletmek ve ülkenin kalkınmasını hızlandırmak amacıyla 1933'te Beş Yıllık Sanayi Planı'nı başlattı. Aynı dönemde dış politikada da önemli adımlar atıldı. Milletler Cemiyeti'ne girilmesi, Balkan Antantı'nın imzalanması, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Sadabat Paktı gibi girişimler, Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada etkili bir aktör olarak öne çıkmasına katkıda bulundu. Atatürk, Hatay'ın ana vatana katılması için yoğun diplomatik çaba sarf etti ve onun bu amacı, vefatının ardından 1939'da gerçekleşti. Yalnızca Türk milletinin Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yöneten bir komutan olarak değil, aynı zamanda gerçekleştirdiği devrimlerle de dahi bir devlet adamı olarak tarihe geçen Atatürk, 57 yıl süren yaşamında, milletinin ve vatanının bağımsızlığı için yılmadan çalıştı. Askeri ve siyasi dehasıyla Türk ve dünya tarihine adını altın harflerle yazdıran Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938'de 57 yaşındayken Dolmabahçe Sarayı'nda saat 09.05'te hayata gözlerini yumdu. Atatürk'ün vefatı sadece Türkiye'de değil bütün dünyada büyük üzüntüyle karşılandı. Ata'nın cenazesinin Anıtkabir yolculuğu 10 Kasım 1938'de Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yuman Atatürk’ün naaşı, 16 Kasım'da Dolmabahçe Sarayı tören salonunda katafalka konuldu. 19 Kasım günü cenaze büyük bir kalabalık tarafından Yavuz Zırhlısı ile İzmit'e oradan da aynı günün akşamı tüm yurt gezilerinde kullandığı tren ile Ankara'ya uğurlandı. 20 Kasım'da Ankara'da devlet erkanı tarafından karşılanan cenaze, TBMM önünde katafalka konuldu. 21 Kasım 1938'de çok büyük bir cenaze töreni ile Ankara Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine konulan Atatürk'ün naaşı, ebedi istirahatgahı Anıtkabir'e taşındığı 10 Kasım 1953'e kadar burada kaldı. "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" diyen Atatürk, ebedi istirahatgahı olan Türkiye'nin kalbi Anıtkabir'de Türk milletinin gönlünde yaşamaya devam ediyor.

Yeni Yasama Yılı 1 Ekim’de Başlıyor Haber

Yeni Yasama Yılı 1 Ekim’de Başlıyor

29 Temmuz'daki birleşimin ardından tatile giren TBMM Genel Kurulu,15 ve 16 Ağustos'ta gerçekleşen iki olağanüstü toplantının ardından 28. Dönem 3. Yasama Yılı mesaisine 1 Ekim Salı günü yeniden başlayacak. Yasama yılı öncesi TBMM'de ilgili birimler tarafından yapılan hazırlıklarda sona gelindi. Bakım onarım çalışmaları kapsamında, TBMM ana binanın zeminde yer alan mermerler ile Şeref Merdivenleri onarılarak bu alanlarda cilalama işlemleri yapıldı. Tören Salonu'ndaki avizelerin yanı sıra ana binanın cephe aydınlatmaları ile çevre aydınlatma lambaları, tasarruflu led lambalarla değiştirildi. TBMM'deki tüm ısıtma, soğutma, havalandırma sistemlerinin periyodik bakımları yapılırken, engelli asansörleri başta olmak üzere TBMM'deki tüm asansörlerin de bakımı yapıldı. İşlerlik testleri yapıldı Genel Kurul salonunda; yasama faaliyetlerinin etkin ve aksamadan yapılabilmesi için elektronik oylama-yoklama ve seslendirme sisteminin periyodik bakımları ve işlerlik testleri yapıldı. Genel Kurul'da acil durumlarda hızlı müdahale için Şeref Holü'nde bulunan ilk yardım merkezi ve 112 sağlık istasyonu olarak kullanılan sağlık birimi, milletvekillerine ve personele hizmet veriyor. Meclis'in çalışmalarına ara vermesinin ardından Genel Kurul'da, başkanlık divanı bölümüne tıbbi müdahaleleri hızlandırmak için acil durum butonu yerleştirildi. Bu kapsamda, birleşimi yöneten başkanvekilinin acil durumlarda kullanabileceği acil durum butonuna basılması halinde, sağlık ekibi ekipmanı ile Genel Kurul'a yaklaşık 1 dakika içerisinde ulaşacak. Yüksek camları dağcılar temizledi Ana binada bulunan parti gruplarına ait makam odaları, kulisler ile grup toplantı salonlarının koltuklarının detaylı temizliği yapılırken, TBMM Ana Bina ve Halkla İlişkiler Binası'nda yüksek yerdeki camlar, dağcılık sertifikalı profesyonel ekipler tarafından temizlendi. Öte yandan TBMM'de kreş, gündüz bakımevi ve anaokulunun genel temizliği de yapıldı.  

Erdoğan İle Abbas Bir Araya Geldi Haber

Erdoğan İle Abbas Bir Araya Geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Genel Kurulu'na hitap etmek için Türkiye'ye gelen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüştü. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki görüşme basına kapalı gerçekleşti. Abbas, yarın TBMM Genel Kurulu'na hitap edecek. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmesine ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamaya göre, 2,5 saat süren görüşmede İsrail'in Filistin topraklarında gerçekleştirdiği katliamlar, kalıcı ateşkes ve barış için atılması gereken adımlar ile güncel gelişmeler ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Türkiye'nin Filistin’in haklı davasına destek vermeyi sürdüreceğini, İsrail'in durdurulması ve uluslararası kamuoyunun İsrail'e yönelik baskılarını artırması için çalışmaya devam edeceğini belirtti. İsrail'in Gazze'de aralarında bebeklerin de bulunduğu sivilleri katletmeye, masum Filistinlileri yerlerinden etmeye, okulları, hastaneleri, sivillerin sığındığı alanları vurmaya, insanları açlığa ve susuzluğa mahkum etmeye devam ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı Batılı ülkelerin tüm bunlara sessiz kalmasının ve İsrail’e yardıma devam etmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de acil ateşkesin sağlanması ve Filistinlilere insani yardımların kesintisiz ulaştırılması için İslam dünyası başta olmak üzere bütün ülkelerin gayretlerini artırması gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Abbas'ın yarın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne hitap edecek olmasından duyduğu memnuniyeti de dile getirdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.