Uygulamalarımız appstore googleplay

#Yaz Mevsimi

gazeteci63.com - Yaz Mevsimi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yaz Mevsimi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

54 Yılın En Sıcak Yaz Mevsimi Haber

54 Yılın En Sıcak Yaz Mevsimi

Türkiye'de 2024 yılının yaz mevsimi, son 54 yılın en sıcak yazı olarak kayıtlara geçti. AA muhabirinin Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'de uzun yıllar yaz (haziran, temmuz, ağustos) mevsimi ortalama sıcaklığı 24 derece olarak ölçüldü. Bu yaz ise ortalama sıcaklık 2,1 derece artarak 26,1 dereceye yükseldi. Bu yılın yaz mevsiminde ortalama sıcaklıklar, Dalaman, Antakya, Finike, Korkuteli, Sivas, Kırıkkale, Yozgat, Kırşehir, Gemerek, Nevşehir, Zara, Kangal, Pınarbaşı (Kayseri) Ilgın, İnebolu, Ordu, Hopa, Artvin, Gümüşhane, Bayburt, Ünye, Pazar (Rize), Tosya, Osmancık, Kızılcahamam, İspir, Oltu, Şebinkarahisar, Doğu Anadolu Bölgesi'nin genelinde, Siirt, Mardin, Diyarbakır, Batman, Çermik, Birecik çevrelerinde mevsim normalleri civarında gerçekleşti. Yurdun diğer yerlerinde yaz mevsiminde ortalama sıcaklıklar, mevsim normallerinin üzerinde kayıtlara geçti. Yaz mevsiminde en yüksek sıcaklık 47,8 derece ile Ceylanpınar'da, en düşük sıcaklık ise 1,6 dereceyle Erzurum'da ölçüldü. 2024 yılının haziran ortalama sıcaklığı 25,4 derece ile 1991-2020 normallerinin 3,6 derece üzerinde kaydedildi. Bu yıl temmuz ortalama sıcaklığı 26,7 derece ile 1991-2020 normallerinin 1,7 derece, ağustos ortalama sıcaklığı ise 26,4 derece ile 1991-2020 normallerinin 1,3 derece üzerinde ölçüldü. Bu veriler doğrultusunda Türkiye'de en sıcak yaz mevsiminin 2024 yılında yaşandığı tespit edildi. Bu yaz son 54 yılın en sıcak yaz mevsimi olarak kayıtlara geçti. 2010 yılında ise Türkiye'de en sıcak yaz mevsimi yaşanmıştı. Türkiye'nin yıllara göre en sıcak geçen ilk 10 yaz mevsimi şöyle sıralandı: Sıra Yıl 1. 2024 2. 2010 3. 2012 4. 2016 5. 2007 6. 2023 7. 2021 8. 2017 9. 2022 10. 2018 Marmara Bölgesi'nde en yüksek sıcaklık Edirne'de Marmara Bölgesi'nde yaz mevsiminde ortalama sıcaklıklar bölgenin tamamında mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşti. Bölgede en düşük sıcaklık 11,2 derece ile Balıkesir'de, en yüksek sıcaklık ise 41,4 derece ile Edirne'de ölçüldü. Ege Bölgesi'nde ortalama sıcaklıklar bölgenin tamamında mevsim normallerinin üzerinde kaydedilirken, en düşük sıcaklık 8,1 derece ile Gediz'de, en yüksek sıcaklık ise 44,6 derece ile Aydın'da kayıtlara geçti. Akdeniz Bölgesi'nde yazın ortalama sıcaklıklar, Dalaman, Antakya, Finike, Korkuteli'de mevsim normalleri civarında, bölgenin diğer kesimlerinde mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşti. Akdeniz Bölgesi'nde en düşük sıcaklık 6,2 derece ile Göksun'da, en yüksek sıcaklık ise 44,7 derece ile Manavgat'ta ölçüldü. İç Anadolu'da en yüksek sıcaklık Polatlı'da İç Anadolu Bölgesi'nde sıcaklıklar Sivas, Kırıkkale, Yozgat, Kırşehir, Gemerek, Nevşehir, Zara, Kangal, Pınarbaşı (Kayseri) Ilgın'da mevsim normalleri civarında, bölgenin diğer kesimlerinde mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşti. Bölgede en düşük sıcaklık 1,9 derece ile Kangal'da, en yüksek sıcaklık ise 40 derece ile Polatlı'da ölçüldü. Karadeniz Bölgesi'nde ortalama sıcaklıklar İnebolu, Ordu, Hopa, Artvin, Gümüşhane, Bayburt, Ünye, Pazar (Rize), Tosya, Osmancık, Kızılcahamam, İspir, Oltu, Şebinkarahisar'da mevsim normalleri civarında, bölgenin diğer kesimlerinde ise mevsim normallerinin üzerinde yaşandı. Karadeniz Bölgesi'nde en düşük sıcaklık 4,8 derece ile Bayburt'ta, en yüksek sıcaklık 40,7 derece ile Amasya'da görüldü. Doğu Anadolu Bölgesi'nde sıcaklıklar Doğanşehir'de mevsim normallerinin üzerinde, bölgenin diğer kesimlerinde mevsim normalleri civarında tespit edildi. Bölgede en düşük sıcaklık 1,6 derece ile Erzurum'da, en yüksek sıcaklık ise 40,9 derece ile Ergani'de ölçüldü. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ortalama sıcaklık Siirt, Mardin, Diyarbakır, Batman, Çermik, Birecik'te mevsim normalleri civarında, bölgenin diğer kesimlerinde mevsim normallerinin üzerinde kaydedildi. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde en düşük sıcaklık 13 derece ile Batman'da, en yüksek sıcaklık ise 47,8 derece ile Ceylanpınar'da kayıtlara geçti.

