Uygulamalarımız appstore googleplay

#Uyarı

gazeteci63.com - Uyarı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Uyarı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Tarım ve Orman Bakanı Uyardı Haber

Tarım ve Orman Bakanı Uyardı

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tavuk döner nedeniyle yaşanan zehirlenme vakaları nedeniyle denetimleri sıklaştırdıklarına dikkati çekerek "Üreticileri uyarıyorum, çok ağır cezalar uygulayacağız ve kapatma işlemini gerçekleştireceğiz." dedi. Yumaklı, Türkiye Şap Enstitüsünü ziyaret ederek burada incelemelerde bulundu. Bakan Yumaklı, burada yaptığı açıklamada, enstitünün, Kovid-19 salgını döneminde TURKOVAC aşısının üretilmesi çalışmalarına destek veren tecrübeli kurumlardan biri olduğuna işaret ederek "Dünyada şap aşısı üreten 7 merkezden birinin bu enstitüsü olduğunu gururla söylemek istiyorum." diye konuştu. Yumaklı, Türkiye'nin 1967'de sadece 12 milyon doz aşı üretebildiğini, 2022'de bu sayının yaklaşık 128 milyon doza yükseldiğini aktararak "Bu yıl bu rakam 200 milyon doza ulaşacak. Dolayısıyla son derece önemli bir aşama katetmiş durumdayız." ifadelerini kullandı. Söz konusu aşıların ihracatında da önemli bir aşama katedildiğini aktaran Yumaklı, "2024'te yaklaşık 11 milyon doz aşı ihracatı yapıldı ve kademe kademe devam ediyor. Özellikle dost ve kardeş ülkelerin çok yoğun talebi var. Dolayısıyla bu enstitünün şap aşısı üretimiyle ilgili kabiliyetini de kapasitesini de arttırmak üzere çalışmalarımız devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu. Yumaklı, aşılama kampanyasını 17 Şubat'ta başlattıklarını anımsatarak "13 Nisan itibarıyla sona erecekti ancak araya bayramın girmesi ve diğer unsurlarla birlikte bunu 2 Mayıs'a kadar uzattık. Dolayısıyla bütün çiftçiler ve üreticilerimizin, aşılama kampanyasını yaptırmamış olanların mutlaka ama mutlaka bu süre içerisinde yaptırmalarını istirham ediyoruz." dedi. "Sağlığı tehlikeye düşürecek herhangi ürünü vatandaşlarımızın hizmetine sunmayın" Yumaklı, Bakanlığının önemli görevlerinden birinin de güvenilir ve kaliteli gıdaya erişim konusunda çalışmalar yapmak olduğuna işaret ederek vatandaşların güvenilir gıdaya ulaşabilmesi için denetimlerin devam ettiğini bildirdi. En iyi denetçinin vatandaşın kendisi olduğuna dikkati çeken Yumaklı, vatandaşların bu konuda tespit ettiği uygunsuzlukları Bakanlığa bildirmelerini istedi. Yumaklı, son günlerde tavuk döner başta olmak üzere, gıda zehirlenmelerinin yaşandığına dikkati çekerek bu tür hadiselerin olmaması için önden önlem alınması gerektiğini vurguladı. Denetimleri sıklaştırdıklarını ve ekiplerin sahada teyakkuzda olduğunu belirten Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer bir gün bu ürünü satışa sundunuz ve akşama kaldı, bunu ertesi gün kullanamazsınız, yasaktır. Ancak maalesef kar hırsıyla bu, bir sonraki gün çiğ etle beraber pişiriliyor. Bozulmayla ilgili emarelerin, tatla ilgili değişikliklerin elimine edilmesi için farklı türde sosların kullanılması gibi bir alışkanlık son günlerde ortaya çıktı. Bunlarla ilgili denetimlerimizi sıklaştırdık. Bu tür işlere tevessül eden üreticileri uyarıyorum, herhangi bir denetimde bunu tespit ettiğimizde çok ağır cezalar uygulayacağız ve kapatma işlemini gerçekleştireceğiz. Dolayısıyla lütfen bu konuda hassasiyet gösterin, sağlığı tehlikeye düşürecek herhangi ürünü vatandaşlarımızın hizmetine sunmayın." "Fuar, tanıtım günleri, panayır gibi etkinlikleri de denetleyeceğiz" Yumaklı, hem sektörel hem de bölge bazlı denetimleri devam ettirdiklerini bildirerek 1 Nisan'da lokanta ve restoran gibi toplu tüketim yerlerinde denetimlerin başladığını söyledi. Valilikler vasıtasıyla yerel yönetimlere uyarıları olacağını belirten Yumaklı, "Özellikle fuar, tanıtım günleri, panayır gibi etkinliklerde gıda satış ve tüketim yerlerinin sahip olması gereken hijyen kuralları ile o ürünlerin sunumu ve içeriğine kadar nasıl olması gerektiğiyle ilgili bildirimi kendilerine yapacağız ve ayrıca denetleyeceğiz." diye konuştu. Yumaklı, "yöresel, organik ve ekolojik" tanımlarıyla satılan ve bu şekilde olmadığı tespit edilen ürünlere yönelik de denetimlerin devam ettiğini ifade etti. Denetim sonuçlarına ilişkin de bilgi veren Yumaklı, "1 Nisan'dan itibaren 13 bin 691 gıda kontrolü gerçekleştirdik, bunlarda 224 uygunsuzluk tespit ettik ve 22 milyon lira idari para cezası uyguladık. Halkımızın güvenilir gıdaya ulaşımıyla alakalı hiçbir uygunsuzluğa toleransımız olmayacak, hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız." dedi. Üreticilere zirai don uyarısı Yumaklı, iklim değişikliğinin tarıma etkisine işaret ederek kuraklık ve zirai don olaylarıyla çok sık karşılaştıklarını bildirdi. Özellikle 5 gün boyunca ülkenin belli bölgelerinde olumsuz hava koşullarının tarımsal üretimi etkileme potansiyeline sahip olduğuna dikkati çeken Yumaklı, şunları kaydetti: "Özellikle zirai don, dolu, sel ve taşkın gibi konularda vatandaşlarımızın, üreticilerimizin arkadaşlarımız tarafından yapılan uyarılara riayet etmelerini özellikle kendilerinden istirham ediyoruz. Hem bizim il ve ilçe müdürlüklerimize hem de ALO TARSİM 172 Hattı'na ihbarda bulunmalarını özellikle rica ediyorum. Önemli başka bir husus sigorta konusu. Devletimiz, her türlü olumsuz duruma karşı tarımsal üretimi sigorta altına alacak poliçe bedelinin yüzde 70'ini ödüyor. Çiftçilerimizin, üreticilerimizin bundan sonra çok daha fazla yaşanması muhtemel doğa olaylarından etkilenmemesi için bu sigortayı yaptırmalarını özellikle kendilerinden istirham ediyoruz."

