Uygulamalarımız appstore googleplay

#Tehlike

gazeteci63.com - Tehlike haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tehlike haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Suya Balıklama Atlamak Tehlikeli Haber

Suya Balıklama Atlamak Tehlikeli

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi Beyin ve Sinir Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aycan, suya yanlış atlamanın ölümle sonuçlanabileceğini söyledi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Dursun Odabaş Tıp Merkezi Beyin ve Sinir Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Aycan, AA muhabirine, havanın ısınması ve yüzme sezonunun başlamasıyla vatandaşların deniz, göl, gölet, baraj, akarsu ve sulama kanallarında serinlemeye çalıştığını ifade etti. Derinliği olmayan sulara balıklama atlamanın riskli olduğu uyarısında bulunan Aycan, yaz mevsiminde sıklığı artan olaylardan birinin de suya yanlış atlama sonucu ortaya çıkan boyun yaralanmaları olduğunu belirtti. Her yıl binlerce kişinin sığ sulara yanlış atlama nedeniyle boyun kırılmasıyla omurilik felci geçirdiğine dikkati çeken Aycan, "Balıklama atlama sırasında rotasyon, hiperekstansiyon, (başın geriye doğru olan hareketi) kompresyon gibi boynun rotasyonel hareketler yapması sonucu omurga ve içinde yerleşen omurilikte hafiften ciddi boyutlara ulaşabilen hasarlara yol açabilir. Travmalar sonucu boyun fıtığı, hafif olan yumuşak ve bağ dokusu yaralanmalarında boyun kırığı, parçalı kırıklar, kırıkların sinir dokusuna baskı uygulaması, omurilik yaralanması, sinirlerde kalıcı hasara kadar birçok patolojiye sebep olabilir." dedi. "Sığ suya balıklama atlamak çok tehlikeli" Suya yanlış atlamanın boyunda iki tür yaralanmaya neden olduğunu anlatan Aycan, şunları kaydetti: "Birincisi boyun omurga kanalı içinde yer alan omurilik ve sinirlere ani bası ya da omurilik ve sinirlerde hasar. İkincisi ise omurganın sağlamlığının normal yapısı ve diziliminin bozulması. Sığ suya balıklama atlamayla ortaya çıkabilen travmatik lezyonlar ne yazık ki klinik olarak son derece ağır belirti ve bulgulara, ciddi sakatlıklara bazen de ani ölümlere yol açabilir. Müdahale zaman kaybedilmeden doğru bir şekilde başlatılmalı hızlıca sağlık merkezine ulaştırılmalı. Özellikle 15-30 yaş arasında bu tür yaralanmalar daha sık görülür. Merkezimiz vakalara acil müdahale edecek donanıma sahip. Bu tür ameliyatları merkezimizde başarılı bir şekilde gerçekleştiriyoruz. Suya yanlış atlama sonucu her ay 3-4 vaka merkezimize getiriliyor. Havaların iyice ısındığı haziran, temmuz ve ağustos aylarında bu sayı 5 ile 10'u buluyor. Sığ suya balıklama atlamak çok tehlikeli. Toplumun bilinçlenmesi lazım. Farkındalık oluşturarak bu tür olayların önüne geçebiliriz." Merkezlerine getirilen yaralıları kurtarmak için zamanla yarıştıklarını dile getiren Aycan, son yıllarda bu tür vakalarda artış yaşandığını vurguladı. Aycan, bu yıl suya yanlış atladıkları için kol ve bacaklarını kullanmayan 6 hastadan 2'sinin yapılan ameliyatlara rağmen kalıcı felç olduğunu ifade etti. Suya girenlerin dikkatli olmasını isteyen Aycan, "Omurganın her ne kadar esnek, güçlü bir yapısı olsa da ani, kontrolsüz, aşırı zorlayıcı hareketlerin hayat boyu zorlu bir tedavi sürecine neden olduğu unutulmamalı. Ufak bir dikkatsizlik ciddi sağlık sorunlarına, ölüme neden olabilir. Bu konuda herkesin bilinçlenmesi ve daha duyarlı olması gerekir." diye konuştu.

