Uygulamalarımız appstore googleplay

#Yenidoğan Çetesi

gazeteci63.com - Yenidoğan Çetesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yenidoğan Çetesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yenidoğan Çetesi Duruşması Sürüyor Haber

Yenidoğan Çetesi Duruşması Sürüyor

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşması ikinci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu, 8'i kadın 22 tutuklu sanık, 20 tutuksuz sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı. Duruşmayı, çok sayıda avukat ve basın mensubu izliyor. Duruşma, tutuklu sanık Hasan Basri Gök'ün savunmasının alınmasıyla başladı. Öte yandan salonda ve salonun önünde polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor. İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor. Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor. Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı aktarılan iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor. Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede bildiriliyor. Ceza istemleri İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor. Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor. İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor. Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti. Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı. Bu soruşturma ise devam ediyor.

47 Sanığın Yargılanmasına Başlandı Haber

47 Sanığın Yargılanmasına Başlandı

İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davada ilk duruşma yapılıyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince konferans salonunda görülen duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu, 8'i kadın 22 tutuklu sanık, 19 tutuksuz sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuksuz sanıklar ise bulundukları şehirlerdeki adliyelerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Duruşmada, HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, TBMM Adalet Komisyon Üyesi ve AK Parti İstanbul Milletvekili Şengül Karslı, TBMM Adalet Komisyonu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile bazı baro başkanları, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları ile bazı siyasi partilerin temsilcileri ve çok sayıda avukat yer aldı. Mahkeme başkanı, salon şartlarının yetersiz olması sebebiyle TBB Başkanı Sağkan'ın müşteki avukatlarının bulunduğu sıradan kalkarak izleyiciler kısmına geçmesini istedi. Bu talebe tepki gösteren avukatlar ile mahkeme başkanı arasında tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine heyet salondan ayrıldı. Bir süre sonra heyetin salona dönmesiyle duruşma başladı. Mahkeme başkanı, duruşmaya gelen baro başkanlarının isimlerinin zapta geçirileceğini belirterek, onlar adına Sağkan ile Kaboğlu'na söz verilmesine karar verdiklerini kaydetti. Duruşma, kimlik tespitinin yapılmasıyla devam ediyor. "Bu cinayetler zinciri ortaya çıkınca hastaneleri kapatmak akıllarına geldi" Öte yandan duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması yapan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Sağlık Bakanlığının denetim görevini yapmadığını öne sürdü. Olayların başlamasıyla birlikte harekete geçilmediğini anlatan Emir, bu süreçte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunulmadığını iddia etti. Hastanelerin ikisi hariç sekizinin daha geçen ay kapatıldığını belirten Emir, "Yani Türkiye halkı ayağa kalkınca, bu cinayetler zinciri ortaya çıkınca hastaneleri kapatmak akıllarına geldi." dedi. Emir, dosyada yargılanan 47 sanığın buz dağının sadece görünen kısmı olduğunu sözlerine ekledi. Saadet Öğretmen Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkanı Saadet Özkan ise çocukların istismar sonucunda öldürüldüğü duruşmalara girdiklerini dile getirdi. Türkiye tarihinde bebeklere göz dikildiğini hiç görmediklerine dikkati çeken Özkan, "İnsanların en mutlu gününde, evlat sahibi olduğu günde çocuklara göz dikenlerin, onları öldürenlerin, bebek katillerinin bugün davasına giriyoruz. Davanın iddianamesinde gördüğümüz vahamet, gördüğümüz cehalet, gördüğümüz kötülüğe bir daha çağlar boyunca hiç denk gelmeyeceğiz." diye konuştu. Öte yandan salonda ve adliye çevresinde polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor. İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor. Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor. Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı aktarılan iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor. Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede bildiriliyor. Ceza istemleri İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere, toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor. Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor. İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor. Soruşturma kapsamında, İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti. Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı. Bu soruşturma ise devam ediyor.