31 İl İçin Sağanak Uyarısı Haber

31 İl İçin Sağanak Uyarısı

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), bugün 29 il için "sarı", Hakkari ve Van için ise "turuncu" yağış uyarısı verildiğini bildirdi. AFAD'dan yapılan açıklamada, bugün Doğu Anadolu'nun doğusu, Güneydoğu Anadolu ile Elazığ ve Hatay çevrelerinde kuvvetli rüzgar ve fırtına beklendiği belirtildi. Açıklamada, İç Anadolu'nun doğusunda, çarşamba günü öğle saatlerinden itibaren yağmur ve sağanak şeklinde devam eden yağışların, Niğde, Kayseri ve Sivas çevrelerinde yerel kuvvetli, gece saatlerinde karla karışık yağmur ve kar yağışına döneceğinin tahmin edildiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi: "Perşembe günü sabah saatlerine kadar Niğde il geneli ile Kayseri ve Sivas'ın güney ve doğusunda yer yer kuvvetli kar şeklinde olması ve Doğu Karadeniz'de görülen yağışların, çarşamba sabah saatlerinden sonra Ordu il geneli ile Tokat'ın kuzey ve doğusu, öğleden sonra Giresun, Trabzon ve Rize çevreleri ile Gümüşhane'nin kuzeyi ve Artvin'in batısında kuvvetli olması, kıyı şeridinde yerel kuvvetli yağmur ve sağanak, iç kesimlerde kuvvetli ve yer yer yoğun kar şeklinde olması bekleniyor." Açıklamada, Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan son bilgilere göre bugün 29 il için "sarı", Hakkari ve Van için ise "turuncu" yağış uyarısı verildiği bildirildi. Söz konusu illerin valiliklerine bilgi verildiği aktarılan açıklamada, "Turuncu uyarı verilen illerde yaşayan vatandaşlarımıza SMS yoluyla bilgilendirilme yapılmıştır. Vatandaşlarımızın sel, su baskını, yıldırım, yağış anında kuvvetli rüzgar ve fırtına, hortum, ulaşımda aksamalar, çatı uçması, soba ve doğalgaz kaynaklı zehirlenmeler ile yüksek kar örtüsü olan yerlerde çığ gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olmasını, yetkili mercilerin uyarılarını dikkate almalarını önemle hatırlatıyoruz." denildi.