KOAH ve Astım Hastalarına Uyarı Haber

KOAH ve Astım Hastalarına Uyarı

Sağlık Bakanlığı, astım ve KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) hastalarını, nem oranının arttığı zamanlarda mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamaları ve nem oranı yüksek bölgelere seyahat etmemeleri konusunda uyardı. Bakanlık, kronik hastalıklar grubundan astım ve KOAH rahatsızlığı bulunanların yaz aylarında atak yaşama riskini azaltmak için alınması gereken önlemlere yönelik bilgilendirme yaptı. Buna göre, aşırı sıcaklar ile yüksek nem, astım ve KOAH gibi kronik hava yolu hastalıklarında nefes darlığı, öksürük ve balgam miktarında artışa ve bu rahatsızlıkların seyrinin kötüleşmesine neden olabiliyor. Aynı zamanda yüksek sıcaklıkta, ağızdan nefes alınması halinde solunum yolu hücreleri aşırı su kaybederek, solunum yolu tahriş edicilerine karşı hassasiyeti artırıyor. Bu durum astım ve KOAH hastalarında nefes darlığı ataklarına yol açabiliyor. Bu nedenle hastaların, nem oranının arttığı dönemlerde ve saatlerde mecbur kalmadıkça dışarı çıkmaması, nem oranı yüksek bölgelere seyahat etmemesi gerekiyor. Özellikle KOAH'ta solunan havadaki nem oranının normal seviyenin altında veya üstünde olması, balgam çıkışını engelleyerek solunum yollarında tıkanma ve enfeksiyonlara sebep olabiliyor. Hastaların nem ve ısı ölçerler kullanarak bulunduğu kapalı ortamların nem ve ısı oranını dengede tutması, aşırı nemli ortamlardan kaçınması büyük önem taşıyor. Polen alerjisi olan hastaların, sıcak ve rüzgarlı havalarda dışarı çıkmaması, çıkmaları gerektiğinde ise maske takması, dışarıdan eve geldiklerinde giysilerini hemen değiştirmesi ve banyo yapması, sabah polenler havada yoğun bulunduğundan bu saatlerde evlerini havalandırmaması tavsiye ediliyor. "10.00-16.00 saatlerinde açık havada bulunmaktan kaçının" Aşırı sıcak havalarda ayrıca şunlara dikkat edilmesi gerekiyor: "Güneş ışınlarının etkisinin en güçlü olduğu 10.00-16.00 saatlerinde açık havada bulunmaktan kaçının. Dışarı çıkmak mecburiyetinde kalırsanız serin ve gölge alanları tercih edin. Mevsim şartlarına uygun, terletmeyen, hafif, rahat, açık renkli giysiler giymeye özen gösterin. Evde veya taşıtta mümkünse pencere açmak yerine klima kullanın ancak klimanın temizliğini ve bakımını mutlaka düzenli olarak yaptırın. Meyve, sebze ve yüksek lifli yiyecekler içeren sağlıklı beslenme planına uyun. Tavuk, balık ve hindi gibi yağsız protein türlerini tercih edin. Tatlılar başta olmak üzere şeker oranı yüksek yiyeceklerden uzak durun. Yeteri kadar su içmeyi ihmal etmeyin. Alkollü, kafeinli, şekerli içeceklerden uzak durun. Yorucu fiziksel aktivitelerden kaçının. Sabah erken saatleri veya akşam saatlerini tercih ederek düzenli yürüyüş yapın. Yürüyüşün hem öncesi hem de sonrasında mutlaka sıvı alın. Seyahate çıkmadan önce sağlık kontrolünüzü yaptırın, hekiminizin reçete ettiği alerji ilaçlarınızı ve inhaler ilaçlarınızı tedarik edin. İlaçlarınızı hekiminizin önerdiği şekilde, dozda ve sürede düzenli kullanın. Havuz dezenfeksiyonunda kullanılan klor veya diğer dezenfektanlar atakları tetikleyebilir, bu nedenle havuz yerine denize girmeyi tercih edin. Hekiminizden sizin sağlık durumunuza özel dikkat etmeniz gerekenler konusunda bilgi alın." Öte yandan, tedbir olarak yakınlarının, bir arada bulunmadığı astım veya KOAH hastasıyla düzenli iletişim kurması da önem taşıyor.