9 Hastanenin Ruhsatı İptal Edildi Haber

9 Hastanenin Ruhsatı İptal Edildi

Bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine sebebiyet verildiği iddiasına ilişkin soruşturma kapsamında İstanbul'daki 9 özel hastanenin yönetimine ruhsat iptal kararı tebliğ edildi. 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket edilerek, bebek acil hastalarının önceden anlaşılan özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilip ölümlerine sebebiyet verildiği ve haksız kazanç sağlandığı iddiasına ilişkin soruşturma kapsamında İstanbul'daki 9 özel hastanenin yönetimine ruhsat iptal kararı tebliğ edildi. Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne yazı gönderildi. Yazıda, "Teftiş Kurulu Başkanlığının 28 Eylül 2024 tarihindeki sayılı inceleme raporu ve ekleri ile mezkur rapora istinaden Bakanlık makamından alınan 18 Eylül 2024 tarihli onay gereği alınmış olunan ve yazı ekinde yer alan makam onayları doğrultusunda işlem uygulanması, uygulanan bu işlemlerin Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin 'Faaliyetin durdurulması durumunda hastalara ilişkin işlemler' başlıklı 65/A maddesinde yer alan 'Özel hastanenin tamamında veya bir kısmında faaliyetin geçici olarak durdurulması veya ruhsatın iptal edilmesi söz konusu olduğunda müdürlük tarafından öncelikle mevcut yatan hastalarla ilgili tespit yapılır. Nakli mümkün olmayan hastaların tedavilerinin tamamlanmasından ve nakli mümkün olanların da diğer hastanelere nakillerinden sonra özel hastanenin faaliyeti durdurulur. Bu durumdaki hastanelere yeni hasta kabulü yapılamaz.' hükmü doğrultusunda yürütülmesi hususunda bilgilerini ve gereğini rica ederim." ifadelerine yer verildi. Söz konusu yazı üzerine soruşturmada adı geçen Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar ve Özel Silivri Kolan Hospital'ın ruhsatları iptal edildi. Karar hastanelere tebliğ edildi Kararın ardından İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevlileri polis eşliğinde ilgili hastanelere gitti. Hastane yönetimiyle görüşen ekipler, ruhsat iptali kararını bu kişilere tebliğ etti. İlgili kararın muhataplara tebliğinin ardından bazı hastanelerin tabelaları sökülmeye başlandı. Polis ekipleri, hastanelerin çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. Bazı vatandaşlar, kapatılan hastanelerde tedavi gören yakınları için hastanelere geldi. Özel Güney Hastanesinin kapısına "Hastanemizde tedavi ve hasta bakım hizmetleri durdurulmuştur." yazısı asıldı. Bazı hastane personeli mesai arkadaşlarıyla vedalaşarak binadan ayrıldı. Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesinin çalışanları, alınan kararı alkışlarla protesto etti, bazılarının ağladığı görüldü. Çalışanların buradaki bekleyişi sürüyor. Özel TRG Hospitalist Hastanesinin binasının yanında bulunan Bağcılar Ülkü Ocakları üyeleri, slogan atıp hastaneyi protesto etti. Tebliğin ardından, Reyap Hastanesi yazısı brandayla örtüldü. İşlemlerin tamamlanması sonrası hastanenin mühürleneceği öğrenildi. Hastaların sevki başladı Ekipler tebliğ sonrasında hastanelerden ayrılırken, buradaki hastaların kamu hastanelerine sevki için çalışma başlatıldı. Müdürlük koordinesinde yürütülen çalışmalar kapsamında, yenidoğan ve durumu ciddi olan hastalar öncelikli olmak üzere, hastaların ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilme işlemlerine başlandı. Bazı hasta yakınları, durumu ağır olmayan hastalarını kendi imkanlarıyla hastanelerden alarak evlerine götürdü. Mağdurlar hastane önlerine geldi Ruhsatları iptal edilen hastanelerde daha önce tedavi gören ya da hayatını kaybeden çocukların aileleri de hastane önlerinde toplandı. Özel Avcılar Hospital'da torunu daha önce tedavi gören bir kadın, hastane önüne gelerek tepki gösterdi. Doğduktan sonra 2 ay boyunca torununun hastanede kaldığını söyleyen kadın, burada durumunun kötüleştiğini, çıkarıp eve götürdüklerinde kendine geldiğini anlattı. Özel Güney Hastanesine gelen Nazlı ve Mesut Ahi çifti, 2023'te bebeklerinin 3 gün boyunca hastanede tutulduğunu, daha sonra Bağcılar Medilife Hastanesine sevk edildiğini söyledi. Gözyaşlarını tutamayan anne Nazlı Ahi, tedavinin 6'ncı gününde bebeğinin öldüğü haberini aldıklarını belirterek "24 Nisan 2023'te doğum yapmıştım. Çocuğumu kaybettim, mağdurum. Bunun sonuçlanmasını istiyorum. Doğum yaptığım gece bebeğim gayet iyi, sağlıklıydı. Ertesi gün, 'Bebeğin üç damarında tıkanıklık, hipertansiyon, solunum sıkıntısı var.' dediler ve çocuğu üç gün yatırdılar. Sonra dediler ki 'Çocuğu sevk ediyoruz.' Medilife Hastanesine sevk edildi.'' dedi. Anne Ahi, çocuğunun kendisine gösterilmediğini ve toplamda 6 gün hastanede kaldığını anlatarak "Çıkmasınlar içeriden. İçim kan ağlıyor dünden beri. Ben bir anneyim. Bu anneye yapılmaz. 3 tane daha çocuğum var, onlar gayet sağlıklı. Onlar devlet hastanesinde doğdular. O zamandan şüphelerim vardı. Çocuğum parçalansın, otopsi olsun istemedim. Şikayetçiyim. Bu davanın arkasındayım. Asla peşini bırakmayacağım. Deselerdi ki 'Çocuğunuz için para istiyoruz.' ben onlara trilyonlar verirdim ama çocuğumu benden almasalardı." diye konuştu. "Başka bir hastaneye sevkini alacağız çocuğumuzun" Özel Avcılar Hospital'da dünyaya gelen bebeği tedavi altında olan Ercan Gökdoğan ise "Bebeğim 15 Ekim akşamı, saat 19.00 gibi dünyaya geldi. 2-2,5 saat bizim yanımızda durdu. Bebek annesini emmediği için solunum sıkıntısı var dediler, yoğun bakıma aldılar. Kuvöze aldılar. Pazartesi, çarşamba, cuma görüş günleri var. Annesinden süt sağıp getiriyorum ve çocuğumu görüyorum. Onda herhangi bir sıkıntı yok. Annem ve kardeşim bugün süt getirmeye gelmişlerdi. Haberi görür görmez buradan ayrılmamalarını söyledim. Yoğun bakım ünitesine bakan doktor var. Onunla görüştük. Evrakımızı hazırladık. Birazdan başka bir hastaneye sevkini alacağız çocuğumuzun. Endişe etmiyorum, gördüm çünkü çocuğumu az önce, herhangi bir sıkıntısı yok." ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.