Kanala Girmek Tehlikeli Ve Yasaktır Haber

Kanala Girmek Tehlikeli Ve Yasaktır

Gap’ın başkenti olarak adlandırılan Şanlıurfa’nın kurak ve çatlayan topraklarının suyla buluşmasından bu yana her yıl çok sayıda vatandaş kanallarda boğularak yaşamını yitirmeye devam ediyor. Havaların sıcak olması, yaşanan trafik kazaları veya intihar girişimleri sebep her ne olursa olsun sulama kanalları can almaya devam ediyor. Şanlıurfa’da sulama kanallarında her yıl yaşanan çok sayıda boğulma vakasında tek suçlu vatandaşlar mı acaba. Sulama kanallarının açık sulama kanalı olması, köylüler tarafından kullanılan kanal kenarlarındaki yolların ve keskin virajların stabilize kaygan mucur olması bir etken değil mi acaba. Ana sulama kanaları çevresinde yaşanan bir trafik kazası sonrası aracı sulama kanalına düşmekten hangi tedbir koruyacak. Devasa sulama kanalları çevresine basit bir tel örgü çekilmesi yaşanan tehlikeleri ne derece bertaraf edecek. Ana sulama kanallarının birçok kesiminde bulunan tel örgülerin hali ise ortada. Birçok bölgede yerden en azından yarım metre beton blok yapılmaz iken, kayan bir aracın suya düşmesine hangi tedbir engel olabilecek. Kanal kenarlarındaki tel örgüler ise kopmuş veya sulama kanalının içine düşmüş durumda. Vatandaşların elbette kanal kenarlarında dikkat etmesi gerekir. Kaygan yol sorunu, kanala düşecek bir aracı tutacak beton blok veya sağlam tel örgüler yapılamaz mı. Veya bu tel örgülerin bakım ve onarımı rutin olarak yapılıyor mu.

Anormal Sıcaklık Ölümleri Arttırabilir Haber

Anormal Sıcaklık Ölümleri Arttırabilir

Bilim dergisi Neurology'de yayımlanan "204 Ülke ve Bölgede İdeal Olmayan Sıcaklığa Atfedilebilir İnme Yükü" çalışmasına göre, 2019'da 12,2 milyon inme vakası kayıtlara geçerken bunun 6,5 milyonu ölümle sonuçlandı. Çalışmada bu ölümlerden 521 bin 34'ünün küresel düzeyde sıcaklıklara bağlı inme sonucu meydana geldiği, anormal sıcaklıkların, ölüm dışında 9,42 milyon sağlıklı geçirilebilecek yıl kaybına neden olduğu belirlendi. Anormal sıcaklıklar nedeniyle inme sonucu ölüm oranları, erkeklerde 100 binde 7,7, kadınlarda 5,89 olarak saptanırken 100 binde 18,12 kişinin hayatını kaybettiği Orta Asya en fazla ölüm vakası kaydedilen bölge, 100 binde 32,97 kişinin yaşamını yitirdiği Kuzey Makedonya ise en çok can kaybı yaşanan ülke oldu. Felç yükünün özellikle 10 yaşın üzerinde hızla arttığı ve düşük sosyo-demografik indekse sahip bölgelerde orantısız bir şekilde yoğunlaştığı kaydedilen araştırmada, karbondioksit emisyonu ve 2,5 mikron partikül maddenin neden olduğu hava kirliliğindeki her 1 birimlik artışta ölüm oranının 100 binde 0,15 yükseldiği belirlendi. Çalışmayı yapan bilim insanları, gelecekte yüksek sıcaklıklara bağlı inme vakalarının artacağı uyarısında bulundu. "35 derecenin üzerini risk kabul ediyoruz" Yüksek sıcaklıklar ve felç yükü arasındaki bağlantıya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Abdullah Özkardeş, Uzak Doğu, Afrika ve Güney Amerika başta olmak üzere az gelişmiş bölgelerde sıcaklığa bağlı inme vakalarının daha sık görüldüğünü kaydetti. Sıcaklık artışıyla birlikte insan vücudunda bazı değişimler olduğunu belirten Özkardeş, "Herkesin sıcaklığa karşı farklı bir direnci var, biz 35 derecenin üzerindeki hava sıcaklığını risk kabul ediyoruz. Vücutta aşırı sıvı ve mineral kaybı oluyor, eğer bu yeterince yerine konulamazsa kanın konsantrasyonu, pıhtılaşma eğilimi artıyor ve böylece inmelerde bir artış oluyor. Bu tamamen sıvı azalmasına bağlı kanın kıvamının artmasıyla ilgili bir şey. Hissedilen sıcaklık farkının etkisi de burada söz konusu. Aşırı bunaltıcı, terleten, bitkin düşüren çok nemli ortamda inme riski daha fazla." dedi. Sıcaklık artışı kadar olmasa da soğuk havaları da bir risk faktörü olarak nitelendiren Özkardeş, düşük sıcaklıkta sempatik sinirlerin uyarıldığını, bunların da kalp üzerinde baskı oluşturarak ritim bozukları meydana getirdiğini ve pıhtı atarak inmeye neden olabildiğini anlattı. İnme vakaları açısından risk grubunda olan 65 yaş üstündekiler, hamileler ve 16 yaşından küçüklerin, sağlıklarını korumak için özel önlemler almaları gerektiğini vurgulayan Özkardeş, bu önlemleri şöyle sıraladı: "Su çok önemli. Sıcak havalarda sıvı kaybı aşırı olduğu için bunu yerine koymak gerekiyor. Kan konsantrasyonunun yoğunluğunu tekrar normal hale getirmek için bol sıvı almak gerekiyor. Aşırı sıcağa maruz kalmamak, en azından yaşanılan, çalışılan yerlerin sıcaklık olarak makul olmasını sağlamak çok önemli. Maden suları mineral içeriklerinden dolayı tüketilebilir ama önceliği suya vererek günde en az 2 litre su tüketmek gerekiyor." İklim değişikliğinin neden olduğu diğer hastalıklar Özkardeş, iklim değişikliğinin ölümle sonuçlanmayan hastalıkları da tetiklediğine dikkati çekerek, özellikle yüz felci vakalarının görülme sıklığının arttığını, sıcaklıkların artmasıyla ilişkilendirilen diğer hastalığın da Multipl Skleroz (MS) olduğunu söyledi. MS'nin, sinir iletimlerinde problemlere yol açan ve beyinle omurilikteki sinirlerin erimesine neden olan bir hastalık olduğunu, bu hastaların aşırı sıcaklara maruz kalmalarının semptomları artırabileceğini dile getiren Özkardeş, bu kişilere güneş altında uzun süre kalmaktan kaçınmaları, serin ortamlarda bulunmaları, ılık duş almaları ve sıvı tüketimine özen göstermeleri tavsiyesinde bulundu. İklim değişikliğinin neden olduğu aşırı hava olaylarının migren krizlerini tetikleme potansiyelinden de bahseden Özkardeş, "Özellikle aşırı sıcaklıklara, güçlü esintilere veya sıcaklıkta ani düşüşlere maruz kalmak migren ataklarının sıklığını artırabilir. Bu nedenle, migren hastalarının da hava koşullarına dikkat etmeleri gerekmektedir." diye konuştu. Özkardeş, sözlerini, "Tüm sağlık riskleri göz önünde bulundurularak, iklim değişikliğinin sağlık politikalarında ve bireysel sağlık pratiğinde daha fazla dikkate alınması gerekiyor. Hastaların bilinçlendirilmesi ve uygun önlemlerin alınması, iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini minimize etmede önemli bir adım olacaktır." diyerek tamamladı.