Yazın Hijyen ve Beslenmeye Dikkat Haber

Yazın Hijyen ve Beslenmeye Dikkat

Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akdoğan, sıcak günlerde ishal vakalarının arttığını belirterek, "Bol sıvı ile birlikte posasız ve yağsız gıdaları tüketmeyi öneririz." dedi. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Akdoğan, AA muhabirine, mikroorganizmaların hava sıcaklıklarının yüksek olduğu dönemlerde açıkta bekletilen gıdaların üzerinde daha kolay üreme fırsatı bulmasından dolayı yaz döneminde ishal vakalarında artış gözlendiğine işaret etti. Bu yıl da hava sıcaklıklarının yükselmesiyle birlikte ishal şikayetiyle hastaneye gelen kişi sayısında artış yaşandığını belirten Akdoğan, "Sıcaklığın artmasıyla gıdaların kontamine (İstenmeyen zararlı maddelerin veya mikroorganizmaların besine bulaşması) olması ve hijyen şartlarındaki aksaklıklar ishal vakalarının artmasına neden olabiliyor. Yaz döneminde havaların ısınmasıyla gıdaların üzerindeki mikroorganizmaların üremesi kolaylaşıyor ve artıyor. Aynı zamanda saklama koşullarıyla ilgili de sıkıntılar yaşanıyor. Bu şekilde uygunsuz, açık ortamda kalan gıdaların tüketilmesiyle ishal sayıları da artabiliyor." diye konuştu. Akdoğan, mide ve bağırsak sistemindeki enfeksiyonun neden olduğu ishal rahatsızlığında yüksek sıcaklık ve el hijyeninin temel iki unsur olduğunu vurguladı. İshalin çok sulu ya da kanlı şekilde görülebildiğine dikkati çeken Akdoğan, ishale yakalananların 1-2 gün içinde rahatsızlığının geçmemesi durumunda, aşırı sıvı kaybına neden olacağı için mutlaka bir hekime başvurması gerektiğini aktardı. İshal sürecinde vücuttaki sıvı kaybının telafi edilmesinin öneminin altını çizen Akdoğan, şöyle devam etti: "İshaldeki en önemli problemlerden biri sıvı kaybı. Sıvı kaybının mutlaka yerine konması gerekiyor. Hafif sıvı kayıpları ayakta tedavi edilebilir ama orta ve şiddetli sıvı kayıplarında mutlaka hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi gerekir. Özellikle yaşlı ve çocuklarda, bağışıklığı baskılanmış kanser hastaları, kemoterapi gören hastalarda bu sıvı kayıpları çok önemli olabiliyor. Yerinde ve zamanında müdahale edilmezse ölüme kadar ilerleyebilir. Bu nedenle bu tarz hastalarda özellikle çok dikkat edilmesi gerekiyor. Zamanında sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri gerekir. İshal genelde 2-3 gün içinde kendi kendini sınırlar ama sınırlayıcı olmuyorsa, ishal sayısı çok fazla ise bu durumda sıvı açığının engellenmesi için mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulmalı." Akdoğan, ishal sürecinde beslenmenin de önemine vurgu yaparak, "İshal olan hastalarımızın mutlaka beslenmesine dikkat etmesi gerekiyor. Bol sıvı ile birlikte özellikle pirinçli gıdalar, haşlanmış patates tüketebiliriz. Posasız ve yağsız gıdaları tüketmeyi öneririz. Muz, şeftali tüketilebilir." ifadelerini kullandı. Yaz dönemlerinde hijyene ekstra dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Akdoğan, şunları kaydetti: "Gıdalar açıkta bekletilmemeli, özellikle mayonezli, pirinçli gıdaların açıkta bekletilmemesi gerekiyor. Bunların üzerinde çok kolay mikroorganizma üreyebiliyor. Kaynağı belli olmayan gıdalar tüketilmemeli. Tüketeceğimiz gıdaların, suların mutlaka hijyenik olduğundan emin olmamız gerekiyor. En önemli konu hijyen. Yemekten önce, yemek hazırlamadan önce mutlaka ellerin temiz olması gerekir. Tuvalete girmeden ve tuvaletten çıktıktan sonra el yıkamak çok önemli."