Sürücülere Yol Hipnozu Uyarısı Haber

Sürücülere Yol Hipnozu Uyarısı

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), dikkat dağınıklığına yol açarak kazalara neden olabilen "yol hipnozu"na karşı sürücüleri uyardı. Trafik Başkan Yardımcısı 1. Sınıf Emniyet Müdürü Ümit Mutlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, trafik kazalarını önleyerek, tüm yol kullanıcılarına güvenli bir trafik ortamı oluşturmak için düzenleme ve denetim faaliyetlerini aralıksız sürdürdüklerini belirtti. Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Belgesi kapsamında, trafik kazası kaynaklı ölümleri 2030'a kadar yarı yarıya azaltmak ve 2050 yılı itibariyle de sıfıra indirmek için çalıştıklarını ifade eden Mutlu, geçen yıl yaşanan trafik kazalarında 6 bin 351 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlattı. Trafik kazaları ve can kayıplarının nedenlerin başında, aşırı ve yol durumuna uygun olmayan hızlarda araç kullanımı geldiğine işaret eden Mutlu, "Bir diğer önemli kaza nedeni de arkadan çarpma şeklinde meydana gelen kazalardır. Arkadan çarpma şeklinde meydana gelen trafik kazalarını önlemek adına sürücülerin önlerinde giden araçları uygun mesafeden takibi önem taşımaktadır. 2024 yılında meydana gelen trafik kazalarının yüzde 11'i arkadan çarpma şeklinde meydana gelmiş ve bu kazalarda 688 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir." dedi. Uzun mesafeli araç kullanımının genellikle yılın belirli dönemlerinde, dini ve resmi bayramlar ile tatillerde gerçekleştiğini dile getiren Mutlu, sürücülerin "yol hipnozuna" dikkat etmeleri gerektiğinin altını çizdi. Mutlu, şunları kaydetti: "Arkadan çarpma şeklinde meydana gelen trafik kazalarının nedenlerinden biri de 'yol hipnozudur. Yol hipnozu, sürücünün uzun süre aynı hızda, benzer yol koşulunda araç kullanması sonucunda dikkat dağınıklığı yaşaması ve farkındalığın azalması durumudur. Bu durumla, özellikle gece saatlerinde, monoton yol koşullarında ya da düz ve kıvrımsız yollarda daha sık karşılaşılmaktadır. Yol hipnozunda sürücü, bilinci açık olsa da dikkat düzeyi düşmekte, çevresel uyaranlara karşı tepkisi yavaşlamaktadır." "Uykunuzu alıp yola çıkın" Sürücülerin uzun mesafeli araç kullanımı öncesinde dinlenmeleri ve uykularını almış olarak yola çıkmalarının büyük önem taşıdığının altını çizen Mutlu, "Trafik kazalarının büyük bir çoğunluğunun sürücü hatalarından kaynaklandığı göz önünde bulundurulduğunda sürücülere uzun mesafeli seyahatlerinde, belirli aralıklarla mola vermelerini, uyku halini önlemek için molalarda çay veya kahve içmelerini, araç içerisini havalandırmalarını ve temiz hava almalarını, aracın dikiz aynalarını belirli aralıklarla kontrol etmelerini, ayrıca müzik dinlemelerini öneriyoruz." ifadesini kullandı. Mutlu, sürücülere, güvenli bir sürüş için hız sınırlarına uymalarını, araçta bulunanların emniyet kemerini takmaları, kara yolundaki trafik işaret ve levhalarına dikkat etmeleri tavsiyesinde bulundu. Yol hipnozu gibi durumlara karşı sürücü ve yolcuların korunması amacıyla 2020'de yayımlanan mevzuat ile yeni üretilen araçlarda "Sürücü Dalgınlık ve Dikkat Uyarı" sistemi, 7 Temmuz 2024'den itibaren üretilen araçlarda ise "Gelişmiş Sürücü Dikkat Dağınıklığı Uyarı" sisteminin bulunmasının zorunlu kılındığını anımsatan Mutlu, düzenlemeler ile sürüş güvenliğinin artırılmasının amaçlandığını söyledi. Sürücü hatalarının telafisi amacıyla yürütülen diğer bir uygulamanın da şehirler arası yollarda yol kenarlarına yapılan "Sarsma Bantları" olduğunu ifade eden Mutlu, "Sarsma Bantları" ile dikkat dağınıklığı sonucu yoldan çıkma şeklinde meydana gelen trafik kazalarının önlenmesinin hedeflendiğini kaydetti.