Şanlıurfa’da 17 Kişi Boğuldu Haber

Şanlıurfa’da 17 Kişi Boğuldu

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, bu yıl sulama kanalı ve göletlerde 17 kişinin boğulduğunu belirterek, "Sulama kanalları, barajlar ve göletler yüzmek ve serinlemek için uygun değildir. Buralarda suya girilmesi yasaklanmıştır ve son derece tehlikelidir. Lütfen çocuklarımızı bu tehlikeden koruyalım." uyarısında bulundu. Vali Şıldak, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte Şanlıurfa'da yaşanan suda boğulma olaylarına dikkati çekti. Kanal, baraj ve göletlere girilmemesi çağrısında bulunan Şıldak, 2024 yılında şu ana kadar 12'si çocuk 17 kişinin su kanalı, gölet ve benzeri yerlerde boğulduğunu bildirdi. Vali Şıldak, paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Her yıl yaz döneminde çok sayıda çocuğumuz ve gencimiz maalesef çok üzücü bir şekilde suda boğularak hayatını kaybediyor. Sulama kanalları, barajlar ve göletler yüzmek ve serinlemek için uygun değildir. Buralarda suya girilmesi yasaklanmıştır ve son derece tehlikelidir. Lütfen çocuklarımızı bu tehlikeden koruyalım. Yeni can kayıplarını önleyelim." Dedi. Boğulma vakalarının önüne geçilmesi amacıyla ilgili birimlere, Kaymakamlıklara ve DSİ'ye gerekli önlemlerin artırılması ve vatandaşların bilinçlendirilmesi için talimat verdiğini aktaran Şıldak, ailelerden de çocuklarını bu yönde uyararak yasak ve tehlike arz eden sulara girmemeleri yönünde tedbir almalarını istedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.