Sahte Güneş Kremi Uyarısı Haber

Sahte Güneş Kremi Uyarısı

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Nurten Saydan, sahte güneş kremlerinin cilt sağlığı için büyük tehlike oluşturduğunu belirterek, güneş kremlerini eczanelerden almaları konusunda vatandaşları uyardı. Saydan, yaptığı yazılı açıklamada, güneş koruyucularının, UV ışınlarını emerek, dağıtarak veya yansıtarak cildi koruyan ve sürülerek uygulanan krem, losyon, yağ, sprey veya jel formunda kozmetik preparatlar olduğunu ifade etti. Yıllık ortalama 10 milyon kutu güneş koruyucu ürünün satıldığına dikkati çeken Saydan, güneş kremlerinin, geniş spektrumlu olması, kızılötesi ışınlara karşı da koruma sağlaması gerektiğine vurgu yaptı. Saydan, "Bu özellikleri barındırmayan ürünler güneşten tam koruyamaz ve ilgili ürünler cilt yaşlanmasına karşı etki, lekelenmeyi önleme, en önemlisi güneş yanığı ve ilerleyen dönemlerde cilt kanseri riskine karşı koruma işlevlerini yerine getiremez." ifadelerini kullandı. Güneş kremlerinin ithal edilen ve fiyatları yüksek ürünler olduğunu, bunun için internet üzerinden satılan sahte güneş kremlerinin vatandaşlara cazip gelebileceğini belirten Saydan, şunları kaydetti: "Çok pahalı bildiğiniz bir ürün eğer çok ucuza satılıyorsa orada mutlaka bir sıkıntı vardır. Sahte güneş kremleri, cilt sağlığı için büyük tehlike oluşturur. Ciltte akne, yağlanma, tahriş ve kanser gibi hastalıklara yol açabilir. Vatandaşlarımız bilmeli ki, eczanelerde sahte ürün olamayacağı için güneş kremlerini de eczanelerden gönül rahatlığıyla alabilirler. Eczanelerimizde, Sağlık Bakanlığı kontrolünde ve denetiminde çalıştığı için asla sahte ürün bulunmaz. Bu yüzden vatandaşlarımız bu konuda dikkatli olmalılar, güneş kremi ve dermokozmetik ürünleri mutlaka eczanelerimizden almalılar."