Bayramda Şeker Tüketimine Dikkat Haber

Bayramda Şeker Tüketimine Dikkat

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülay Karagüzel, kontrolsüz şeker tüketiminin dokulara zarar verdiğini belirterek, sağlıklı beslenme için şekerli gıdalardan uzak durulması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Karagüzel, AA muhabirine, Ramazan Bayramı'nda endokrinologlar olarak fazla şeker ve tatlı tüketimi nedeniyle biraz tedirgin olduklarını söyledi. Bayram ziyaretlerinde ilk olarak tatlı, şeker ya da çikolata ikram edildiğini anlatan Karagüzel, "Tüketimi sınırlandırmazsak bu durum kan şekerinin yükselmesine sebep olabiliyor." diye konuştu. Diyabetli çocuklara ekstra dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Karagüzel, şöyle devam etti: "Özellikle çocuk diyabetliyse tüketimi daha sınırlandırmamız gerekiyor. Aslında şekerin ve tatlı gıdaların sağlıklı beslenmede yeri yok. Bu nedenle tüketim çok sınırlı olmalı. Tabii gerçekçi de olmalıyız, şekeri kısıtlamak istesek de tamamen kaldırmak ya da beslenmeden çıkarmak çok da mümkün olmuyor ama kesinlikle sınırlandırmak gerekiyor ki kan şekeri yüksekliğiyle ilişkili komplikasyonlardan kaçınalım." Karagüzel, şeker ve tatlı tüketiminde sınırlamanın önemine dikkati çekerek, "Özellikle diyabet olmayıp da diyabet için riski yüksek olan çocuklarda şeker ya da tatlı tüketimi sınırlandırılmadığında diyabet tablosu daha erken ortaya çıkabiliyor ya da diyabetli çocuklarda bu besinlerin tüketimi sınırlı olmazsa diyabetin en kötü, tehlikeli ve istemediğimiz tablolarından bir tanesi olan diyabetik ketoasidoz ortaya çıkabiliyor." dedi. Diyabetik ketoasidozun ağır bir tablo olduğu için yoğun bakım izlemi gerektirdiğinin altını çizen Karagüzel, şunları kaydetti: "Diyabetik çocuklara eğitim veriyoruz. O eğitimlerde kan şekeri yüksekliğinin nasıl yönetileceği de aslında var. Dolayısıyla Ramazan Bayramı'nda sınırlı tatlı tüketimi yapmazsak daha sık kan şekeri ölçümü ya da sensör kullanan hastalar için sensör verilerinin daha dikkatli ve özenli takibiyle önlem almak gerekiyor. Kan şekerini daha sık kontrol ettiğimizde ona göre gerekirse ek doz insülin yapmak çok önemli." "Çikolatanın şeker içeriğinin yanı sıra yağ içeriği de yüksek" Su tüketiminin de çok önemli olduğunu belirten Karagüzel, "Yeterince su tüketimini özendirmek gerekiyor. Tabii ki hareketlilik çok önemli. Bayramda aynı zamanda tatil de olduğundan parklarda, açık havada fiziksel aktivite yaparak geçirilen zaman arttırılabilir." diye konuştu. Karagüzel, sağlıklı beslenmenin her kesim için önemine işaret ederek, "Bütün çocuklar ve bireyler için aslında sağlıklı beslenmede fazla şekerli, tatlı gıda tüketiminin yeri yok. Bunlardan kaçınmalıyız, sınırlandırmalıyız. Tamamen yasaklamak ya da tamamen çıkarmak çok mümkün olmuyor, hepimiz bunun farkındayız ama sınırlandırmak sağlıklı yaşam için önemli." ifadelerini kullandı. Çikolatada şekerin yanı sıra yağ içeriğinin de yüksek olduğuna dikkati çeken Karagüzel, "O nedenle kan şekeri yükselmesi, genellikle çikolata tüketiminden 3-4 saat sonrasında oluyor. Bunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor." dedi. Karagüzel, kan şekeri yükselmesinin önemli ve çok dikkat edilmesi gereken bir durum olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu: "Şekerli gıdaları kontrolsüz tükettiğimizde kan şekeri yüksekliği, dokulara bir çeşit zehir etkisi yapıyor ve onunla ilgili hücresel düzeyde zararlı etkiler ortaya çıkıyor. O nedenle sağlıklı beslenmede mümkün olduğunca şekerli gıdalardan uzak durarak beslenme programınızı ayarlamamız gerekiyor."

Ani Sıcaklık Değişimine Dikkat Haber

Ani Sıcaklık Değişimine Dikkat

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, "Gribal enfeksiyon döneminden çıkıyoruz ama bu sıcak soğuk dengesi üst solunum yolu enfeksiyonu kapmanıza sebep olabilir." dedi. Şener, AA muhabirine son haftalarda ülke genelinde hava sıcaklıklarının ani değişimler gösterdiğini ifade ederek, İzmir'de 30 dereceleri geçen sıcaklığın birkaç gün içinde 9 dereceye kadar düştüğüne dikkati çekti. Yaşanan ani sıcaklık değişimlerinin insan sağlığını olumsuz etkileyebildiğini kaydeden Şener, "Özellikle okul çağı çocukları için ciddi problem olabiliyor. Bu dengesiz ısı değişimlerinde ister istemez çocuklar ve yaşlılar kıyafet dengesini iyi ayarlayamayabiliyor. Kalın ve ince giyinme, güneşli yerde bulunma, güneşli havada dolaşma gibi gerekçelerle vücudun terleme ve soğuma periyodu değişiyor. Şu aşamada yavaş yavaş gribal enfeksiyon döneminden çıkıyoruz ama bu sıcak soğuk dengesi son gribal enfeksiyonunuzu, üst solunum yolu enfeksiyonunu kapmanıza sebep olabilir." diye konuştu. "Bu dönemde griple alerjiyi ayırt etmek zor olabiliyor" Prof. Dr. Alper Şener bu dönemdeki her öksürük, geniz akıntısı, burunda tıkanıklığın soğuk algınlığı ya da grip ile açıklamayacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tam bir ara geçiş dönemi. Çünkü polenler de çıkmaya başladı. Çiçek tozlaşmaları da başladı. Birlikte ortaya çıkan durumlarda gribal enfeksiyon mu yoksa alerji mi, ayırt etmek zor olabiliyor. Alerjiyle gribal enfeksiyonu birbirinden ayırt etmekte en önemli parametre ateş. Eğer ateş, kas ağrısı, eklem ağrısı varsa bu gribal bir üst solunum yolu enfeksiyonu demektir. Burun akıntısı ve tıkanıklığı, ateşin eşlik etmediği hapşırma nöbetleri, hapşırma nöbetleriyle birlikte gözlerde sulanma, kaşınma gibi bulgular varsa bu da alerjiye bağlı bulgular." Yaşlı hastalarda virüsün üst solunum yolunda kalmayıp alt solunum yoluna da inebildiğini söyleyen Şener, "Bu mevsim dönemlerinde daha sık alt solunum yollarına iniyor. 65 yaş üstü kişilerde grip sezonundan tam çıkmadığımızın altını çizmekte fayda var." dedi. Şener, ani sıcaklık değişimlerinde kıyafet seçiminin önemine değinerek, kat kat giyinmenin doğru olacağını, böylece sıcakladıkça bir katın çıkarılabileceğini ifade etti. Terin emilmesi için pamuklu kıyafetler tercih edilmesini öneren Şener, terlemeyle vücudun ısı dengesini bozabilecek sentetik kıyafetlerden uzak durulması gerektiğini sözlerine ekledi.