Sıcaklarda Çocuk Sağlığına Dikkat Haber

Sıcaklarda Çocuk Sağlığına Dikkat

Kayseri Şehir Hastanesi Çocuk Acil Uzmanı Doç. Dr. Murat Doğan, yazın gelmesiyle çocuklarda artan akut ishal vakalarının tedavisinde, doktor önerisi olmadan antibiyotik kullanılmaması gerektiğini belirtti. Doç. Dr. Doğan, yaz aylarında çocuklarda en çok akut ishal şikayetiyle karşılaştıklarını söyledi. Çocuklarda günde 3'ten fazla dışkılamanın ishal olarak değerlendirildiğini dile getiren Doğan, ancak anne sütü veya mamayla beslenenlerde 6'nın üzerinde dışkılamanın Dünya Sağlık Örgütünce ishal kabul edildiğini aktardı. Mevsimsel olarak ishal vakalarında artış yaşandığını belirten Doğan, "Bunun sebebi kontamine sular, gıdalar, tarihi geçmiş ilaçlar, besin zehirlenmeleridir. Okulların da kapalı olmasıyla ishal şikayetiyle gelenlerin sıklığı acil servislerde arttı." dedi. İshalin sebeplerine değinen Doğan, "Bunların başında enfeksiyöz nedenler geliyor, en sık nedeni virüslerdir. Bunun yanında bakteriler, parazitler, mantarlar, diğer enfeksiyöz nedenlerdir. Enfekte olmayan nedenlerin başında da kontamine su ve su ürünleri, kontamine havuz, göl, dere suları, pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri, iyi pişirilmemiş ve iyi yıkanmamış sebze ve meyveler, tarihi geçmiş ürünler, açıkta uzun süre kalmış gıda ürünleri, kontamine olmuş kuyu suları gibi durumlar gelmektedir." diye konuştu. "Çocuk ağlıyor ancak gözyaşı yoksa vücutta sıvı azalmıştır" İshal olan çocukların 24-48 saat boyunca evde bol sıvı tüketip, doğal beslenip dinlenmelerini önerdiklerini vurgulayan Doğan, şöyle devam etti: "Fakat bunları yapmasına rağmen ailede veya çocukta kusma varsa, her yediğini çıkarıyorsa, beslenemiyorsa, cildi kuruysa, mesela ağlıyor ama gözyaşı yoksa, tükürük salgısı iyice azalmış, idrar yapımı azalmışsa, cildinde alacalı görünüm varsa, düşmeyen dirençli ateşi varsa, bilinci bozulmuşsa bu gibi durumlarda büyük ihtimalle çocuğun sıvı kaybı çok fazladır. En yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekir. Bunlar vücutta sıvının tükendiğini gösterir. En önemli belirtilerden biri, cildin hamur kıvamında olması. Cildi buruşturduğumuz zaman eski yerine gelmiyorsa yeteri kadar sıvı yok demektir. İshalde sıvı kaybı yaşandığı için sıvıyla birlikte vücuttaki tuz ürünlerinde de azalma yaşanır. " İshal tedavisinin en büyük kısmını ev tedavisinin oluşturduğunu anlatan Doğan, sıvıyı yerine koymak için çocuklara tuzlu ayran, ev yapımı limonata ve potasyum açısından zengin muz, patates gibi gıdalar verilmesi gerektiğini dile getirdi. Doğan, hastanede ciddi kusmalara karşı kusma ilacı verdiklerini, sıvı kaybı için de damardan sıvı tedavisi önerdiklerini belirtti. Ailelere antibiyotik uyarısı İshalin en sık görülen nedeninin virüsler ve besinler olduğuna dikkati çeken Doğan, şunları kaydetti: "Yapılan tetkikler sonucunda ishalin sebebi bakteri ise tedaviye antibiyotik ekliyoruz ama doktor önerisi olmadan, en sık sebebi besinler ve virüsler olduğu için antibiyotik mümkün olduğunca kullanmıyoruz. Fazla kullanılan antibiyotik, bağırsak mukozasını bozarak ishali daha fazla artırmaktadır. Antibiyotik gerektiren durumlarda, daha çok düşmeyen dirençli ateş, çocuğun hasta görünümü, kanlı ishal ve buna ek olarak laboratuvar tetkikleri bizi yönlendiriyor. Yoksa ailenin veya başka kişilerin verdiği antibiyotik, ishal sıklığını ve süresini daha fazla artırmakta. Biz sıvı tedavisinin yanında probiyotik dediğimiz faydalı bakterileri içeren ürünler, çinko gibi destek ürünleri öneriyoruz. İshalin sıklığını ve süresini azaltmaya yardımcı oluyor." Doğan, ishale karşı uygulanan aşıların hastalığın çok şiddetli geçmesini engellediğini, süresini kısalttığını, bazı çocukları da tamamen koruduğunu belirtti. Ailelerin, kaynağına çok güvenmediği, temiz bulmadığı su kaynaklarından çocuklarını uzak tutması gerektiğini vurgulayan Doğan, "Havuz, dere, göl gibi su kaynaklarına ulaşım arttı. Bağ, bahçede meyve, sebze sezonu açıldı. Sebze ve meyveler bol suyla yıkamadan yenmemeli. Açıkta uzun süre özellikle sıcakta kalmış besin ürünlerinden, pastörize edilmemiş ürünlerden uzak durulmasını öneriyoruz. Yemekten önce ve sonra aile bireyleri, çocuklarıyla birlikte el yıkamayı alışkanlık haline getirmeli." ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.