Ramazan’da İlaç Kullanımı Uyarısı Haber

Ramazan’da İlaç Kullanımı Uyarısı

Prof. Dr. Turan Set, diyabet, kalp hastalığı, yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği ve epilepsi gibi birçok kronik hastalıkta ilaçların ihmal edilmeden kullanılmasının hayati önem taşıdığını söyledi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Set, AA muhabirine, ramazanda insanların günlük yaşamı, beslenme ve uyku düzeninin önemli derecede etkilendiğini söyledi. Kronik hastalıkları nedeniyle ilaç kullanan bireylerin, mutlaka doktorları tarafından değerlendirilerek oruç tutmaya uygun olup olmadığına karar verilmesi gerektiğini belirten Set, "Özellikle diyabet, kalp hastalığı, yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği ve epilepsi gibi bir çok kronik hastalıkta ilaçların ihmal edilmeden kullanılması hayati önem taşımaktadır. Eğer bu değerlendirmeler sonucunda kişinin oruç tutmaya uygun olduğuna karar verilirse, kullanımda olan ilaçları iftar ve sahura göre planlanabilir." diye konuştu. Set, günde tek doz kullanılan ilaçların sahur ya da iftarda olacak şekilde kullanılabileceğini dile getirerek, "Günde 2 defa alınan ilaçlar sahur, iftar şeklinde ayarlanabilir. Tabi bunların yanında 3 veya daha fazla kullanımda olan ilaçlar oruç düzenine uymayabilir. Bu durumda yeni bir planlama gerekebilir. Hekimleri tarafından bu planlamalar yapılabilir." ifadesini kullandı. "Sıvı alımına özellikle iftar ve sahur sürecinde dikkat etmeleri gerekir" Kişinin kullandığı ilaçları kesinlikle aksatmaması gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Set, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kronik hastalıklarda örneğin şeker hastalığı, tansiyon gibi çok ciddi hayati problemlerle karşı karşıya kalınabilir. İlaç kullanımının yanında özellikle kronik hastalığı olan bireylerin aynı zamanda sıvı elektrolit dengesini korunması için yeterli sıvı alımına özellikle iftar ve sahur sürecinde dikkat etmeleri gerekir. Aynı zamanda dengeli ve doğru beslenme bu süreçte önemlidir." Set, sıvı alımında su tüketimin çok önemli olduğuna işaret ederek, "Kahve, çay ve benzeri diğer içecekler suyun yerini tutmaz. O nedenle günlük ortalama kişinin kilosuna göre tabii ki değişebilir. 2-3 litre arası su tüketimi önerilmektedir." dedi. Ramazanda kronik hastaların bilinçli ilaç kullanımına dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayan Set, şunları kaydetti: "Kronik hastalığı olan bireyler ramazanda ilaç kullanımını ihmal etmemelidir. Aynı zamanda sıvı tüketimi, uyku düzeni ve dengeli beslenme de çok önemli. Bunun yanında bazı özel durumlarda ve hastalıkların iyileşme sürecinde oruçları ileriki bir dönemi ertelenebilir. Diğer taraftan tabii ki eğer oruç tutmaları uygun değilse, sağlıklarını riske atacak bir problem teşkil edecekse hekimlerinin önerilerini mutlaka uymaları gerekir."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.